Mesajı Okuyun
Old 05-10-2007, 02:01   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. Danistay
10.Dairesi
Esas: 1997/2393
Karar: 2000/935
Karar Tarihi: 21.03.2000
ÖZET: Dava, davacılara ait taşınmaza Yapı Kooperatifi tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi amacıyla 3091 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarece 3091 sayılı Yasanın amacı çerçevesinde yaptırılacak soruşturma sonucunda uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmekte olup, mülkiyet hakkına ilişkin daha önce açılmış davalarda yürütmenin durdurulması kararları verildiğinden 3091 sayılı Yasa uyarınca esasa, yönelik işlem tesis edilmemesinde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.

(3091 S. K. m. 1, 14)
İstemin Özeti: Davalılara ait ... Beldesi ... Çiftliği mevkii ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ... Konut Yapı Kooperatifi tarafından yapılan tecavüzün önlenmesi için 3091 sayılı Yasa uyarınca davalı idare tarafından tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucu İstanbul 6. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 25.12.1996 tarih ve E: 1996/625, K: 1996/1450 sayılı kararın davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: E. Mucukgil
Düşüncesi: Davacılara ait taşınmazın gecekondu önleme bölgesi ve toplu konut alanı olarak belirlenmesine ve imar planı uygulamasına ilişkin belediye meclisi kararı ile kamulaştırma kararına karşı açılan davalar dikkate alınmak suretiyle söz konusu davalarda verilmiş olan yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların 3091 sayılı Yasa ve Uygulama Yönetmeliğinde kurala bağlanan tecavüzün refi veya müdahalenin men'i ne ilişkin olarak verilmiş ihtiyati tedbir niteliğinde kararlar olduğunun kabulü ile davacılar tarafından tecavüzün önlenmesi yolundaki başvurunun esastan incelenerek sonuçlandırılmalısında mevzuata uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: B. Arısan
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava, davacılara ait, ... Beldesi ... Çiftliği mevkii ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ... Yapı Kooperatifi tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi amacıyla 3091 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacılara ait 3 parselin ... Belediyesince 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda gecekondu önleme ve toplu konut bölgesi olarak ayrıldığı, davacılar tarafından planlar ile meclis kararının ve kamulaştırma kararlarının iptalleri istemiyle davalar açıldığı, bu davalarda 20.4.1996 tarihinde yürütmenin durdurulması istemleri kabul edilip 20.5.1996 tarihinde verilen kararlar ile de dava konusu işlemin iptal edildiği ve her iki davanın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, bu davanın konusunu oluşturan müdahalenin önlenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvuru sırasında söz konusu davaların henüz sonuçlanmadığı ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olduğu anlaşıldığından davacıların talebi hakkında 3091 sayılı Yasa ve Yönetmelik hükümlerine dayanılarak karar verilemeyeceği yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığı iddiasıyla temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, gerçek veya tüzel kişilerin zilyet bulunduğu taşınmaz mallarla kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya devlete ait veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin idari makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamak yasanın amacı olarak belirlenirken anılan Yasanın 14. maddesinde, başvuru sırasında taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı, bu kanuna göre idari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken taraflarca taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adli mercilerce ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Uygulama Yönetmeliğinin 34. maddesinde de başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemece bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş veya anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise 3091 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı, soruşturma memurunun soruşturma öncesinde, soruşturma sırasında ve gerek görürse yetkili makamın emri ile soruşturma sonrasında taşınmaz malla fiili anlaşmazlığın taraflar arasında Medeni Kanuna göre mülkiyet hakkına dayalı bir müdahalenin men'i veya zilyetliğin ihlali nedeniyle açılmış bir tecavüzün refi davasına konu olup olmadığını, taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemelerce verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunup bulunmadığını araştıracağı, bu tür bir davanın açılmış olduğunun veya bir ihtiyati tedbir kararının verilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde soruşturma hangi aşamada ise işlemlerin durdurulacağı ve bu kanuna göre karar verilemeyeceği gerekçesi ile birlikte şikayetçiye yazılı olarak duyurulacağı, mahkemeye yapılan taşınmaz malla ilgili başvuru Medeni Kanuna göre müdahalenin men'i veya tecavüzün ref'i talebi dışında ise bu durumun idarenin soruşturma yapmasına ve karar vermesine engel olmayacağı, 3091 sayılı Kanuna göre idari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken taraflarca taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adli mercilerce ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, tecavüzün önlenmesi yolundaki şikayet üzerine yapılan soruşturma sırasında; bu yerin ... Belediyesince gecekondu önleme bölgesi toplu konut alanı olarak ilan edildiği ve kamulaştırma kararı alınması nedeniyle davacılar tarafından söz konusu beldeye ait 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli planların tasdikine ve imar planının uygulama koşullarının kabulüne ilişkin belediye meclisi kararı ile gecekondu önleme bölgesi ve toplu konut alanı olarak belirlenmesine ilişkin belediye meclisi kararı ve kamulaştırma kararı alınmasına yönelik belediye encümeni kararına karşı idare mahkemesinde dava açıldığı, bu iki dava sonucunda yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan yasa ve yönetmelik hükmünde davalı idarenin soruşturma yapmak suretiyle zilyetliği belirleyerek uyuşmazlığı çözüme kavuşturmasına engel hal, Medeni Kanuna göre müdahalenin men'i veya tecavüzün ref'i talebiyle mahkemeye başvurulmuş olması ve taşınmaz mal anlaşmazlığı hakkında mahkemelerce bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması hali olup, davacılara ait olduğu belirlenen taşınmazın gecekondu önleme bölgesi ve toplu konut alam olarak belirlenmesi ve kamulaştırma kararı alınmasına yönelik belediye meclisi ve belediye encümeni kararlarına karşı idare mahkemelerinde açılan davaların 3091 sayılı Yasa ve Yönetmeliğin aradığı anlamda bir dava olarak nitelendirilmeyeceği açıktır.
Bu durumda, davalı idarece 3091 sayılı Yasanın amacı çerçevesinde yaptırılacak soruşturma sonucunda uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmekte olup, mülkiyet hakkına ilişkin daha önce açılmış davalarda yürütmenin durdurulması kararların verildiğinden 3091 sayılı Yasa uyarınca esasa, yönelik işlem tesis edilmemesinde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca davacıların temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. idare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 25.12.1996 tarih ve E: 1996/625, K: 1996/1450 sayılı kararın bozulmasına, yerinde karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye iadesine 21.03.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************