Mesajı Okuyun
Old 24-09-2010, 17:35   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Aşağdaki karardan da anlaşılacağı üzere; kat mülkiyeti kanununa göre esasen bu zararlardan kat maliki sorumludur. ancak kira sözleşmesinde aksine bir hüküm varsa kiracı sorumludur

T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1820
Karar: 2006/2566
Karar Tarihi: 30.03.2006

TAHSİL DAVASI - KAT MÜLKİYETİNDE ORTAK YERLERİN GİDERLERİNE KATILMA ZORUNLULUĞU - GİDERLER İÇİN FAİZ VE MASRAFLARIN TAHSİLİ TALEBİ - KİRACI VE KİRAYA VERENİN KAT MÜLKİYETİNDE SORUMLULUKLARINI BELİRLENMESİ

ÖZET: Söz konusu davada ana taşınmazda kiracı olarak oturmasına dayanak teşkil eden kira sözleşmesi hükümleri araştırılarak varsa, yazılı kira sözleşmesi ve diğer belgeleri getirtilip incelenerek yazılı veya sözlü kira sözleşmesi koşullarına göre aylık veya daha uzun süreli toptan ödeme yapıp yapmadığı hususları üzerinde durularak kira miktarı kadar sorumlu olacağı ilkesi gözetilip belirlenen kira miktarının ödeme zamanı bakımından sınırını aşmamak kaydıyla tüm borcun tahsiline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi usul ve kanuna aykırıdır.

(634 S. K. m. 22, 20) (1086 S. K. m. 428)

Dava: Dava dilekçesinde 39.927.600.000 TL.'nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar:

1- Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı B. Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin ana taşınmazın kiralamış olduğu bağımsız bölümlerine ait toplam 22.824.000.000 TL. ortak gider ve aidat borcunu ödemediğini ileri sürerek sözkonusu borcun gecikme faizi ile birlikte 39.927.600.000 TL. olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olduğu, davacının bağımsız bölüm maliki bulunduğu, davalının ise dava konusu ana taşınmazda kiracı olduğu anlaşılmaktadır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre, kat maliklerinden her biri, aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana taşınmazın bütün ortak yerlerinin bakım, koruma ve onarım giderleri ile ortak tesislerin işletme giderlerine ve diğer giderler ile ilgili avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında diğer kat maliklerinden her biri bu Kanuna göre dava açabilir, icra takibi yapabilir. Ortak giderlerin teminatını düzenleyen aynı Yasanın 22. maddesinin birinci fıkrasına göre de, kat malikinin 20. madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan, gecikme tazminatından bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma hakkına veya başka sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup yaptığı ödeme, kira borcundan düşülür. Somut olayda, davacının kat maliki, davalının ise kiracı olduğu konusunda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, davalının bu sıfatı nazara alınarak dava konusu ana taşınmazda kiracı olarak oturmasına dayanak teşkil eden kira sözleşmesi hükümleri araştırılarak varsa, yazılı kira sözleşmesi ve diğer belgeleri getirtilip incelenerek yazılı veya sözlü kira sözleşmesi koşullarına göre aylık veya daha uzun süreli toptan ödeme yapıp yapmadığı hususları üzerinde durularak davacının istemi doğrultusunda belirlenen borç miktarından davalının ödemekte olduğu kira miktarı kadar sorumlu olacağı ilkesi gözetilip belirlenen kira miktarının ödeme zamanı bakımından sınırını aşmamak kaydıyla tüm borcun tahsiline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine 3649,86 YTL. avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekirken, ücretin fazla miktarda belirlenmesi,

Doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.3.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları