Mesajı Okuyun
Old 04-04-2012, 08:41   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kemosabe
İcra aşamasında davacı asil;vekilinin haberi olmaksızın borçlu tarafa kararda belirtilen alacağı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte aldığına,alacağının kalmadığına dair bir belge vermiştir.Bu belge icra dosyasına konulmuştur.
Avukatlık Kanunu'nun 165.maddesi bu gibi olaylar düşünülerek konmuştur.

ÜCRET DOLAYISİYLE MÜTESELSİL SORUMLULUK
Madde 165.- ...sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.

Maddedeki
"Her ne suretle olursa olsun" ifadesi "ödeme belgesi düzenlenmesini" de kapsar.
"takipsiz bırakılan işlerde" ifadesi "ödemeyle icra takibini takipsiz bırakmayı" da kapsar.
diye düşünüyorum.

Aksi halde, taraflar sulh anlaşması yerine ödeme belgesi düzenleyerek avukatı aradan çıkarırlar. Bu durum müvekkilin haczi mümkün malı olmadığında önem kazanır. 165.maddenin amacı avukatın emeğini korumaktır.

Maddedeki "takipsiz bırakmak" ifadesi "icra takibi ile avukat arasındaki bağı koparmak" diye yorumlanmalıdır. Bir başka deyişle avukatı saf dışı bırakmak anlamına gelir.

Karşı tarafın iyiniyetli olması halinde ne yapılacak?
İyiniyetli karşı tarafın hakkı ile avukatın hakkı arasında nasıl bir denge kurulabilir? Öyle bir ölçü bulmayız ki bu ölçüyle karşı tarafın iyiniyetli olup olmadığını ortaya çıkarabilelim.

Bu noktada bir gerçeği daha düşünmeliyiz: Kimse avukattan daha iyi niyetli olamaz.

Avukatı aradan çıkaran tarafların iyiniyetli olmadığı kabul edilmelidir. O halde 165.madde yeterli bir ölçüdür. Haricen ödeme yapan karşı taraf müteselsil sorumluluğun sonuçlarına katlanmalıdır.

Saygılarımla