Mesajı Okuyun
Old 05-03-2009, 09:43   #2
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Konuk
sayın hukukcu arkadaşlar. mesleğim ve ilgi alanlarım hukuk alanı ile oldukça uzak olduğu için açıkçası kanundan tüzükten pek bilgi sahibi değilimdir. lafı fazla uzatmadan mağduriyetimi anlatayım.

ablam eşi ile boşanma kararı aldıktan sonra, eşi tarafından açılan boşanma davasının birinci duruşması görüldü.
hakim çocuğun velayetini ablama verdi (çocuk 2 yaşında ve kız).
ardından şahıs bizim haberimiz olmaksızın dava dosyasına davadan vazgeçtiğine dair bir dileçke koymuş.
ardından hakimin çocuğu görme için izin verdiği günde çocuğu bizden aldıktan sonra ablamın çalıştığı iş yerine gider, tehdit ve darb zoru ile ablamı ve çocuğu alarak kaçırır.
sonrasında zorla alıkoyma gerekçesi ile biz savcılığa başvuruda bulunduk.

"ablam polise verdiği ifadesinde zorla alıkonulduğunu, darb uygulandığını, kendi çocuğunu ve diğer aile fertlerini ölümle tehdit ettiğini, kendisine tehdit zoru ile 7 adet açık senet imzalattığını, üzerindeki maaşına (10 bin ytl) el koyduğunu 2 adet cep telefonu, kredi kartı ve çocuğu alarak kaçtığını ifade etti ve bu konuda şikayetçi olduğunu bildirdi."

bunun ardından polisin ve savcının arasındaki anlaşmazlığı fırsat bilen şahıs çocuğu kaçırdı. savcılık başta şahıs hakkında arama kararı çıkardı.
bu arada şahsın kredi kartından 1000 ytl nakit avans çektiği ve 100 ytl civarında harcama yaptığı tesbit edildi.
sonrasında şahıs polis vasıtası bulunarak savcılığa götürüldü.
savcılık aldığı ifadenin ardından şahsı serbest bıraktı ve takipsizlik kararı verdi.
savcı ile yaptığımız telefon görüşmesinde zorla alıkonulma olmadığı için kanunen yapılacak herhangi birşey olmadığını ifade etti.

başta da belirtiğim gibi ben hukukçu değilim. kanunları bilmem ama bu iş benim mantığıma yatmadı.

ardından şahsın boşanma davasından vazgeçmesi üzerine boşanma davası da düştü(?)bu sebepten dolayı şahsın çocuk kaçırma ile ilgili işlediği suçunda hükmü kalmadı.

şimdi şahıs işlediği suçlardan ? (kanunen anladığım kadarı ile bunların hiçbiri suç sayılmıyor yada biz yanlış biliyoruz) teker teker kendini kurtarıyor. yani zorla alıkoymadan, darbdan vazgeçtik gasp denilen suç kapsamına girmiyor mu bunlar?

şahsın abisi geçenlerde elindeki açık senetleri getirmeye karşılık şikayetlerden vazgeçme pazarlığı yaparken şimdi senetlerden dolayı da herhangi bir ceza almayacağını ifade ediyor. bunun doğruluk payı var mıdır bilemiyorum açıkçası?

bu ülkede adalet sistemi hakkaten böyle mi yürüyor? kanunlar tamamen suçluyu korumaya yönelik önlemler midir ben bunun merak etmeye başladım...

görüş ve önerileriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.


Sayın Katlımcı;

Anlattığınız olayların içerisinde hukuken suç olarak kabul edilebilecek birçok eylemden bahsetmektesiniz.Herşeyden önce açılan boşanma davasında ablanıza geçici velayet verildiğini görüyoruz ki bu geçici velayetin kalkması da ancak bir mahkeme kararıyla olabilir dolayısıyla velayeti ablanızda olan çocuğun kaçırılması elbette ki suçtur.Burada eniştenizin verdiği dilekçe üzerine mahkemenin dosyayı ele alıp almadığı ve asıl dava konusunda karar verip vermediği çok önemlidir.

Bahsettiğiniz diğer olaylar hakkında ise savcılığın takipsizlik kararı vermiş olabileceğine ihtimal vermiyorum ama şayet öyle ise takipsizlik kararının tebliğinden itibaren bu karara karşı 15 gün içerisinde en yakın ağır ceza mahkemesine itirazda bulunma hakkınız bulunmaktadır.Eniştenizin serbest bırakılması hakkında dava açılmayacağı anlamına gelmiyor zira suç işlediği iddia edilen kişiler her zaman tutuklanmayabiliyor,tutuklanma sadece bir tedbirdir ve bunun takdiri hakime aittir.

Sn katılımcı şu aşamada öncelikle ablanızın zaman kaybetmeden 4320 sayılı Ailenin Korunması yasasından faydalanmak için talepte bulunmasında fayda vardır.

Ailenin Korunmasına Dair Kanun gereği,aile içi şiddet gören bireylerin aile mahkemesine başvurması halinde yargıca şiddet gösteren kişinin bundan kaçınması için birtakım tedbirler alma yetkisi vermiştir. Buna ilişkin yapılacak başvurular ve kararların uygulanması harçsızdır yani sizlerden herhangi bir ücret alınmadan gerekli tedbir alınır.

Bu tedbirler,

Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,

b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,

c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,

ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,

d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,

e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,

f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması şeklindedir. Yargıç bunlardan gerekli olanlara hükmeder.

Kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eşe ihtar olunur.

Hemen, bulunduğunuz yerdeki Aile Mahkemesi'ne başvurunuz.

Ablanız boşanma davası da açabilir.

Bu dava içinde çocuğun velayetini, kendi ve çocuğu için öncesinde tedbir boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk ve iştirek nafakası olarak devamını isteyebilir.Hakim ablanız ve çocuğunun yaşamını idame ettirebilmesi ile ilgili olarak gereken tedbirleri almak zorundadır.Evin ve ev eşyalarının çocuğun ve ablanızın kullanımına özgülenmesi de isteyebilirsiniz.

Yine aynı dava içinde maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunabilirsiniz.

Oturulan evle ilgili olarak aile konut şerhini acilen aldırmanızda yarar vardır.

Ama her şeyden önemlisi,haklarınız çeşitli olduğundan mutlaka bir avukattan doğrudan hukuki destek almanızdır.

Maddi durumunuz elverişli değilse bile davanızın takibinde ücretsiz avukat hizmetinden yararlanabilirsiniz.
Bulunduğunuz yer il barosundan bu yönde talepte bulununuz.