Mesajı Okuyun
Old 08-02-2012, 16:56   #26
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın Ergin, O kararın aksine 1 yargıtay kararı 1 de kanun maddesi var. Meslektaşlarımın ilgisine sunuyorum.

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
2010/1855
2010/3896
"TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...” hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur."

MÖHUK 59.MADDE : Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.


Alıntısını yaptığınız karar aşağıdadır. Bence yanlış yorumluyorsunuz.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/1855
K. 2010/3896
T. 13.7.2010
• KATKI PAYI ALACAĞI ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Mal Ayrılığı Rejimi Geçerli Olduğu - 4721 SK. Md. 178'deki Zamanaşımı Süresinin Uygulanamayacağı/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )
• ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( Yabancı Mahkeme Boşanma Kararının Kesinleşme Tarihinin Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )
• MAL AYRILIĞI REJİMİ ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Geçerli Olduğu - Katkı Payı Alacağı Davası/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )
• YABANCI MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA KARARININ KESİNLEŞME TARİHİ ( Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Olarak Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )
4721/m. 178, 202, 225/2
743/m. 170
818/m. 125
5718/m. 59
ÖZET : Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacının katkı yaptığını ileri sürdüğü taşınmazın edinme tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan; 4721 sayılı Yasanın 178. maddesindeki zamanaşımı süresi eldeki davaya uygulanmayıp, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözülmesi gerekir.

DAVA : S. ile R. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 2. Aile Mahkemesinden verilen 17.12.2009 gün ve 388/1028 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği yoluyla davalı koca adına tescil olan 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümün edinilmesine katkıda bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.000 TL. katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihten dava tarihine kadar Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, yurtdışında verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar TMK.nun 178. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir.

Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmişler, Russelsham Sulh Hukuk ( Aile ) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.

TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki; taraflar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, ( 743 sayılı TKM. M.170 ) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.

Dava konusu İzmir Buca 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm 21.05.1986 tarihinde davalı adına tescil edilmiş ise de, taşınmazın daha önceki bir tarihte SS.TCDD İşçileri 4 No.lu Sosyal Sigortalılar Yapı Kooperatifine üyelik ile edinildiği bildirilmektedir.

Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu'nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde TMK.nun 5. maddesi yoluyla her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanması ve uyuşmazlığın esası bakımından karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın edinildiğinin ve katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü tarih itibariyle uyuşmazlığın 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu gözden kaçırılarak yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL. peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.