Mesajı Okuyun
Old 27-12-2008, 14:01   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi


Esas: 2006/9107
Karar: 2006/16106
Karar Tarihi: 25.12.2006


ÖZET: İfadesi hükme dayanak alman tanık davacının amcasıdır. Davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişi olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimse de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.


(506 S. K. m. 79) (HGK. 15.10.2003 T. 2003/21-634 E. 2003/572 K.)


Davacı, davalı işveren nezdinde 01.08.2000-31.03.2001 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.


Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.


Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.


Karar: Dava 01.08.2000-31.03.2001 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.


Mahkemece, bordro tanıklarının dinlendiği gerekçesi ile kısmen hüküm altına alınmıştır.


Oysa, ifadesi hükme dayanak alınan tanık davacının amcasıdır. Davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişi olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimse de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan tesbiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bugüne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez.


Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak davacı ile birlikte çalışan ve varsa SSK prim bordrolarında kayıtlı kişiler veya benzer işi yapan işverenlerin kayıtlarına geçmiş kimselerin adresleri SSK şahsi sicil dosyalarından tesbit edilerek, gerektiğinde zorla getirtilerek anılan kişilerin bilgilerine başvurulmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Hukuk Genel Kurulu'nun 16.6.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün ve 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2004/21-35-64 E. ve K. 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 E. K. sayılı kararları da aynı yöndedir.


Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, tanıkların dinlenemediği gerekçesi ile eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.


Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)




Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları