Mesajı Okuyun
Old 09-12-2011, 14:14   #14
Özgül04

 
Varsayılan

Sayın İbrahim YİĞİT esasında burada mahkemenin gözünden kaçmıştır. Zira iflas ertelemesi davalarında yetki konusu kamu düzeni düşüncesine dayanır ve mahkeme tarafından resen göz önüne alınmalıydı.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/7082
K. 1992/3910
T. 15.9.1992
• TACİR SIFATI ( Her Türlü Delille İspat Edilebileceği )
• TİCARET SİCİLİ ( Tacirlik Sıfatı Bakımından Sadece Bir Karine Teşkil Etmesi )
• İFLAS DAVASINDA YETKİ ( Mutlaka Tacirin Muamele Merkezinin Bulunduğu Yerde Açılmalıdır )
• YETKİLİ MAHKEME ( İflas Davasında )
• İFLAS KARARININ GEREKTİRDİĞİ MASRAFLAR ( İflas İsteyen Alacaklıya Ait Olması )
• ŞARTA BAĞLI İFLAS KARARI VERİLMESİ ( Yasaya Aykırı Olması )
2004/m.154,160
6762/m.14,16,18,19,20
ÖZET : Tacirin ticaret sicilinde kaydı olmasa bile iflası istenebilir. Ticaret sicilinde kayıtlı kişinin tacir olduğu bir karinedir. Ticaret sicilinde kaydı yoksa borçlunun tacir olduğu her türlü delille kanıtlanabilir.

İflas davasının mutlaka tacirin muamele merkeznin bulunduğu yerde açılması gerekir. Bu hüküm kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkemece re`sen gözönünde bulundurulur.

İflas isteyen alacalı ilk alacaklar toplantısına kadar yapılması gereken muamelelere ait masraflardan sorumlu olup bu giderleri peşinen ödemeye mecburdur. Mahkemenin nihai karardan önce bu giderleri tesbit ederek mahkeme veznesine depo edilmesine karar vermesi gerekirken giderler yatırıldığı takdirde davalının iflasına şeklinde şartlı karar vermesi de usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA: Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması iflas davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazalı nedenlerden dolayı davanını kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili; vermiş olduğu dava dilekçesi ile davalının müvekkilinden mal satın alarak karşılığında çek verdiğini, karşılığı bulunmadığından çek bedelinin muhatap bankadan tahsil edilmediğini, taciri olan davalı hakkında iflas yolu ile yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden borçlunun itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; yargılaması sırasında ileri sürdüğü sözlü savunmasında, haksız açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel mahkeme; davacı tarafça ilk alacaklar toplantısına kadar yapılacak masrafı karşılamak üzere 750.000.- lira yatırıldığı takdirde itirazın kaldırılmasına, borçlunun iflasına karar vermiştir.

Karar yasal süresi içinde davalı vekili tarafından müvekkilinin tacir olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.

TTK.nunda veya özel kanunlarında tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi tutulan gerçek ve tüzel kişiler hakkında iflas yoluyla icra takibi yapılabilir ve iflas davası açılabilir. TTK.nun 14, 16, 18, 19. maddelerinde kimlerin tacir sayılacağı birer birer açıklanmıştır. Borçlunun iflasa tabi kişilerden olup olmadığına dair mahkemede bu itiraz olmasa dahi bu hususunun mahkemece re`sen araştırılması gerekir.

Davalının ticaret sicilinde kaydı bulunup bulunmadığı hususunda ticaret sicilinden bilgi alınmamıştır. Tacirin ticaret sicilinde kaydı olmasa bile iflası istenebilir. Ticaret sicilinde kayıtlı kişinin tacir olduğu bir karinedir. Ticaret sicilinde kaydı yoksa borçlunun tacir olduğu her türlü delille kanıtlanabilir.

Tacir, ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir. Ticari işletmeyi kurup açtığını sirküler gazete, radyo vs. gibi ilan vasıtaları ile halka bildirmiş veya ticaret siciline kaydettirerek ilan ettiren kişi fiilen işletmeye başlamamış olsa dahi tacir sayılır. Ticari işletmeyi açmış gibi kendi adına ister adi şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken varsayılan diğer bir şirket adına ortak sıfatı ile muamelede bulunan kişi tacir gibi sorumludur. Şahsi halleri yahut yaptıkları işlerin niteliği veya meslek ve vazifeleri itibariyle kanuni veya kazai bir yasaya aykırı olarak faaliyet gösteren veya başka bir şahsın iznine veya resmi bir makamın ruhsatına lüzum olupta bu izni yahut ruhsatı almadan ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır ( Türk Ticaret Kanunu`nun 14, 20 ve daha sonrakimaddeleri ).

Yukarıda açıklanan esaslar dairesinde davalının tacir olup, olmadığının tesbiti ve bu konuda gösterilen delillerin toplanması gerekir.

Ayrıca, iflas davasının mutlaka tacirin muamele merkeznin bulunduğu yerde açılması gerekir. Yetkiyi düzenleyen İcra İflas Kanunu`nun 154. maddesi kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkemece re`sen gözönünde bulundurulur. Davalının muamele merkezinin bulunduğu yerinde yukarıda açıklanan esaslar dairesinde tesbiti gerekir.

Diğer yönden iflas isteyen alacalı ilk alacaklar toplantısına kadar yapılması gereken muamelelere ait masraflardan sorumlu olup bu giderleri peşinen ödemeye mecburdur ( İcra İflas Kanunu`nun 160. maddesi ). Mahkemenin nihai karardan önce bu giderleri tesbit ederek mahkeme veznesine depo edilmesine karar vermesi gerekirken giderler yatırıldığı takdirde davalının iflasına şeklinde şartlı karar vermesi de usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 15.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.