Mesajı Okuyun
Old 28-07-2004, 18:20   #46
devran

 
Varsayılan AB ülkelerinde şiddet artıyor....

AB ülkelerinde şiddet artıyor

Avrupa'da kadına şiddet oranında artış görülüyor. Her yıl dünyada 55 bin kadın eşi ya da yakını erkeklerin uyguladığı şiddetle yaşamını kaybederken, Almanya'da 40 bin kadın şiddet nedeniyle yardım talebinde bulunuyor ya da sığınma evinde kalmak için başvuruyor.

ÇİĞDEM ÖZTÜRK

Bu yıl İspanya'nın Vigo kentinde yirmi bin kadının katılımıyla düzenlenen Dünya Kadın Yürüyüşü geçtiğimiz yıllara oranla büyük artış gösteren kadın cinayetlerine karşı gerçekleştirildi. İspanya'nın ve Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri, dış basına çok fazla yansımasa da geçen yıllara oranla çoğalan aile içi şiddet vakaları ve kadınların ölümüyle sonuçlanan olaylar. Bu cinayetler her ülkede farklı bir ad alıyor. Bu bir ülkede işlenen kadın cinayetini diğerinden "daha medeni" kılmıyor elbette. Örneğin İspanya'da bir kadının eski eşi, eski sevgilisi ya da ayrılmak üzere olduğu eşi tarafından öldürüldüğü haberinin gazetede yer almadığı bir hafta olmuyor. Bu cinayetler ne yaş tanıyor ne de sınıf. Ev içi şiddet İspanya'da çok yaygın. İspanya'daki feminist gruplar ev içi şiddete maruz kalan kadınların sayısının 2 milyona yakın olduğunu söylüyor.

Fakat gün ışığına çıkabilen vakalar bu rakamın sadece yüzde 10 ila 15'ini oluşturuyor. Şiddete maruz kalan kadınları korumak üzere yapılan yasa değişikliğinden sonra resmi rakamlara göre koruma talebinde bulunan 7882 başvuru olmuş, fakat yargıçlar bu başvuruların yüzde 24'ünü önemsememiş.

Olayın bir diğer yönü de içinde bulunduğumuz 2004 yılında vakaların artmış olması. Madridli yargıçlar, bu yılın ilk beş ayında geçen yıla oranla yüzde 35 daha fazla tebliğ almışlar. Barselona'da da durum farksız. Başvurular geçen yıla oranla üç kat artmış. Şikayetlerin yanısıra öldürülen kadınların sayısının da artmış olması yasal korumanın yetersizliğini ortaya koyuyor.

AB ülkelerinin bazılarında durum

* Almanya'da sığınma evlerinin sayısındaki artış ev içi şiddet vakalarının da artışına işaret ediyor. Aile, kadın, emekli ve gençlik bakanlığı her yıl 40 bin kadının gördüğü şiddet yüzünden yardım talebinde bulunduğunu ya da sığınma evlerinde kalmak için yer beklediğini söylüyor. Ev içi şiddet Almanya'da suç sayılıyor.

* Fransa'da beş yüz bine yakın kadının ev içi şiddete maruz kaldığı, fakat şiddet gören her 100 kadının 69'unun bu konuyu dile getirmediğini söylüyor araştırmalar. En tanınmış vaka Noir Desire'in, 8 yıl hapis cezasına çarptırılan solisti, Bertrand Cantat'ın sevgilisi, aktris Maria Trintignant'ı döverek öldürmesi.

* İngiltere'de ev içi şiddet her yıl ortalama 150 kadının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanıyor. Araştırmaya göre her dört kadından biri hayatında en az bir kez şiddete maruz kalmış. Polis gün içinde dakika başı bir suç duyurusu alıyor. Bu ihbarların yarısı İngiltere'de yaşayan Hintli, Pakistanlı ve Bangledeşli, zorla evlendirilmiş göçmen kadınlar tarafından yapılıyor.

* İsveç'te özellikle 1987 yılından başlayarak en azından her hafta bir kadın birlikte olduğu ya da ayrılmak üzere olduğu erkek tarafından öldürülmüş. Ülkede yürütülen çeşitli kampanyalarla bu sayı düşürülmeye çalışılmış. 1997'de ev içi şiddet uygulayan erkeğe ağır cezalar getiren bir yasa yürürlüğe girdi. Aynı zamanda yurttaşlar da başka bir yasa uyarınca herhangi bir ev içi şiddet olayına ya da cinayete dair şüphe duyduklarında ihbarda bulunmak zorundalar. Bütün bu önlemlere rağmen geçen yıl İsveç'te kayıtlara geçtiği kadarıyla otuz vaka meydana gelmiş.

Her yıl 55 kadın katlediliyor

Reina Sofia şiddetle İlgili Çalışmalar Merkezi'nin yaptığı bu araştırmaya göre dünyada her yıl 55 bin kadın erkeklerin uyguladığı şiddet yüzünden hayatını kaybediyor. AB ülkelerindeki yasal koruma veya benzeri arayışlar bu cinayetleri engellemiyor. İspanya'da kadın cinayetlerinin istatistiklerindeki artışın, olayların basına yansımsından kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair bir soru takılıyor akla. 14 Mart seçimleriyle yönetime gelen Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) parti programında birinciliği cinsiyetçi şiddetin sonlandırılması alıyordu. Yarısı kadınlardan oluşan bakanlar kurulunun kurulmasının ardından girişilen ilk işlerden biri de cinsiyetçi şiddete karşı önlemleri artıracak ve koruma talebinde bulunan kadınlara daha hızlı yanıt verecek bir yasanın meclisten geçirilmesi oldu. Bu söz konusu yasanın meclisten geçmesi İspanya'daki feministlerin en önemli kazanımlardan biri. Bunun bir nedeni de seçimlerden hemen sonra, Sosyalist İşçi Partisi daha işbaşı yapmadan önce koruma talebinde bulunan, fakat sistemin etkin olmaması nedeniyle hayatını kaybeden kadınlar oldu. Bazı ölüm haberleriyse kimseye ulaşmıyor, söz konusu rakamlar basında, polis araştırmalarında ve hukuki raporlarda yer alan cinayetler için ortaya konmuş. Bunların yanısıra İspanya'da cinsiyetçi şiddete karşı çalışmalar yürüten Boşanmış ve Eşlerinden Ayrı Kadınlar Federasyonu (la Federacion de Mujures Separadas y Divorciadas), Cinsiyetçi Şiddete Karşı Feminist Örgütler Ağı (la Red de Organizaciones Feministas contra la Violencia de Genero) ve Kadın Vakfı (La Fundacion Mujeres) da basına yansımayan birtakım kayıtlara sahip.

Kaynaklar: El Pais

(www.elpais.es)

EL ABC (www.abc.es)

Feminist Gazete

(www.mujeresenred.net)

*Aylık kadın dergisi Pazartesi'den alınmıştır.