Mesajı Okuyun
Old 11-10-2007, 12:24   #20
Av.Denizhan Erbek

 
Varsayılan ideoloji-siyaset-hukuk ayrılmaz bir bütündür!

Siyaset : TDKya göre siyaset ; devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıdır.

Develioğluna göre siyeset; Memleket idaresidir.

Collinse göre ise Siyaset;Bir ülke,toplum veya örgüt içinde iktidarı hedefleyen insanların eylem ve ifadeleridir…. Ve nice tanımlamalar.
Dolayısıyla siyaseti,Bir düşüncenin,kendini hakim kıldığı/kılmaya çalıştığı an’larda/o an’a gelene kadar yürüttüğü eylemler ve bunu belirleyen stratejilerdir.tanımlamasını da yapabiliriz.

İdeoloji: G. Politzer “ideoloji”yi her şeyden önce bir “fikir” olarak tanımlamakta ve devam etmektedir.”İdeoloji” Bir bütün,bir teori,bir sistem,hatta bazen yalnızca bir zihniyet oluşturan fikirlerin bütünüdür.Ve eklemektedir. “ama bir ideoloji yalnızca salt fikirlerin,her türlü duygudan ayrıldığı varsayılacak fikirlerin toplamı değildir.Bir ideoloji zorunlu olarak,duyguları,gönül yakınlıklarını,hoşlanmazlıkları,umutları,korkuları vb.içerir.”

TDK göre ise;Siyasal veya toplumsal öğreti oluşturan,bir hükümetin,bir partinin bir gurubun davranışlarına yön veren,politik,hukuki,bilimsel,felsefi,dini,moral,e stetik düşünceler bütünüdür.

Hukuk : TDK’ ya göre hukuk;toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünüdür.
Böylece hukuk tanımdan da çıkarılacağı üzere,var olan toplumun yaşayış biçimini,bireylerin birbiriyle ilişkilerini düzenleyen ve bunun da kendisini oluşturan sistemin eliyle yeri geldimi müeyyidelerle uygulamaya konulan yazılı kurallar bütünüdür.

Tüm bu tanımlardan hareket edecek olursak şöyle bir yargıya ulaşmak zor olmasa gerek ; Hukuk’u ideolojiden ve buna paralel olarak siyasetten ayırmak imkansızdır. Bir ülkenin hukuk sistemine baktığımız zaman o ülkenin aynı zamanda devlet yapısındaki egemen ideolojik yapısından kaynaklanan siyasi yapılanmayı ve hareketi göreceğiz.Yani İdeoloji ile siyaset ve bunun uzantısı olan hukuk iç içe girmiştir ve bu anlayışın egemen olduğu kurumlar da – eğitim,medya,hukuk yapısı vs.- aynı zamanda bu zihniyete göre yapılandırılacak,şekillendirilecektir.Dolayısıyla her siyasi sistem meşruluğunu hukuki zeminde bulur zaten hukuku da kendine göre şekillendiren sistemin bizatihi kendisidir.mesela,var olan sosyalist sistem veya kapitalist sistemin hukuk yapısı birbirinden çok faklıdır temelde,bu da var olan ideolojik yapının şekillendirdiği siyasi sistemin örgütlenme biçiminin bir sonucudur.

Devlet yapısındaki örgütlenme her şeyden önce bir öğretiden,fikir’den doğmuştur.dolayısıyla bu yönde bir örgütlenme elbette harekette ve yapılanmada birlik şeklinde tezahür etmelidir,bu da var olan öğreti,fikir çerçevesinde politika,hukuk,bilim,din,felsefe vs. alanlarında bir bütünlük arz etmesidir.(İdeoloji).Var olan İdeolojik yapıyı bu şekilde örgütlenme,yapılandırma alnına hakim kılmak için de bir takım düzenlemeler,eylemler ve dolayısıyla stratejiler gerektirecektir.(Siyaset).Bu alanları da hakim kıldıktan sonra var olacak sistemin aynı topraklar üzerinde yaşayan halkların meşruluğuna dayandırmak gerekecektir ki bu da ortak paydalarda buluşulan-ama yine de devletin ideolojik yapısının tezahürü olan siyasetin-hukuksal yapının gerçekleştirilmesi ve toplumu bu örgütlenme yapısı içinde yönetme ve düzenlemedir.(Hukuk).