Mesajı Okuyun
Old 16-03-2012, 18:17   #468
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Her dava birbiriyle aynı değildir ve dava konularının, kendi içerikleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu sebeple 9. Dairenin de 22. Dairenin de her konuda uygulanabileceği neticesine varan ve herkesi bağlayacak şekilde yorum yapmasının/karar vermesinin doğru olmayacağı kanaatindeyim.

Bu meyanda eklenen kararı değerlendirmek gerekirse: Yargıtay'ın ilgili kararında düğüm noktasının:


olduğu kanaatindeyim.

Şöyle ki;
yukarıdaki durum, Sayın Adli Tip'in 19 no'lu mesajında "1.b"de verdiği örneğe benzemektedir:
Alıntı:
Alıntı:
Yazan Adli Tip

...1- İşçi, "2 yıl boyunca her gün 5 saat fazla mesai yaptım, bunun karşılığı da 10 bin liradır, işveren bana bu 10 bin lirayı vermedi, versin" dedi.
...İşveren, ...
1.b. "Hayır 3 saat yaptı" dedi,...

Sayın Adli Tip'e cevabımda belirttiğim üzere burada:

Yine Sayın Adli Tip'in andığım sorusuna cevap verirken belirttiğim üzere:


Yargıtay'ın incelediği somut olayda da durum budur. İşçi, çalışma süresi ve ücretini belirtir ve bir miktar hesaplar, dava açar; işveren ise demektedir ki: davacı işçi, belirttiği sürede ve belirttiği ücretle çalışmadı. Böylece talep konusu miktarı taraflar arasında tartışmalı hale gelmiştir. Çünkü işçinin talep ettiği kalemlerin hesabı bir değişkene bağlıdır ve bu değişkende taraflar arasında uyuşmazlık vardır:


Karara konu somut olayda davacının çalıştığı süre ve ücreti taraflar arasında tartışmalı olmasa idi; bu konuda uyuşmazlık olmasa idi Yargıtay'ın -birebir- aynı kararı vermesi mümkün olmazdı/olmamalıydı (diye düşünüyorum )

Karara konu "somut olayda" kısmi dava ikame edilmesi gereğine dair 9. Dairenin karar neticesine katılmakla birlikte 9. Daire'nin gerekçesinde dikkat çekmek istediğim ve katılmadığım bazı hususlar var. Şöyle ki:


Öncelikle bu açıklamayı uygulamadan ayıran ince noktaya dikkat edilmelidir: "Hesap raporu alınmasını GEREKTİRİYOR...İSE". Mahkemelerimizin, hesap raporu alınmasını ne şekilde kullandığı; gerekip gerekmediğine çok da dikkat edilmediği hepimizin malumu olmakla bu yorumu, "dosyada hesap raporu varsa kısmi dava açılması haklıdır" şeklinde anlamamak gerekir. "Gerektiriyor" kelimesi kullanılsa da kullanılmasa da konuyu, hesap raporuna bağlamanın pek doğru olmadığını düşünüyorum...

Yine kararı okuduğunuzda; kararda, her ne kadar kısmi davaya bağlanarak neticelendirilen cümleler olarak yazılmış ise de özü itibariyle; sanki işçi alacak davalarının hepsi belirsiz alacak davasına konu edilebilirmiş gibi bir sonuca giden ve/veya bu konuda tüm işçi alacakları için belirsiz alacak davası ikame yolunu açmaya çalıştığı izlenimi uyandıran yorumlamalar ve açıklamalar vardır; ki bu kısımların (iki dava çeşidi "aynı" olmadığından ve her dava, kendine münhasır olarak yorumlanması gerekeceğinden) hukuken kabul edilemeyeceği kanaatindeyim. Daire, kararında "sanki" -belirsiz alacak davası- ile -kısmi dava-yı içiçe tartışmaktadır. Örn: Aşağıda alıntılanan kısımlar "kısmi dava" ile değil "belirsiz alacak davası" ile ilgili açıklamalardır :


Oysa ki müteaddit defalar yazdığım üzere düzenleme muvacehesinde; belirsiz alacak davasında önemli olan davacı, kısmi davada ise önemli olan taraflardır.

Ek olarak karardaki davacı işçinin ücretini bilip bilemeyeceği yönündeki VE ispata dair açıklamalar da ne belirsiz alacak davası ile ne de kısmi dava ile ilişkilendirilemez. Çünkü "Karşı Oy"da da değinildiği üzere "ispat sorunu" ile dava türlerinin alakası yoktur. Ve bundan maada bir kişinin ne miktar ücretle çalıştığını bilmemesi de çok çok istisnai bir durumdur. Örn: işe başlamıştır; lakin ücreti ödenmemektedir, ücretinde artışta anlaşılmıştır; fakat işveren henüz artış yaparak hiç ücret ödememiştir v.s.

"Belirsiz alacak davası ve kısmi dava"nın ayrı davalar olduğu ve 9. Daire'nin işçi alacakları konusunda bu ayrıma dair ne zaman gerçek bir gerekçe yazması gerekeceğini de belirteyim: karşı tarafın muvafakati olmadan ve ıslah da yapmadan davacı, talep ettiği bedeli arttırabilir mi arttıramaz mı ve/veya davacının arttırdığı kısma ilişkin zamanaşımı dolmuştur/dolmamıştır konularının tartışılması gerektiğinde...

Daire'nin karar gerekçesindeki "enteresan cümlesini" alıntılayarak bitirmek gerekirse:


9. Daire, hakimin dokunulmazlığı üst seviyedeki takdir hakkına mı dokunmuş nedir

Saygılar...

Üstad,

Analiz için teşekkürler.

Lakin "Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir" ilkesi gözetildiğinde davacının ücreti olduğunu belirttiği tutara karşı tarafın davadan önce itiraz etmesi halinde bahsettiğiniz durum, yani tartışmalı alacaktan bahsedilebilir... Davaya verilecek cevap ile ücrete itiraz edilmesi kanaatimce ücret alacağını (HMK:109/2 anlamında) tartışmalı hale getirmez.

Yargıtay 9 HD'nin kararını olumlu buluyorum. Hakimin bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyacağı her dava konusu, kanaatimce belirli alacak sayılamaz.