Mesajı Okuyun
Old 14-01-2008, 20:04   #18
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Önce kanuna bakmalı; sonra Yargıtay kararı aramalı

Sn. Konyalı;

Öncelikle böyle bir tartışmayı açtığınız için teşekkür ediyorum.

Ancak ben tartışmayı: "Hukukçular tembellik etmesinler, okusunlar yorumlasınlar; yargıtay kararlarına başvurarak dilekçe yazmak işin kolayına kaçmaktır" anlamında açtığınızı düşünmüştüm.

Böyle bir düşünceye kesinlikle katılırım. İnsanlar toplun halinde yaşarlar. Bunun doğal sonucu olarak da her birey diğerinden etkilenir. Bu etkilenmenin biçimlerinden birisi de edinilen bilginin aktarımı veya edinilmiş bilgilerin üzerinde yeni bir şeyler geliştirerek bunun aktarımıdır. Bu aktarım toplum halinde yaşadığımız için biz istesek de istemesek de olacaktır. Bu çerçevede bizim gelişmemiz ve geilişimimizi aktarmamız toplumun gelişmesine yardımcı olacağı gibi dolaylı olarak (farklı üretimlere temel veya neden olmamız nedeni ile) bizim de gelişmemize yardımcı olacaktır.

Aksini düşünen arkadaşlarım kusura bakmasınlar;
Ben bir avukat, hakim veya savcı arkadaşımızın "yahu ben böyle düşünüyorum ama yargıtay bu kararında böyle demiş" diye düşünmesini istemiyorum. Bu tembelliktir veya korkaklıktır.

Meslek hayatımda o kadar çok benim düşüncelerime aykırı şey oldu ki.

Ama bir kaç kez de Yargıtay'ın görüşünün aksine kararlar aldım ve bu kararlar da onandı.

Sorun burada bir hukukçu olarak hayata ne kadar müdahale edebildiğiniz ile ilgili galiba.

Bir laf vardır tam doğru olarak anımsamıyorum ama "bir hukuk kuralı iyi bir hukukçunun elinde mükemmel, kötü bir hukukçunun elinde rezalet olabilir" gibi, tam söyleyemedim ama benzer bir tanımlama idi.

Böyle bir sonuca ne yol açabilir? madde değil, maddeyi yorumlayan uygulayıcılar.

Yargıtay'da üyelik yapan yargıçlarımız da birer uygulayıcı, kürsüde hakimlk, avukatlık yapan insanlar da birer uygulayıcı. Farkımız? Yargıtay üyelerinin deneyim ve yorumları ile seçkin birer uygulayıcı olduklarını kanıtlamış olması. Ben avukatların ve kürsü hakimlerinin içinde de onlar kadar seçkin birçok meslektaşımızın olduğuna inanıyorum ve bunun örneklerini gördüm.

Sorun nerede olduğunuzda değil, neyi nasıl yapmak istediğinizde.

Ha bu arada bir şeyi unutmayayım: Bir önceki yazımda artık ihtiyarladığımı ve okumayacağımı yazmıştım.
Benim bir gerekçem var. İhtiyarlık.

Kolay gelsin.

Saygılar.