Mesajı Okuyun
Old 23-03-2013, 12:28   #2
yılmazkan

 
Varsayılan

HMK 119'da dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar ile bunlardan bazılarının eksik olması halinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir. Buna göre davalının adresi dava dilekçesinde yer almalıdır. 119/2'ye göre davalının adresinin eksik olması halinde eksikliğin giderilmesi için davacıya süre verilecek, süre içerisinde eksiklik tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir.
Davacı, davasını açarken davalısına ait adres göstermek zorundadır. Davacını bunu kendi elinde olan bilgiler, kanıtlar doğrultusunda bildirmelidir. Davalının, gösterilen adreste herhangi bir nedenle bulunmaması davacının bilmek zorunda olduğu bir husus değildir. Davalı, taşınmış olabilir, mernis adresi olmayabilir, yurt dışına gitmiş olabilir. Bunları, davacının bilmesi mümkün olmayabilir. Nitekim, mernis adresi dediğimiz kurum bir yerde adresi belli olmayan kişilere karşı yargılamanın sürüncemede kalmaması için mevzuatımıza getirilmiştir. Kişinin mernis adresi de yoksa mahkeme aracılığıyla adres araştırması istenebilir. Kolluk araştırması, tapu kayıtları, bankalar adres bulunması ihtimali olan tüm özel ve resmi kurumlardan davalının adresi sorgulanabilir. Yine de bir adres bulunmaması halinde Tebligat Kanununun 28.maddesinde düzenlenmiş olan ilanen tebligat yapılması mümkündür. Tebligat Kanunu 28.madde hükmü ne HMK 119/2 ne de başka bir mevzuat ile kaldırılmış değildir. Görüşlerim doğrultusunda henüz yeni bir Yargıtay kararı bulamadım ancak eski tarihli bir kararı ekliyorum:

Yargıtay
6. Hukuk Dairesi

Esas : 2011/379
Karar : 2011/4657
Tarih : 12.04.2011

*ADRES ARAŞTIRMASI
*İLANEN TEBLİGAT

(7201 s. Tebligat K m. 28) (1086 s. HUMK m. 73)

Özet : Mahkemece adı geçen davalının adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınması, soruşturmanın çok yanlı olarak yapılması, bu çerçevede PTT'den belediyeden, nüfustan, seçim kurulundan, bankalardan, tapudan, vergi dairesinden, askerlik şubesinden (erkek olanlar için) vs. yerlerden etraflıca araştırıldıktan sonra adresinin bulunmama durumunda ilanen tebligat yapılmak suretiyle yöntemine uygun taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, sadece Cumhuriyet Savcılığından adres araştırması yapılarak ilanen tebligat yoluna gidilmesi hatalı olmuştur.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar davalı Neyire Özateş tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak davanın değeri itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, kira alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda 1.7.1996 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının kira bedellerini ödememesi sebebiyle hakkında İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2001/6208 sayılı dosya ile 2001 Ocak, Şubat, Mart, Mart ayı kira bedeli 693.75.-TL, İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2002/3454 esas sayılı dosya ile 2002 Ocak, Şubat ayları bakiye ve Mart ayı kira bedeli 800.-TL, yine İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2002/10780 sayılı dosyası ile 550.-TL kira bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının takiplere itiraz ettiğini belirterek toplam 2.043,75.-TL kira alacağının muaccel olduğu aylardan itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, bir cevapta vermemiştir.

Davalıya duruşma gün ve saatini bildiren davetiye yeterli araştırma yapılmaksızın ilanen tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmıştır. Savunma hakkı ile sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının sınırlı tutulmasının hakkın kısıtlanmasına yol açacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece adı geçen davalının adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınması, soruşturmanın çok yanlı olarak yapılması, bu çerçevede PTT'den belediyeden, nüfustan, seçim kurulundan, bankalardan, tapudan, vergi dairesinden, askerlik şubesinden (erkek olanlar için) vs. yerlerden etraflıca araştırıldıktan sonra adresinin bulunmama durumunda ilanen tebligat yapılmak suretiyle yöntemine uygun taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, sadece Cumhuriyet Savcılığından adres araştırması yapılarak ilanen tebligat yoluna gidilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:Corpus Arşiv