Mesajı Okuyun
Old 23-11-2019, 22:04   #5
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan ispat yükü- itham sistemi- tahkik sistemi- cinsel suçlar-iftira

Sayın meslektaşım;

şimdilik CMK m. 103-104 ve 108 uyarınca başvuru yapılabilir görünüyor.
Bu tip davalarda ispat için mantık kurallarıyla olaydaki tutarsızlıkları tespit edip öne sürmemiz gerekli; çünkü olmayan bir şeyin ispatı çok zordur. Eğer sanığa iftira atılıyorsa, gerçeğe aykırı beyan veren ya da gerçeği abartan - eksik söyleyen kişiler hayatta başka yanlışlar da yapar. Mesela ifadelerinde tutarsızlıklar ya da mantıksızlıklar olabilir.
Aşağıda eklediğim içtihatta CEZA GENEL KURULU'nın bir cinsel saldırı suçunun değerlendirilmesindeki kıstasları mevcuttur.

Kolay gelsin.
***
T.C YARGITAY . Ceza Genel Kurulu Esas: 2017 / 746 Karar: 2017 / 371 Karar Tarihi: 03.10.2017
YARGITAY KARARI
________________________________________
Kararı Veren


Yargıtay Dairesi :
14. Ceza Dairesi

Mahkemesi :Ağır Ceza

Günü : 14.04.2016

Sayısı : 107-160


Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık ...'nın 5237 sayılı TCK'nun 102/2, 102/3-a, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.04.2016 gün ve 107-160 sayılı resen temyize tabi olan hükmün, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 28.11.2016 gün ve 8876-8092 sayı ile;

"Sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Olay sırasında mağdurenin, sanığa karşı koyup bağırmaya başladığı, çevreden yardım isteyip araçtan inmeye çalıştığı, sanığın kendisini araçtan indirmesiyle de arkadaşını arayarak durumu haber vermesi karşısında, mevcut haliyle eylemde TCK'nın 102/3-a maddesinin uygulama koşullarının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde anılan maddenin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini” isabetsizliğinden oyçokluğu ile bozulmasına karar verilmiş,

Daire Üyeleri B. Aköz ve M. C. Korkarer; "Mağdurenin sanığın alkollü içki içme talebini kabul etmesi üzerine, araç içerisinde rızasıyla alkol alması, sohbet etmesi, 'cinsel ilişkinin nasıl gerçekleştiğini hatırlamıyorum' şeklindeki beyanı ve sanık savunması kapsamında, eylemin zorla veya mağdurenin rızası dışında gerçekleştiğine dair yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.02.2017 gün ve 203233 sayı ile;

"İtirazımızın konusu sanığa müsnet nitelikli cinsel saldırı suçunun sübut bulmadığına ve dosya içeriğinde sanığın mahkûmiyetine hükmedilebilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi yerine mahkûmiyetine hükmedilmesine ilişkindir.

Şöyle ki;

Hükme dayanak yapılan katılan ...'nün tüm aşamalarda verdiği beyanlar birbiri ile açık çelişkiler içermektedir.

Katılan 23.02.2016 tarihli kolluk ifadesinde, Kuğulu Park önünden Etimesgut ilçesindeki evine gitmek üzere sanığın kullandığı ticari taksiye bindiğini, aracın arka koltuğunda oturduğunu, yolda giderken sanığın aynadan bakarak 'gözleriniz çok güzel' dediğini, kendisinin de sanığa teşekkür ettiğini, bu sırada sanığın içtiği meyve suyu benzeri içecekten kendisine de teklif ettiğini, ilk önce kabul etmese de sanığın ısrarları sonucu bu teklifi kabul ettiğini, sanığın bir kâğıt bardağa meyve suyunu doldurarak verdiğini, bu içeceğin tadının vişne suyuna benzediğini, bu içecekten bir bardak içtiğini, gözlerini açtığında ... Mahallesi .... Sokak civarında arka koltukta sanığın elbisesinin altından genital bölgesi ile uğraştığını, külotlu çorabını ve külotunu ayaklarına kadar sıyırmış olduğunu gördüğünü, kendisini geri çekmeye çalışıp sanığa yapmaması için yalvardığını, ancak sanığın rahat durmasını söyleyerek eylemine devam ettiğini, üzerine abandığını, bir ara içine cinsel organının girdiğini hissettiğini, boşalıp boşalmadığını hatırlamadığını, elini camdan çıkararak yardım istediğini, bağırdığını, ancak çevreden geçen insanların yardım çağrısını anlamadığını, çevredeki binalardan kimsenin yardıma gelmediğini, aracın arka kapılarını kilitli olduğu için açamadığını, araçta iken hızlıca külotunu ve külotlu çorabını giydiğini, sanığın ısrarlarına dayanamayarak aracın kapısını açması üzerine aşağıya indiğini, hemen tanık ...'ı aradığını ve manevra yapmakta olan sanığın kullandığı aracın plakasını verdiğini, daha sonra ....'in yanına geldiğini, olay günü, gün içinde hiç alkol almadığını, alkollü olduğunu hastanede anladığını beyan etmiş,

03.03.2016 tarihli savcılık ifadesinde, sanığın seyir halindeyken gözlerinin çok güzel olduğunu söylediğini, kendisinin de teşekkür ettiğini, yolda ilerlerken bir şeyler içmeyi teklif ettiğini, ancak kabul etmediğini, fakat bir süre ilerledikten sonra Etimesgut'ta hatırlamadığı bir yerde aracı durdurarak bir yere gittiğini, geldiğinde elinde siyah poşet içinde içecekler olduğunu, poşetin içinden redbull ve votka çıkarıp bir bardakta karıştırdıktan sonra kendisine uzattığını, bu sırada arabanın arka koltuğunda yanına oturduğunu, çantasını sanıkla arasına koyduğunu, sanığın kendisine verdiği içkiyi içmeye başladığını, sonrasını hatırlamadığını, kendine geldiğinde sanığın ağzıyla ve eliyle genital bölgesi ile uğraştığını, külotunun ve külotlu çorabının sıyrılmış olduğunu gördüğünü, kendisini çekmeye çalıştığını, ancak sanığın boşalmak istediğini söyleyerek gitmesine müsaade etmediğini, bu sırada kendisini arayan tanık ...'a çok kötü olduğunu ve adamın birinin kendisine saldırdığını söylediğini ve araçtan indiğini, sanığın bir süre araçla kendisini takip ettiğini, yeniden araca binmeyeceğini anlayınca da olay yerinden uzaklaştığını, sanığın kendisine tecavüz edip etmediğini hatırlamadığını, sadece bir bardak içki içtiğini, ikinci bardağı içmediğini,

14.04.2016 tarihli duruşmada verdiği ifadesinde ise, olay günü seyir halindeyken sanığın dikiz aynasından kendisine taciz eder gibi baktığını ve 'gözleriniz çok güzel' dediğini, kendisine bu şekilde konuşmamasını söylediğini, Etimesgut'a doğru giderken yolda kendisine bir şeyler içmeyi teklif ettiğini, önce bu teklifi kabul etmediğini ancak ısrar edince kabul ettiğini, akabinde sanığın aracı Etimesgut'ta sakin bir yere çektiğini, büfeden aldığı içkilerle birlikte arka koltuğa gelerek yanına oturduğunu, fazla yaklaşmaması için aralarına çantasını koyduğunu, bu sırada kapıları kontrol ettiğinde kilitli olduğunu anladığını, sanığın bir bardağa içki doldurarak kendisine verdiğini ve sohbet etmeye başladıklarını, bu arada sarhoş olmaya başladığını fark ettiğini, sonrasını hatırlamadığını, uyandığında sanığın üzerinde olduğunu, kafasına elleriyle vurarak tekmelediğini, kapıyı açmaya çalıştığını, ancak sanığın kendisini engellediğini, bu sırada tanık ...'ın kendisini aradığını, telefonu açarak ....'ten yardım istediğini, telefon nedeniyle sanığın panikleyerek kapıyı açtığını, kendisinin de bu şekilde aşağıya indiğini, beyan etmiştir.

Görüldüğü üzere katılanın tüm aşamalardaki beyanları oluş itibarıyla açık çelişkiler içermektedir. Ayrıca mahkemece de bu çelişkiler giderilmemiştir.

Katılan emniyetteki ifadesinde vişne suyuna benzer bir şeyi, araç henüz seyir halindeyken içtiğini söylemesine rağmen, sonraki beyanlarında sanığın bir büfeden aldığı içeceklerin adını açıkça ifade etmiş ve bir süre de sohbet ettiklerini söylemiştir.

Katılan, emniyet ve savcılık ifadelerinde hiç söz etmemesine rağmen, ilk kez duruşmadaki ifadesinde sanığı engellemek için eliyle kafasına vurduğunu ve tekmelediğini iddia etmişse de, sanık hakkında düzenlenen 24.02.2016 tarihli adli raporda darp ve cebir izine rastlanılmadığı bildirilmiştir.

Katılanın tüm aşamalarda yalnızca bir bardak içki içtiğini, gün içinde başkaca alkol almadığını beyan etmesine rağmen, 23.02.2016 tarihli adli raporda 1,21 promil alkollü olduğu tespit edilmiş, katılanın bu beyanlarında samimi olmadığı bu şekilde anlaşılmıştır.

Ayrıca aynı adli raporda katılanın genel muayenesinde darp ve cebir izine rastlanılmadığı bildirilmiş, kadın doğum uzmanı tarafından düzenlenen 24.02.2016 tarihli raporda ise vajen muayenesinde laserasyon ve ekimoz saptanmadığı, rektal muayenede inspeksiyonda akut patolojiye rastlanılmadığı, haricen muayenesinin doğal olduğu mütalaa edilmiştir.

Katılan emniyet ifadesinde seyir halindeyken alkol aldığını, uyandığında ... Mahallesi .... Sokak üzerinde olduklarını fark ettiğini söyleyip, açık şekilde bulundukları lokasyonu bildirmiş olmasına karşın, sonraki beyanlarında bilmediği bir yerde olduğunu söylemiştir. Katılanın ilk ve sonraki beyanlarından olayın geçtiği yerin başka insanların ve araçların gelip geçtiği, yerleşim birimlerinin bulunduğu bir yer olduğu açıktır. Hal böyle iken bu kadar umumi bir yerde aracın arka koltuğunda sanık tarafından katılana karşı zor kullanmak suretiyle bu eylemin gerçekleştirilmesi ve katılanın aracın camından dışarıya ellerini sallayarak ve bağırarak yardım istemesine rağmen hiç kimse tarafından bu durumun fark edilmemesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği açıktır. Yine katılanın beyanında geçen, sanığın kendisine karşı cinsel saldırıeylemini gerçekleştirdiği sırada cep telefonu ile tanık ....'i arayarak (başka beyanlarında da ....'in kendisini aradığını söylemiş) yardım istemesi hususu, olayın çok dar bir alanda gerçekleştiği ve katılanın sanıkla yakın temasta olduğu gözetildiğinde, tutarlı ve makul görülmemiştir.

Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 28.02.2016 tarihli raporda ise katılandan alınan kan örneğinde uyuşturucu madde tespit edilemediği bildirilmiştir.

Sanık tüm aşamalarda verdiği savunmalarında, özetle istikrarlı bir biçimde katılana bir şeyler içmeyi teklif ettiğini, katılanın da bunu kabul ettiğini, bir süre sohbet ederek alkol aldıklarını, daha sonra rızası ile cinsel ilişkiye girdiklerini beyan etmiştir.

Yukarıda açıkça izah edildiği üzere katılanın oluşa ilişkin beyanları arasında açık çelişkiler ve tutarsızlıklar bulunması, sanığın en baştan beri katılanın rızası ile cinsel ilişkiye girdiklerini savunması, sanık hakkında düzenlenen adli raporda katılanın direnmesi neticesi oluşmuş darp ve cebir izi tespit edilememesi, katılan hakkında düzenlenen adli raporlarda ise gerek genel muayenede, gerekse anal ve vajinal muayenede sanığın eylemini zorla gerçekleştirdiğine delalet edecek nitelikte darp ve cebir izi ya da bulgu tespit edilememesi, katılanın bahsettiğinden çok daha fazla alkol aldığının 1,21 promil alkollü olduğunun tespiti ile anlaşılması, tanık ....'in görgüye dayalı bilgisi olmaması ve katılanın yakın arkadaşı olması karşısında, dosya içeriğinde sanığın müsnet suçu cebir ve tehditle işlediğini gösteren her türlü şüpheden uzak ve kesin nitelikte delil bulunmadığı aşikardır.

Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere Ceza Hukukunun temel kurallarından olan 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi de gözetilerek, müsnet suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, mahkûmiyeti cihetine gidilmesi usul ve kanuna aykırıdır" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.

5271 sayılı CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 10.04.2017 gün, 1376-1915 sayı ve oyçokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

Katılan ...'nün suç tarihinde evli ve 23 yaşında olup, Beypazarı Meslek Yüksek Okulunda öğrenim gördüğü,

Katılanın, arkadaşı tanık .... ile birlikte suç tarihi olan 23.02.2016 günü kolluğa müracaat ederek tanık ....'in Etimesgut ilçesinde bulunan evine gitmek için saat 16.30 sıralarında Tunalı Hilmi Caddesinde bindiği .... plakalı ticari taksiyi kullanan ve kendisini Oğuz ismi ile tanıtan şahsın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu beyan etmesi üzerine soruşturmanın başladığı,

23.02.2016 tarihli kolluk tutanağına göre; Mehmet Koyuncu adına kayıtlı .... plakalı ticari taksinin şoförlüğünü sanık ...'nın yaptığı,

Etimesgut Devlet Hastanesince 23.02.2016 tarihinde saat 20.31’de düzenlenen rapora göre; 1,21 promil alkollü olan katılanda darp ve cebir izi bulunmadığı,

Ankara Numune Hastanesince 24.02.2016 tarihinde saat 04.00’te düzenlenen rapora göre; katılanın vajeninin relaks olup laserasyon ve ekimoz saptanmadığı, rektal muayenesinde akut patoloji bulunmadığı, harici muayenesinin doğal olduğu,

Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen rapora göre; katılandan 26.02.2016 tarihinde alınan kan örneğinde uyutucu ve uyuşturucu madde ile alkol tespit edilmediği,

Etimesgut Devlet Hastanesince 24.02.2016 tarihinde düzenlenen rapora göre; sanıkta darp ve cebir izi bulunmadığı,

Katılanın savcılıkta alınan beyanını içeren ifade tutanağına göre; sanık tarafından 23.02.2016 tarihinde saat 20.01'de gönderilen mesajın “özür dilerim, bunun için seni kayıp etmek istememem, bunun için çok özür dilerim, özür dilerim Sibel iyi misin sen”, katılan tarafından olaydan üç gün sonra sanığa gönderilen mesajların ise “kızından bul, kocamla ayrılıyoruz, ne olur doğruları anlat, hayatımı mahvettin”, “kocama gerçekleri anlat, ben böyle biri değilim, abi gibi gördüm seni, insan zannettim, en çokta ben canımdan olursam o vicdan ile nasıl yaşayacaksın, ama sende vicdan olsa bunları yaparmıydın, ne olur en azından eşime söyle suçsuz olduğumu, ben affedecem seni ama bana o bile kötü gözle bakıyor, lütfen kızının bunu yaptığını düşün, ben girer yatarım hapise ama ben bu lekeyle yaşayamam” şeklinde oldukları,

Anlaşılmaktadır.

Katılan ... kollukta; 23.02.2016 tarihinde saat 16.30 sıralarında Kuğulu Park önünden arkadaşının ikamet ettiği Etimesgut ilçesine sefer yapan otobüs duraklarının bulunduğu Güvenpark'a gitmek üzere sanığın yönetimindeki .... plakalı ticari taksiye bindiğini, isminin "Oğuz" olduğunu söyleyen sanığın kendisine ismini sorduğunu ve tanıştıklarını, Güvenpark'a ulaştıklarında Etimesgut'a giden otobüslerin nereden kalktığını bulamamaları üzerine sanığın "boşver otobüsü, bana 20 Lira ver, seni Etimesgut'a götüreyim" dediğini, bu teklifi önce kabul etmeyip araçtan inmek istemesine karşın sanığın ısrarı üzerine kabul ettiğini, yolda ilerlerken arka koltukta oturduğu için sanığın aynadan bakarak “gözleriniz çok güzel” dediğini, kendisinin de teşekkür ederek karşılık verdiğini, bu esnada sanığın kâğıt bardakta meyve suyu zannettiği içecekten içtiğini, kendisine de ısrarla içmesini teklif edince kabul ettiğini, içeceğin vişne suyu olduğunu ve tadında bir farklılık hissetmediğini, gözlerini açtığında aracın arkadaşı olan tanık ....'in ikamet ettiği ... Mahallesi .... Sokak civarında olduğunu, arka koltukta sanığın elbisesinin altından genital bölgesi ile uğraştığını, külotlu çorabının ve külodunun ayaklarına kadar sıyrılmış olduğunu fark edip geri çekmeye çalıştığını, ancak sanığın içirdiği ve ne olduğunu bilmediği içeceğin etkisi altında olduğunu, sanığa "ne olur yapma, ben inmek istiyorum" demesine karşın sanığın zorlamaya devam ederek "rahat dur, boşalayım, rahatlayım, gideceksin" dediğini, sanığın üzerine abandığını, bir ara içine girdiğini hissettiğini, boşalıp boşalmadığını hatırlamadığını, camdan elini çıkartıp bağırarak yardım istediğini, ancak yoldan geçen araçların yardım isteğini anlamadığını, ayrıca çevrede bulunan binalardan da hiç kimsenin yardıma gelmediğini, sanığa yalvarıp kendisini bırakmasını ve nefes alamadığını söylediğini, aracın arka kapılarını açmaya çalıştığını, ancak kilitli olduğu için açamadığını, araçta iken hızlıca külodunu ve külotlu çorabını giydiğini, ısrar etmesi üzerine sanığın kapıyı açtığını ve araçtan indiğini, telefon açarak aracın plakasını verdiği tanık ....'in yanına geldiğini, kendisinden geçtiği sırada sanığın, telefonunda kayıtlı olan numarasını aldığını kendisine "özür dilerim, bunun için seni kaybetmek istemem" şeklinde mesaj attığında anladığını, tanık .... ile Etimesgut Devlet Hastanesine giderek doktor raporu aldığında alkollü olduğunu öğrendiğini, gün içerisinde alkol almadığını, muhtemelen sanığın ikram ettiği içeceğin alkollü veya ilaçlı olduğunu, daha sonra polis merkezine müracaat ettiğini,

Savcılıkta; benzer anlatımlarından farklı olarak, sanığın seyir halinde iken bir şeyler içmeyi teklif ettiğini, ancak kabul etmediğini, bir süre ilerledikten sonra sanığın Etimesgut’ta aracı durdurup bir yere gittiğini, poşet içerisinde enerji içeceği ve votka ile geri döndüğünü, karıştırıp ikram ettiği içeceği kendisine vererek yanına oturduğunu ve "biraz sohbet edelim" dediğini, sanığın verdiği içeceği içtiğini, sonrasını hatırlamadığını, kendisine geldiğinde sanığın ağzıyla ve eliyle genital bölgesi ile uğraştığını gördüğünü, külotlu çorabının ve külodunun ayaklarına kadar sıyrılmış olduğunu, geri çekmeye çalıştığını, sanığa “ne olur yapma, ben gitmek istiyorum” demesine rağmen sanığın izin vermeyip "rahat dur, boşalayım, gideceksin” dediğini, bu esnada kendisini arayan tanık ....'e "kanka ben çok kötüyüm, biri bana saldırıyor, yetiş, senin evin ordayım" dediğini ve araçtan indiğini, sanığın kendisine araçta unuttuğu poşet içerisindeki parfüm şişesini vermeye çalıştığını, poşeti almak istediğinde "parfümü bir sıkayım, sonra alırsın" diyerek alayvari davranışlar sergilediğini, bir süre sonra tanık ....'in yanına geldiğini, olanları anlattığında tanık ....'in polisi aradığını, sanığın tecavüz edip etmediğini hatırlamadığını, sadece bir bardak enerji içeceği ve votka karışımı içtiğini, polis merkezinde görevlilere teslim ettiği külodunda herhangi bir yırtık olmadığını, bu olaydan dolayı eşi ile boşanma aşamasına geldiklerini,

Duruşmada; benzer anlatımlarından farklı olarak, sanığın yolda giderken dikiz aynasından taciz eder gibi bakıp "gözlerin çok güzel" demesi üzerine sanığı bu şekilde konuşmaması için uyardığını, seyir halindeyken sanığın bir şeyler içmeyi teklif ettiğini, başlangıçta teklifini kabul etmediğini ancak ısrar edince bir şeyler içebileceğini söylediğini, bunun üzerine sanığın bir büfeden içecek alıp aracı Etimesgut'ta tenha bir yere çektiğini, arka kapıyı kontrol ettiğinde kilitli olduğunu anladığını, sanığın pet bardağa doldurduğu votkayı “Bir an önce içeyim ondan sonra arkadaşımın evine gideyim” diye düşünerek alıp içtiğini, bu esnada sanığın arka koltuğa yanına geldiğini, sohbet etmeye başladıklarını, bir ara sarhoş olmaya başladığını fark ettiğini, sonrasını hatırlamadığını, uyandığında üzerinde yatar vaziyette olan sanığı tekmeleyip kafasına vurduğunu, kapıyı açmaya çalıştığında sanığın engel olduğunu, bu sırada tanık ....'in kendisini aradığını, telefonu açıp yardım istediğini, telefon geldiğinde paniğe kapılan sanığın kapıyı açtığını, araçtan inerek yukarı doğru yürümeye başladığını, bir süre sonra tanık .... ile evinin yakınındaki sokakta karşılaştıklarını, perişan halde olduğunu ve sürekli ağladığını, yaşadığı olayı tanık ....'e anlattığını, soruşturma evresinde verdiği beyanını da kabul edip tekrar ettiğini,

Tanık ...; 23.02.2016 günü saat 19.42 sıralarında katılanın telefonla arayarak “kanka ben çok kötüyüm, biri bana saldırıyor, yetiş, senin evin ordayım, ....'ü unutma, beni bu hale taksici getirdi" dediğini, bu esnada arkadan "bağırma, bunu senin yanına bırakmayacağım, bağırsan da bırakmayacağım” şeklinde bir erkek sesi geldiğini, katılana sakin olmasını söyleyip nerede olduğunu sorduğunu, evinin yakınında olduğunu söylemesi üzerine yanına gittiği katılanı yol kenarında perişan halde dizlerinin üzerinde ağlarken gördüğünü, ne olduğunu sorduğunda katılanın "başım çok dönüyor, bana meyve suyu içirdi, bana saldırdı, benim etek bölgemi açmaya çalıştı" dediğini, durumu 155 polis imdat hattına bildirip katılanı hastaneye götürdüğünü,

Gökhan Ü...; katılanın eşi olduğunu, olay günü saat 00.00 sıralarında tanık ....'in eşinin kendisini arabayla alıp yaşananları anlattığını, katılana mesaj göndermesi sebebiyle telefon numarasını öğrendiği sanığı aradığında sanığın, olayı polis merkezinde verdiği ifadeyle aynı şekilde kendisine de anlattığını,

Beyan etmişlerdir.

Sanık ...; 23.02.2016 günü ticari takside çalıştığı esnada saat 18.00 sıralarında Kuğulu Park civarından katılanı müşteri olarak aldığını, gitmek istediği Etimesgut'a 20 Lira karşılığında bırakabileceğini söylediğini, katılanın parasının olmadığını söylemesi üzerine verdiği 10 Lirayı kabul ettiğini ve Etimesgut'a doğru yola çıktıklarını, seyir halindeyken tanışıp sohbet ettiklerini, votka içme teklifini katılanın kabul ettiğini, Etimesgut’ta bir marketten votka, iki kutu enerji içeceği ve çikolata aldığını, katılanın tarif ettiği binaların az olduğu kırsal bir yere gittiklerini, arka koltukta sohbet esnasında katılanın telefon numarasını verdiğini, birlikte alkol almaya başladıklarını, bu esnada katılanın, kocasının kendisi ile ilgilenmediğinden bahsettiğini, üçüncü bardaktan sonra katılanın sarhoş olduğunu söyleyip kendisine sarıldığını, katılanın da isteği ile aracın arka koltuğunda cinsel ilişkiye girdiklerini, sonrasında katılanın giyinirken kendisine “seninle görüşeceğiz” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, psikolojisinin bozuk olduğunu düşünerek gideceği yere bırakmak istediğini, ancak bu teklifini katılanın kabul etmediğini, katılanın araçta unuttuğu poşeti arkasından götürüp verdiğini, katılanın yürüyerek gitmesinden sonra telefonuna niçin kızdığını anlamak için mesaj gönderip özür dilediğini, normalde Kızılay'dan Etimesgut'a taksimetrenin 40-50 Lira yazacağını, arka koltukta otururken kendisine önce katılanın yakınlaştığını, katılanın rızası ile cinsel ilişkiye girdiklerini savunmuştur.

Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;

Olay öncesinde sanığı tanımayan ve sanıkla arasında iftira atmasını gerektirir bir neden veya husumet bulunmayan katılanın, sanığın kendisi ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdiğine dair özde değişmeyen aşamalardaki samimi beyanları, bu beyanları destekleyen tanık ....'in anlatımları ve sanığın katılana gönderdiği mesaj içerikleri ile katılanın olayın hemen sonrasında sanığa tepki gösterip kolluğa müracaat etmesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın katılan ile rızası doğrultusunda cinsel ilişkiye girdiğine dair savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ve sanığın üzerine atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği kabul edilmelidir.

Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan yedi Ceza Genel Kurulu Üyesi; "itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.10.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.