Mesajı Okuyun
Old 08-05-2009, 12:04   #65
Av.Necdet Yıldırım

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım;
Türkiye Cumhuriyet Devleti Anayasasında yazılı olduğu üzere, Laik Demokratik bir bir Hukuk Devletidir. Hukuk devletinin nasıl işleyeceğine dair Hukuki normları vardır. Egemenlik hakkının kullanılmasından tutunda, diğer işleyişlere kadar, tüm konularda Temel yasa Anayasa olmak üzere, bir manzumeler bütünlüğü içinde düzenlenmiş hükümlerle yönetilmektedir. Diyelim. Ya da en azından öyle olduğunu ummalıyız. Her alanda olduğu üzere bu alanlarda da konulmuş Hukuk normlarına aykırı eylem ve işlemler olabilir. Kuvvetler ayrılığı prensibi uyarınca bu hakkı kullanan Yargı erki üç temel ayak üzerinde oturtulmuştur. Sav olarak Savcılık Makamı(İddia makamı)savunma yerinde Avukatlık mesleği, Savunma Makamı, ikisinin tartışmasını sonuca bağlayan Yargıya varan Yargıçlık makamı. Yine bir arkadaşımızın belirlemiş olduğu üzere, iddia ve savunma arasında gerek yeni CMK ile gerekse AİHM'nin kararlarında "Silahların eşitliği" prensibi benimsenmiştir. Silahların eşitliği prensibi Sav ve Savunmanın aynı haklara sahip olarak,uyumazlıkla ilgili faaliyetlerini tarif etmektedir.Her ne kadar; Marangoz hatasından kaynaklanan! Savın yukarıda, savunmanın aşağıda oturması düzeni, henüz kesin bir olarak belirten bir normun varlığı kabul edilmiyor ise de, bu durumu onaylayan bir Hukuk Kuralıda yasalarda yoktur."Anayasa Mahkemesi bu durumu kendi içinde yeni binasında düzenlemiştir"Bu durumunda zaman içinde düzeltilmesi için yaygın bir mücadele gerekmektedir.
Savcı ve Avukatların yasalarla belirlenmiş görevleri vardır.Herkes bu görev alanında işini icra eder.Mahkeme yönetmeliklerine göre Mahkemeyi yargıç yönetir.CMK'da da bu husus açıkça ifade edilmektedir.Mahkemenin duruşma salonuna girildikten sonra sadece Yargıç talimat verebilir.Ne İddia makamının nede Savunma makamının talimat verme veya herhangi bir şekilde Mahkeme salonunda bulunan görevlileri,tarafları,mahkemece çağrılmış,tanıkları veya diğer görevlileri herhangi bir talimatla talimatlandırması mümkün değildir.(CMK Md.200 de direk soru sorma hakkı ve bazı özel hükümlerde göreve ilişkin yapılacak şeyler hariç.)
Gerek yargıçların nasıl giyineceklerine dair, gerek İddia ve Savunma makamlarının kılık kıyafetlerini düzenleyen her makamın bağlı olduğu kurum veya Mesleki kuruluşun yönetmelikleri ile belirlenmiştir. Bu alanda herhangi bir keyfiliğe birazcık kısmi belirsizlikler hariç yer bırakılmamıştır. Savunma makamını oluşturan Avukatların T.B.B nin Sayın Önder Sav döneminde yayınlanmış bir kılık kıyafet yönetmeliği mevcuttur. Bu yönetmelikle mevsim koşulları hariç Avukatların kravat takma ve belli bir kıyafetle duruşmaya girmeleri zorunlu hale getirilmiştir. Birlik yönetiminden veya arşivinden temin edebilirsiniz.
Duruşma salonunda sayın meslektaşlarımızın mesleklerinin saygınlığını şüpheye düşüren, kıyafetlerden ve davranışlardan kaçınmasında, mesleki kurallar ve çıkarlar bakımından yarar vardır. Biz kurallara uyalım. Çünkü hukukçular sadece yasalarla durum izahı yapabilirler. Hiç bir şekilde yasa ile bağdaşmayan bir tutum izleyemeyecekleri gibi başkalarının yasalara uygun olmayan talep ve eylemlerine sadece ve sadece Hukuki kurallarla yanıt verirler. Hukukçu olmak bunu zorunlu kılmaktadır. Zira "Hukukun üstünlüğü " ilkesini öncelikle biz hayata geçirmek zorundayız
Sayın savcının Meslektaşımıza yaptığına gelince;
Hiç bir hukuki norm Sayın Savcının Mahkeme salonunda herhangi bir kişiye talimat vermesine yer vermemektedir. Ancak mahkemeden duyduğu şüphe nedeni ile kimlik kontrolünün yapılmasını talep edebilir. Aynı hak Avukat içinde vardır. Bu kadar. Sadece talep edebilir. Bunun ötesindeki bir tutumu Hukuka aykırıdır, soruşturma gerekir. Sıkandaldır, kendini başka bir şey olarak görmektir. Bunu bir Hukukçuya yakıştırmak olanaklı değildir.
Sayın meslektaşımın öncelikle bu konularda biraz çalışarak öncelikle yukarıda izah ettiğim mevzuata hâkim olmaya çalışması gerekir. Savcının talebine karşılık olarak, Hukuki durumu izah ederek yerine getirmemesi ve Savcıyı nezakete ve kurallara uyması için Mahkeme Yargıcından talepte bulunması gerekir. Bunun yapılmaması halinde Yargıç ve Savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikâyet edeceği hakkını hatırlatması ve tutanağa geçirtmesi gereklidir.
Bunun dışındaki söylem ve eylemler ne Hukukçu kimliğimizle bağdaşır, ne de Medeni insan olmanın nezaketi ila bağdaşır. Biz Hukukçular Hukuki normlarla konuşur, normların gerektirdiği açık hükümlere uyarız. Bizim Kanunların ve mevzuatın öngörmediği bir talimat ve benzeri hukuk dışı taleplere kapalı olduğumuzu herkese hatırlatmamız lazımdır.
Mesleğinizde ve yaşamınızda güzellikler ve esenlikler dilerim. Saygılarımla.


Av. Necdet YILDIRIM