Mesajı Okuyun
Old 14-08-2017, 15:13   #7
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yargıtay kararında bence Manevi Tazminat istenilebilir gibi bir sonuç çıkmıyor. Kusur olmadığından tümden davayı reddeden kararı bozarak "zarar kalemlerini yeniden değerlendir" diyor.
Hukukumuzda sözleşmesel ilişkilerin ihlali nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi çok zor. Yalnızca sözleşme konusunun manevi şahsiyeti, onur ve şerefi, sırları koruma himaye etme üzerine olması gibi hallerde mümkün olabilir.

Salt hırsızlığa uğramış olmak kişilik haklarını zedelemez. Dahası güvenlik kaydının yanlışlıkla silinmesi hırsızların yakalanmasını zorlaştıran ve güvenlik hizmetinin ayıplı ifası gibi bir hale sebebiyet verir ki karşılığı maddi tazminattır.

Örneğin: Müşterileri hırsızlığa uğrayan bir tüzel kişiliğin bu güvenlik hizmetinin kötü işlemesinden dolayı ticari itibarının müşterileri nezdinde kötüleşmesi manevi tazminat sebebi olabilir. Tüzel kişilerde ticari itibar tüzel kişiliğin manevi şahsiyetine dahil kabul edilmektedir.

Yani manevi tazminat istenirken "kişilik haklarının"(manevi şahsiyet, onur ve şeref) ne şekilde zedelendiğinin ortaya konularak açıklanması gerekir. Yalnızca talep etmiş olmak yeterli değildir.