Mesajı Okuyun
Old 25-06-2007, 11:48   #9
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.füsun kimiran
Halen derdest olan bir davamda sizinde fikirlerinizi almak istiyorum.Taraflardan her ikisi de üniversite mezunu olup, kadın doktorasını da yapmış bir yüksek mühendistir.Evlilik öncesi dönemde kadın önemli bir firmada çalışır iken evlenmeden kısa bir süre önce istifa etmiş ve eşinin talebi olmamasına rağmen evkadını olmuştur.Erkek çok faal iş hayatı olmasına rağmen kadın kendini iyice eve kapatmış ve tabiyki aralarında kadından kaynaklanan kıskançlıklar başlamıştır.Kadın çocuk istemekte erkek ise çocuk sahibi olmayı şiddetle reddetmektedir.Erkek yurtdışına gitmiş, karısını da götürmüş mesleği ile ilgili kadını dil kursuna yazdırmış, kadın 1 gün kursa devam etmiş bırakmış ve tekrar eve kapanmıştır.Kadın temiz titiz eğitimlidir,ancak erkek için bu yeterli değildir.Erkek savaşçı, kendi ayakları üzerinde duran, birlikte yol alabileceği bir kadın zannederek evlendiği bu kadınla artık evli kalmak istemez evi terkeder ve boşanma davası açar.Dava da ne tartışılmalı sizce.Bu sebep boşanma için yeterlimidir?


kadının evlenmeden önce işinden istifa etmesi, evliliğin devamı sırasında da çalışmayacağına ve bu durumun erkek tarafından kabul edildiğine karinedir bence.

ayrıca kadının çocuk yapma isteğini aile olmanın bi gereği gibi görmek gerektiği kaanatindeyim. eğer çocuk yoksa ve istenmiyorsa birlikteliği resmileştirmenin de önemi olmaması gerektiği şahsi fikrimdir. bu nedenle kusurun kadında değil erkekte olduğunu düşünüyorum

son olarak paylaşmak istediğim bir düşüncem var onu da aktarayım. "evlilik birliğinin her iki taraf için de çekilmez bir hal alması"nın delillerle ispat edilmesi istenir ya hep. aslında taraflardan birinin "ben onunla yaşamak istemiyorum artık" anlamında boşanma davası açması bence hem temelden sarsılmayı hem de çekilmez halin en azından başlangıcını oluşturmaktadır.

burada olaya hukuki değil aile birlikteliği olarak bakıyorum. başka türlü anlaşılmasın. istenmeyen kişi ilan edilen kişi için artık çekilmezlik hali başlamış bulunmaktadır bence. bu nedenle başka bir sebep aramaya bile gerek yok. ama usuli yönlerden davanın reddi hali müstesna tabi ki.

ayrıca "boşanma" olgusuna menfi yaklaşanlardan biriyim. boşanmanın her zaman yeni bir başlangıç olmayacağına da inanıyorum. özellikle çalışmayan ve cahil bırakılan kadınlar için. "dul kadın" imajı ile yaşamak anadolu da oldukça zor..

bu nedenle elimizdeki boşanma davalarında tarafları bir araya getirip "hadi barışma yollarını bi arayalım" demeyi adet edindim. önceleri kendi müvekkilimiz bile bizi yargılıyordu bu hareketimizden dolayı ama zamanla taraflar bu çabamıza bi anlam yüklemeye çalışıyorlar.

yani eğer "pek fena muamele" ve benzeri durumlar yok ise avukat gibi değil de hiç olmazsa dava açılmadan veya sona yaklaşmadan evvel evlilik danışmanı gibi davranmanın çoğu kez faydalı olabildiğine hem bizzat hem de duyum ile tanık oldum.

bence denemeye değer... zira aile çok kutsal bir müessesedir. korumaya değer..