Mesajı Okuyun
Old 04-04-2014, 11:20   #67
MAHMUT MAVİGÜL

 
Varsayılan

Sn.Gemici;

Kendi meslek dalı ve alanı ile ilgili olarak naçizane görüş ve önerilerimle konuya çözüm getirmek amaciyle mesleki kamu oyu oluşturmak için yaptığım çalışma ve mücadele,maalesef köşe yazarı bazı gazeteciler gibi didik didik tahlil edilerek, konunun ve mücadelenin odağından uzaklaşmak kabul edilir gibi değildir.
“Çiçero” nun mesleki anlamdaki bağımsızlığıdır önemli olan.Tarih dersi vererek,
tartışmaya yararı noktasındaki çıkarımın ne olduğunu anlamazlıktan gelmek mümkün değildir.
Meslek tekelinin,hasıl olan başarı ve yetenek ile değil bilakis,siyasi destekli iş ortamı temini ile gerçekleştiği açıktır.Örnek vermek gerekirse, bir avukatın dört-beş adet bankanın,sayısı oldukça fazla kurum ve kuruluş avukatlığını yapması takdir edersiniz ki,tesadüf değildir.Öyle hukuk büroları vardı ki,banka müşterisi gibi sıra numarası alınarak iş görülmektedir.Artık gerçek tüm açıklığı ile ortada olduğuna göre, zerafeti için terzi aramaya gerek yoktur!...
Böylesi meslek tekilini havi hukuk bürolarında, efedi avukat, köle de de maalesef avukattır.Gelir ve pasta dilimi neden eşit dağıtılmasın…İşte tüm bu sıkıntıların nedeni,HMK’nun 114/g maddesi hükmüne eklenmeyen ve biz avukatlara uygulanan “üvey evlat” muamelesinden kaynaklanmaktadır.Tabidir ki,böylesi bir değişimi kartel hukuk büroları istemez.Binlerce kapasiteli “Akhisar Sigara Fabrikası” yıllar içerisinde neden açılamadı,üretime geçemedi,istihdam sağlanamadı?...Çünkü,Manisa’nın tütün ve pamuk üreticisi beyleri ve ağaları ,ucuz ırgatın ellerinden gideceği korkusuyla siyasi baskılarla açılmasına engel oldular da ondan..Meslek tekili için de geçerlidir bu gerçek,ve zerafet için terziye ihtiyaç yoktur.Asgari ücretin az üstünde bir bedelle ucuza kapattıkları köle avukatları
çalıştırarak, artı değer elde etmek için devamlı muhalefet etmektedirler…Avukatın vekalet ücretinin geder avansına HMK’nun 114/g maddesine yapılacak bir tadil ile eklemek demek, meslek tekelinin intiharı olacaktır da ondan…Konumuzla alakası olmayan “öz deyişleri”
kendilerine dayanak tutmaktan vazgeçmeleri gerekmektedir.Konumuzla alakalı bir öz deyişte benden…”Keser döner,sap döner,gün gelir hesap döner…”Yakın tarihimizde cenazeleri
Belediyelerce kaldırılmış olan avukatların şehir efsanesi hikayeleri vardır.Halen var olan
avukat intiharları da ayrı bir örnektir.
Avukat taraflı mı dır? Avukat ta tarafsızdır.Kimsenin babasının uşağı değildir.Müvekkili ile arasındaki tek bağ, özünde kan hısımlığı olmayan bir akdi vekalet ilişkisidir.Vekalet almak,efendinin kölesi olmak mı demektir?!...Bilirkişi tarafsızdır da, avukat taraflı mıdır?...Sadece müvekkilinin yargılama süreci zarfındaki SAVUNMA BİLEN KİŞİSİDİR…Ve dolayısıyla,hakkı olan avukatlık ücretinin de peşin olarak yatırılması
gerekmektedir.Kişi eğer bilirkişi deliline istinat ediyorsa,nasıl ki bilirkişi ücretini peşin olarak yatırması lazım geliyorsa, aynı kişi kendisini bir savunma bilen kişisi ile temsil ettirmek istiyorsa eğer aynı paralellikte ücretini de peşin olarak yatırması gerekmektedir.Artık timsahın altında civciv aramak abesle iştigaldir.Benimkisi sadece bir muhakeme görüşüdür.Bilirkişinin tarafsızlığı ile paralellik kurup,avukatlık ücretine ters takla attırmak kabul edilebilir değildir.
Sevgi ve selamlarımla…