Mesajı Okuyun
Old 08-06-2017, 08:35   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Bedel tahsili davası 10 yıllık zamanaşımı süresine takılabilir

6830 sayılı kamulaştırma kanunu madde 19. zilyetin kamulaştırmadan doğan bedel ödenmesi hakkını düzenlemiş 14 madde ise zilyede bedelin artırılması davası hakkı tanımıştır. Anayasanın 46.maddesi Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedelinin nakden ve peşin olarak ödeneceği hükmünü öngörmektedir. AİHM çeşitli kararlarında bedeli peşinen ödenmeden yapılan kamulaştırmaları mülkiyet hakkının ağır ihlali olarak kabul etmiştir.

Bu hukuki düzenlemeler ile ilgili kamulaştırma işlemleri ve mahkeme kararlarına dayalı olarak idare aleyhine icra takibi yapılabilir yada (kamulaştırma bedelinin tahsili ) davası açılarak gerek idarenin tespit ettiği çekişmesiz bedel ve gerekse mahkeme kararı ile çoğaltılan alacak miktarı kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte idareden istenebilir. Dava taşınmazın bulunduğu yerdeki Asliye Hukuk mahkemesinde açılır.(Kam.K.madde 37)

Ne var ki; İİK madde 39’a göre ilamların icrası 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gibi, bu gibi davalarda TBK madde 146(eski BK m.125) e göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağını düşünüyorum. Bu nedenle bana göre ; açılacak tahsil davasının zamanaşımı savunması ile karşılaşması ve davanın olumsuz sonuçlanması ihtimali kuvvetli gözükmektedir.

Not: İdarenin herbir ikrarı içeren beyanı zamanaşımını keser ve 10 yıllık süre yeniden başlar.(TBK.m.154/1,156- eski BK.m.133/1,135) Fakat bu herbir ikrarın 10 yıllık sürelerin içinde yapılması gerekir.