Mesajı Okuyun
Old 29-04-2011, 20:20   #104
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Av.Mehmet Saim Dikici açıkladı. Buna rağmen düşündüklerimi yazıyorum.
İddianame'den:
Alıntı:
T.C.
KADIKÖY
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
Bakanlık No : 2010/1165 B.M
Soruşturma No : 2010/19578
Esas No : 2010/7184
İddianame No : 2010/311

İ D D İ A N A M E
KADIKÖY AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

DAVACI : K.H

İHBAR EDEN : KARTAL 5. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

SUÇTAN ZARA GÖREN : P. K. Kartal Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapar.

ŞÜPHELİ : ÖMER KAVİLİ

MÜDAFİİ : Av. BORAN ÇİCEKLİ.(32472)

SUÇ : Kamu görevlisine görevden dolayı alenen hakaret.

SUÇ TARİHİ VE YERİ : 28/05/2009 İSTANBUL/KARTAL

SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu’nun 125/3a-4 maddeleri uyarınca


Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.04.2010 gün ve 2009/12642/26907 sayılı yazılarına ekli 18.04.2010 tarihli Bakanlık olur’u taşıyan düşünce örneği gereğince evrak ve eklerinin incelenmesinde;

Avukat Ömer KAVİLİ’nin;
Müdahil-sanık sıfatıyla takip ettiği Kartal 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/479 esas sayılı davasının 28/05/2009 tarihli duruşmasında, dava konusu ile uyuşmazlık ile ilgisi de bulunmamasına rağmen, iddia makamını temsil eden Cumhuriyet Savcısının kastederek “Devletten maaş alması dışında başka hiçbir özelliği olamayan iddia makamı” şeklinde iddia makamı savunma sınırlarını aşma mahiyetinde beyanda bulunduğu,

Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, olayın mahiyeti ve gelişimi de dikkate alındığında bu konudaki değerlendirme ve takdirin yargı merciine ait olduğu, dolayısıyla isnat edilen eylemin kavuşturmaya gerektirir mahiyette olduğu,

Soruşturma dosyası kapsamı ile kısmen Kartal Cumhuriyet Başsavcılığın bildiriminden anlaşılmıştır.

Av. Ömer KAVİLİ’nin savunmasının mevcut delillerle birlikte ilgili mahkemesine değerlendirilip taktir olunmak üzere Kovuşturma yapılması gerekli görüldüğünden;
Kamu görevlisine görevden dolayı alenen hakaret suçundan eylemine uyan TCK’nun 125/3a-4, 53 maddeleri gereğince cezalandırılmasına,

Hakkındaki son soruşturmanın suç yeri itibariyle Kartal Ağır ceza Başkanlığında açılıp duruşmanın bulunduğu hal üzerinden yapılmasına karar verilmesi Kamu adına iddia ve evrak Kadıköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına tevdi olunur. 05/05/2010


Nihat ÇAKAR
Cumhuriyet Başsavcı Vekili


Tutanak'tan:
Alıntı:
TANIKTAN OLAY HAKKINDAKİ BİLGİ VE GÖRGÜSÜNÜN NELERDEN İBARET OLDUĞU HUSUSLARI SORULDU- Ben müşteki sanık vekili Avukat Ömer Kavili de karşı taraf yani diğer müşteki sanık vekili olarak devam eden bir kamu davasında görevliydik. Dava Yargıtay aşamasındadır. Bu dava duruşması sırasında mahkeme Hakimi ile Avukat Ömer Kavili arasında usule ilişkin bir tartışma yaşandı. Bu tartışmanın özü Avukat Ömer Kavili’nin itirazında "Hakimin Reddi sebepleri zabıt katibi için de geçerlidir. Zabıt katibi de savunmalarını olduğu gibi doğrudan zapta geçirmesi gerekir" yönündeydi. Bu talebi kabul edildi. Avukat Ömer Kavili’nin beyanları zabıt katibi tarafından doğrudan zapta geçildi. Bu arada hüküm için ara verildiğinde sanıklar biz avukatlar salonu boşaltıp dışarı çıktık ancak duruşma savcısı dışarı çıkmayınca tekrar biz salona alındığımızda avukat Ömer Bey iddia makamında oturan savcı ile savunma avukatlarının konumlarının aynı olduğunu, hakimin tarafsızlığı ve silahların eşitliği ilkeleri gereğince hüküm müzakeresinde C.Savcısının da avukatlar gibi dışarı çıkması müzakere sırasında Hakimin yanında kalmaması gerektiğini söyledi. Bu sözler sırasında iddia olunan sözleri de söyledi. Bu sözleri söylerken iddia makamını temsil eden C.Savcısı ile savunma makamını temsil eden Avukatlar arasında bir fark olmadığını açıklamaya çalışırken iddia olunan sözleri söyledi. Dedi.

1. İddianamede kırmızı olarak işaretlediğim ifade hakaret fiilini oluşturabilecek bir ifade. İfadeden savcılık makamının devletten maaş almaktan başka bir özelliği olmadığı ve devlet sırtından geçindiği, devleti sömürdüğü sonucu çıkıyor benim düşünceme göre. İddianame ayrıca 'dava konusu ile uyuşmazlık ile ilgisi de bulunmamasına rağmen, iddia makamını temsil eden Cumhuriyet Savcısının kastederek' demek suretiyle ifadenin suç olma özelliğini bir daha vurguluyor.

2. İddianamdedeki cümleyi tutanaktaki ifadeler kapsamında değerlendirdiğimizde ve iki alıntıdaki kırmızıları bir bütün olarak gördüğümüzde,tamamen başka bir netice ile karşılaşıyoruz. Ve bu kapsamda Sayın Kavili'ye hak vermek zorundayız, çünkü dile getirdiği konu Anayasa'nın 138.ci maddesinin ciddiye alınmasıdır.

Saygılarımla