Mesajı Okuyun
Old 04-12-2007, 17:00   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Yanıtlarınız için teşekkür ederim. Sayın Korayad latife beyanında bulunmuş, ona da teşekkür ederim, ama elbette Mahkemenin düşüncesi de, amacı da bu değil ve mutlak ki karar mercii sıfatıyla bizden daha vakıflar, öyle olmalılar...

Yasada olmayan bir kanun yolunu, "hukuk yaratmaya çalışarak" mevcut hale getirmek, olanaksız. Red kararını aldığımda temyiz yolunun kapalı olması beni nasıl umutsuzluğa düşürmüşse, "görüş bildirme" yolu ile kesinleşmiş bir karardaki hataların da düzeltilmesi olanağının umutsuzluğu, bana ait olmamalı.

"Aksi halde görüş bildirmekten vazgeçmiş sayılacağınız" ihtaratına rağmen, müzekkereye, özellikle bir yanıt vermedim. Hukukta sükur ikrardan değil, inkardan gelir, sayın Mahkeme mutlak ki sessizliğimi (zira aksi haldenin görüş bildirmekten vazgeçmiş sayılmam dışında bir yaptırımı da belirtilmemişti ) bu yönde değerlendirecektir.

Kaldı ki, ben görüş bildirsem de, bildirmesem de, sonuç değişmemeli, değişemez. Benim muvafakatım kararın değişmesine aracılık edemeyeceği gibi, aksi görüşüm, yahut suskunluğum da neticeyi olumlu ya da olumsuz etkilemeyecektir.

Mevcut hukuk düzeni içerisinde kesinleşmiş ve temyiz yolu kapalı olan bir karar mevcut. Ama benim somut olaydan genele yönelik vardığım sonuç, temyizi kabil olmayacak biçimde, kesin olarak verilen kararlardan yalnız bizler değil, bizzat kararı veren yargıçlar dahi hoşnut değil.


Bu konu üzerinde düşünülmeli.

Saygılarımla...