Mesajı Okuyun
Old 05-02-2008, 16:36   #24
halit pamuk

 
Varsayılan

Karar bozulur mu bozulmaz mı bu Yargıtay'ın bileceği bir şey. Ancak Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatları şu şekildedir:


T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/13054
K. 2003/1148
T. 6.2.2003
• ALACAK DAVASI ( Haksız İnşaat Nedeniyle Doğan Alacağın Tahsili )
• HAKSIZ İNŞAAT ( Davacıların Başkasına Ait Tapulu Taşınmaza Kendi Levazımı İle Bina Yapmaları )
• İYİNİYET ( Mahkeme Kararının Varlığını Bilen veya Bilmesi Gereken Davacıların İyiniyetli Olmadığının Belirlenmesi )
• ASGARİ LEVAZIM DEĞERİ ( Başkasına Ait Tapulu Taşınmaza Kendi Levazımı İle Bina Yapan Davacıların Ancak Asgari Levazım Değerini İsteyebilmesi )
• ASGARİ LEVAZIM DEĞERİNİN HESAPLANMASI ( Bu Hesaplamaya Kullanılan Tüm Malzemenin İşçilik ve Yapımcı Karı Gibi Unsurların Dahil Edilmemesi )
4721/m.723
ÖZET : 8.1.2001 tarihinde kesinleşen Yargıtay on dördüncü hukuk dairesi kararı karşısında artık davacıların iyiniyetinden sözedilemez. Bu durumda davacıların isteyebileceği giderler MK.nun 723/3. maddesinde belirtilmiştir. Davacılar başkasına ait tapulu taşınmaza kendi levazımı ile bina yapan kişiler konumunda olduğundan ancak levazımın asgari değerini isteyebilirler.Asgari levazım değerinin yapıda kullanılan tüm malzemenin işçilik ve yapımcı karı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu az yukarıda açıklanan hususlara açıklık getiren bir rapor değildir. Anılan raporda davacılar tarafından yapılan bina için asgari levazım değerine ilişkin bir tesbit bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar, davalının tapulu taşınmazına ev yapması için kendilerine izin verdiğini, ancak daha sonra eve sokmadığını, açtıkları tapu iptali tescil davasının ifraz şartı gerçekleşmediğinden dolayı reddedilmesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek fazlasını saklı tutup 7.000.000.000 TL birleşen dava ile de 3.000.000.000 TL.nın faiziyle tahsilini talep etmiştir.

Davalı, evi eşinin yaptırdığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece kesinleşmiş mahkeme kararına ve davacıların evi ileride kendilerine verileceği inancı ile almalarına dayanılarak davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyada mevcut davacılar tarafından davalı aleyhine açılan 1999/10 esasta kayıtlı tapu iptali tescil davasında evin değerinin arsa değerinden fazla olduğu ancak ifraz koşulunun gerçekleşmediğine dayanılarak dava reddedilmiş, davacıların temyizi sonucu karar Yargıtay ondördüncü hukuk dairesince davalı Sultan adına tapulu yerde onayı olmaksızın kayınpederinin isteği ile dava konusu binanın yapıldığı zeminin satıldığına veya bağışlandığına ilişkin belge olmadığına göre ilerde kendilerine verileceği inancı ile yapıldığından sözedilemeyeceği yani subjektif koşul olan iyiniyet koşulunun olayda bulunmadığına dayanılarak gerekçeden düzeltilerek onanmıştır. 8.1.2001 tarihinde kesinleşen bu karar karşısında artık davacıların iyiniyetinden sözedilemez. Bu durumda davacıların isteyebileceği giderler MK.nun 723/3. maddesinde belirtilmiştir. Davacılar başkasına ait tapulu taşınmaza kendi levazımı ile bina yapan kişiler konumunda olduğundan ancak levazımın asgari değerini isteyebilirler. Gerek öğreti gerekse sapma göstermeyen uygulama ile asgari levazım değerinin yapıda kullanılan tüm malzemenin işçilik ve yapımcı karı gibi unsurlar gözetilmeksizin piyasadaki en düşük değerlerinden yapım yılı veya yıllarına göre yıpranma düşüldükten sonra elde edilecek miktar şeklinde hesaplanacağı da benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu az yukarıda açıklanan hususlara açıklık getiren bir rapor değildir. Anılan raporda davacılar tarafından yapılan bina için asgari levazım değerine ilişkin bir tesbit bulunmamaktadır.

Mahkemece açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hükmün kurulması bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.