Mesajı Okuyun
Old 05-09-2007, 12:33   #52
Hemocrania

 
Varsayılan

Herkese saygılarımı sunarım
Ben bu konuyu düşünürken ve kendime sorarken hep iki taraflı düşünceler zihnimi kemirdi durdu.
Ilk tarafı tmamen hukuk mantığı içinde bir hukukçu olarak düşünmem gerektiğiydi..Bu bir nevi bilim adamının dini olmaz gibi bir söz vardır buna benzer.Eger hukuk mantığı içinde düşünmem gerekirse suçu ne olursa olsun ,ikrar etmiş yahut etmemiş olduğuna bakmaksızın müvekkilinizi savunmak gerekliliğidir.Bu kaynağını anayasadan alır Sn. Guyar 'ın dediği gibi,
"muvekkili savunmak demek sadece onun beratine ugrasmak demek degildir.muvekilin sucunun sabit oldugu anlasilsa bile,onun hakettiginden fazla cezaya hukmolunmamasinda da kamu yarari vardir "

Ancak zihnimin diğer yanı ise kendi vicdani muhakememin kişiyi çoktan mahkum etmiş olup olmayacağından ,yahut davayı aldığımda özellikle küçük şehirlerde toplumun,etrafınızın,arkadaş ve meslek çevrenizin vereceği tepkilere karsı durmanın zorluğundan bahsediyordu.Düşünün ki cocuga cinsel istismardan birini,gerçegi büromda açıklamasına ragmen savunarak beraatini ,daha az cezayı almasını sağlamış,daha sonras aynı kişinin aynı igrenç sucu işlediğini duymak,hatta daha da ileri gidecek olursak yine sizin avukatlığınıza başvurmuş olması,eminim hiçbirimizin hoşuna gidecek bir durum değildir.
Hala da bir çelişkidir ancak,Ben bu ülkede onbinlerce insanın ölümüne sebep olan bir teror örgütü liderinin bile avukatları aracılığıyla savunulduğu, yargılandığı bir ülkede yaşayan bir stayjer olarak,ilerde böyle bir durumla karşılaştıgımda müvekkilimi savunmaya devam edeceğimi ancak amacımın onun beraati ,yahut beraatle kazanacağım şöhret değil, hakettiği cezadan fazla almaması olacagını düşünüyorum.Zafer herzaman beraat değildir.

Saygılarımla