Mesajı Okuyun
Old 11-02-2014, 15:06   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Aile Mahkemesi Kararlarının İcrası/Yargıtay Kararları

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/14968
K. 2013/3746
T. 18.3.2013

• İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTEMİ ( İlamla Hüküm Altına Alınmış Bir Nafaka Borcu Var İken Borçlunun Yaptığı Yüklü Ödemelerin Sebebi Belirtilmediği İçin Ahlaki Ödeme Olarak Kabulünün Mümkün Olmadığı )

• BİRİKMİŞ NAFAKA BORCU ( İcranın Geri Bırakılması İstemi - Borçlu Tarafından Açıkça Alacaklının Taşıt Kredisi ve Kredi Kartı Borçları İçin Yapıldığını Belirttiği Ödemelerin Nafaka Borcuna Mahsup Edilemeyeceği )

• YÜKLÜ ÖDEME YAPILMASI ( İcranın Geri Bırakılması İstemi - Borçlu Tarafından Açıkça Alacaklının Taşıt Kredisi ve Kredi Kartı Borçları İçin Yapıldığını Belirttiği Ödemelerin Nafaka Borcuna Mahsup Edilemeyeceği )

• AHLAKİ ÖDEME ( İcranın Geri Bırakılması İstemi - İlamla Hüküm Altına Alınmış Bir Nafaka Borcu Var İken Borçlunun Yaptığı Yüklü Ödemelerin Sebebi Belirtilmediği İçin Ahlaki Ödeme Olarak Kabulünün Mümkün Olmadığı )

2004/m.33

ÖZET : Dava, icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış olup bu kapsamda değerlendirme yapıldığında ilamla hüküm altına alınmış bir nafaka borcu var iken, borçlunun yaptığı yüklü ödemelerin sebebi belirtilmediği için ahlaki ödeme olarak kabulü mümkün değildir. Somut olaya bu açıklamaların ışığında bakıldığında, alacaklının banka hesabına yapılan ödemelerin bu kabul karşısında nafakaya mahsup edilmesi doğru ise de, borçlu tarafından açıkça alacaklının taşıt kredisi ve kredi kartı borçları için yapıldığını belirttiği ödemeler nafaka borcuna mahsup edilemez. Mahkemece bu miktarlar yönünden birikmiş nafaka borcunun devam ettiği nazara alınarak, miktarının belirlenmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Borçlu aleyhinde boşanma ilamı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, borçlunun ödeme itirazı üzerine Mahkemece birikmiş nafaka alacağının; alacaklının banka hesaplarına yapılan havaleler ile kredi kartı ve taşıt kredisi borcu için yaptığı ödemeler nazara alınarak birikmiş nafaka borcunun itfa edildiği kabul edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.

İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış olup bu kapsamda değerlendirme yapıldığında ilamla hüküm altına alınmış bir nafaka borcu var iken, borçlunun yaptığı yüklü ödemelerin sebebi belirtilmediği için ahlaki ödeme olarak kabulü mümkün değildir.

Somut olaya bu açıklamaların ışığında bakıldığında, alacaklının banka hesabına yapılan ödemelerin bu kabul karşısında nafakaya mahsup edilmesi doğru ise de, borçlu tarafından açıkça alacaklının taşıt kredisi ve kredi kartı borçları için yapıldığını belirttiği ödemeler nafaka borcuna mahsup edilemez.

Bu durumda Mahkemece bu miktarlar yönünden birikmiş nafaka borcunun devam ettiği nazara alınarak, miktarının belirlenmesi gerekirken aksine kabul ile birikmiş nafaka yönünden icranın tümden geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı