Mesajı Okuyun
Old 11-02-2019, 15:27   #9
para_doks

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2000/2-824
Karar: 2000/817
Karar Tarihi: 26.04.2000


TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - KARI KOCA ARASINDAKİ MUVAZAA NEDENİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ - SENEDE BAĞLANMIŞ SÖZLEŞME - TARAFLARININ SÖZLEŞMEYE İLİŞKİN MUVAZAA İDDİASINI ANCAK SENETLE İSPAT EDEBİLMELERİ - HİLE İDDİASI

ÖZET: Davacı koca, davalı kadının kendisini hile ile kandırarak gerçekte bağış olduğu halde satış gibi gösterilerek ihtilaf konusu taşınmazın adına devrini sağladığını; aralarındaki sözleşmenin satış olmayıp bağış olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunmuştur. Senede bağlanmış sözleşmenin tarafları, o sözleşmeye ilişkin muvazaa iddiasını ancak senet ile ispat edebilir. Tarafların karı-koca olması bu kuralı ortadan kaldırmaz. Hile iddiasının göz önünde bulundurulması için hileye delalet edecek maddi ve hukuki olguların belirlenip bunlara dayanılması gerekir. Davacı bu hususta bir maddi vakıaya dayanmamıştır. Davacı muvazaa iddiasını yazılı delil ile de ispat edememiştir. Davalı tanık dinlenmesine muvafakat etmediğine göre dava reddedilmelidir.


(818 S. K. m. 18, 21, 24, 28, 29, 30) (1086 S. K. m. 290, 293)

Dava : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 15.9.1998 gün ve 1997/604 E - 1998/ 1668 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.4.1999 gün ve 1999/2390-3403 sayılı ilamı ile;

( ...Davacı daire satışı ile ilgili tapu işlemlerinin tarafıdır. Bu nedenle muvazaa iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerekir. Davacı yazılı delil ibraz etmemiş, davalı da tanık dinlenmesine muvafakat etmemiş bulunduğundan ( HUMY md. 290 ) davanın reddi gerekir. Ne var ki ilk incelemede bu yön gözden kaçmış hüküm maddi hata sonucu onanmış olduğundan davalının karar düzeltme isteminin kabulü, hükmün bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, karı-koca arasındaki muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davacı koca, davalı kadınla evlenmeden 2 gün önce davalının kendisini hile ile kandırarak Eskişehir Merkez Yıldıztepe Mah 12 parselde kayıtlı taşınmazda adına kayıtlı 3 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını gerçekte bağış olduğu halde satış gibi gösterilerek davalı adına intikalinin sağlandığını; evlilik birliğinin kurulmasından 5 gün sonra da kalan 1/2 payın satışının yapıldığını; taraflar arasındaki sözleşmenin satış olmayıp, bağış olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

Mahkemece, davalı tarafın tanık dinlenilmesine muvafakat etmemesine rağmen taraf tanıkları dinlenilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairece karar yukarıdaki gerekçelerle bozulmuş, mahkeme "kan-koca ya da sair yakın akrabalar arasındaki işlemin aleyhine getirebilecek kanıtların yazılı belge mahiyetini taşıması şartının aranmasının doğru bulunmadığı" gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir.

HUMK. 293/1. maddesi gereğince karı-koca arasında evlilik birliği mevcut iken yapılmış olan hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. Ancak, HUMK. 290 maddesi gereği senede karşı ileri sürülen hukuki işlemleri senetle ispta zorunluluğu vardır. Senede bağlanmış olan her çeşit iddia, karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler değeri ne olursa olsun tanık ispat olunamaz.

Ancak senetle ispat olunabilir. Senede bağlanmış bir sözleşmenin tarafları, o sözleşmeye ilişkin muvazaa ( BK. 18. m ) iddialarını da HUMK. 290 maddesi hükmü gereği ancak senetle ispat edebilir. Tarafların karı-koca olması 290. maddede anılan kuralı ortadan kaldıracak bir sonuç doğurmaz. Karı-koca olan taraflar arasındaki tapudaki satış sözleşmesi resmi senetle düzenlenmiş olup, bunun bağış olduğuna ilişkin iddianın da yazılı delille ispat edilmesi gerekmekte olup tanık dinlenemez kaldı ki, 6.5.1997 tarihli 1/2 pay satışı sırasında taraflar henüz evlenmemiş olup, evlilik birliği kurulmamıştır.

Her ne kadar, HUMK. 293/5. maddesi hükmünde yazılı sözleşmede hata ( BK. 24. m ), hile ( BK: 28 m. ), gabin ( BK. 21. m ), ve ikrah ( BK. 29-30 m. ) iddiaları tanıkla ispat edilebilirse de bu iddiaların gerçekten tutarlı kabul edilip nazara alınabilmesi için hata, hile, gabin ve ikraha delalet edecek maddi ve hukuki olguların belirlenip bunlara dayanılması gerekir. Somut olayda davacı hile ile kandırılarak satış işleminin yapıldığını, işlemin gerçekte bağış olduğuna somut bir maddi vakıaya dayanmamıştır. O nedende davacının sat hileye dayanması ve tanık dinlenilmesi için kanuni bir neden sayılamaz Davacı muvazaaya dayanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere yazılı bir sözleşmenin tarafları, o sözleşmeye ilişkin muvazaa iddialarını da yazılı delille ispat edebilir. Davacı muvazaa iddiasını ispat için yazılı delil ibraz etmemiş, davalı da tanık dinlenilmesine muvafakat etmediği için davanın reddi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.04.2006gününde, oyçokluğu ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı