Mesajı Okuyun
Old 11-10-2017, 08:31   #29
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Emsal imzaların senedin düzenleme tarihinden öncesine,bulunamaz ise en yakın tarihe ait olması gerekir. Üç yıllık farkın en yakın tarih olarak kabul edilmemesi ihtimali kuvvetli gözükmektedir.


T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/1581
K. 2016/9372
T. 25.5.2016

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalı yanın müvekkili hakkında kredi kartı sözleşmesine dayalı olarak takip başlattığını müvekkilinin takip dayanağı kredi kartı sözleşmesini imzalamadığı gibi davalıdan kredi kartı da almadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı yanca takip dayanağı kredi kartı sözleşmesinin sunulmadığı, kartın davalıya verildiğine dair teslim belgesinde yer alan davacı adına atfen atılı imza üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde imzanın aynı elden çıktığını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanmadığı imzaların farklılık gösterdiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava konusu kredi kartının teslim tarihi 29.01.2008 yılı olmasına rağmen mahkemece hükme esas alınan adli tıp raporunda incelemeye esas alınan mukayese belgelerin tamamının teslim tarihinden sonraki tarihli belgeler olduğu anlaşılmakla, anılan rapor bu haliyle yeterli incelemeyi içermemektedir. Mahkemece, davacının davaya konu sözleşmenin tanzim tarihinden önceki dönemlere ait resmi kurumlar önünde atılmış, samimi imza örnekleri getirtilerek yapılacak imza incelemesine göre uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kredi kartının bizzat davacı tarafından kullanılması durumunda davacının sorumluluktan kurtulamayacağı dikkate alındığında mahkemece davalı bankadan bu kredi kartına ait harcama belgeleri ile nakit çekimine ait belgeler getirtilerek yapılan harcamaların kim tarafından yapıldığı tespit edilerek gerektiğinde bu belge üzerindeki imzalar yönünden de bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucu dairesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1994/8619
K. 1995/4115
T. 4.5.1995

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının Bodrum İcra Müdürlüğünün 1993/598 sayılı dosyasında, takibe konu yaptığı 15.000.000.-TL.'lık senetteki imzanın davacı eli mahsulü olmadığını beyanla borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, imza incelemesi yaptırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yaptırılan Adli Tıp Kurumu bilirkişi incelemesi sonucu imzanın davacı elinin ürünü olmadığının anlaşılmasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükme dayanak yapılan 22.10.1993 tarihli olup Adli Tıp Kurumu Fizik-Grafoloje İhtisas Dairesinden alınan raporda incelemeye esas alınan emsal imzaların senedin tanzim tarihinden önce veya yakın tarihli imzalı tarihler olmadığı ve esasında yeterli miktarda emsal imza toplanmadan rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen bu raporun yeterli bir inceleme mahsulü olduğu kabul edilemeyeceğinden, mahkemece bu rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş dava konusu senedin tanzim tarihinden önce, bunlar temin edilemez ise tanzim tarihine yakın tarihlerde davacı keşideci tarafından atılmış imzaların H.U.M.K.'nun 309.maddesi gereğince toplanıp yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Not:11 ve 12.HD.nin görüşleri de bu doğrultudadır.