Mesajı Okuyun
Old 20-07-2018, 15:57   #3
Bediye

 
Varsayılan

"Davacı ve tanıkları aynı işyerinde aynı işi yapan, aynı çalışma şartlarına sahip ve aynı şekilde mağdur olan kişilerdir. Bu nedenle aynı taleplerle dava açmış olmaları çok doğaldır. Hatta bu tanıklar dışında da söz konusu HES projesinde çalışan tüm işçiler aynı taleplerle dava açmışlardır. Bu durum, tanıklıklarının geçersiz olduğunu değil, aynı sıkıntıları yaşadıklarını kanıtlamaktadır. Bu tanıklıklara itibar edilmemesi durumunda davacının, iş yeri koşullarını bilen tanık bulma şansı yoktur. İş hukukunun genel ilkelerine göre de, davacının ücret alacaklarının ödendiğini davalının ispat etmesi gerekir. Davacının fazla mesai yaptığı, dini bayramlar dışında ulusal bayram ve genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalıştığı, ancak davalının bunun karşılığını ödemediği dosya kapsamı ile sabit olmasına göre davacının emsal dosyalarda olduğu gibi ücret alacakları yönünden de davasının kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır." Yargıtay 7. HD. 2014/15058 E., 2014/19544 K.

Yukarıdaki Yargıtay kararından da anlaşıldığı üzere aynı işyerinde çalışıp ta aynı işverene karşı açılan işçilik alacağı davalarında işçilerin birbirlerinin davalarında tanıklık yapmasında bir sakınca yok. Tabii uygulamada içtihat birliği olmadığı için arada sıkıntı çıkabiliyor ancak bu Yargıtay kararı benim bir çok davada işimi gördü. Açtığım seri dosyalarda işçiler birbirlerinin davasında tanık olarak dinlendiler.