Mesajı Okuyun
Old 17-01-2008, 11:18   #4
avukat erdoğan

 
Varsayılan

Emsal bir dava da Y.13.H.D. 2001/8306 E., 2001/10300 K.ve 12.11.2001 k.t.li.ilamı

Davacı, davalı şirket ile aralarında emtia alımı ve borçlanma suretiyle iş ilişkisi bulunduğunu, davalı şirkete daha önce teminat olarak verdiği bononun davalı tarafından 500.000.000 TL olarak icra takibine konulduğunu, icra takibinin kesinleşmesi sonucu icra dosyasına 982.000.000 TL ödemede bulunduğunu ileri sürerek haksız ve yersiz olarak ödediği 982.000.000 TL nin faiziyle beraber tahsilini istemiştir.

Davalı davacını icra takibinin kesinleşmesi sonucu ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve o aşamada herhangi bir itirazda bulunmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının icra dosyasına zorunlu olarak yatırdığı meblağ karşılığında mal aldığına dair davalı şirketin kayıtlarında bir belirlemenin bulunmadığı, davacının bonoyu teminat olarak verdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 974.502.00 TL nin faiziyle beraber davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.


Davacı tarafından davalıya keşide edilen 18.07.1997 tanzim, 1.10.1997 vade tarihli 500.000.000 TL bedelli senedin boş teminat olarak davalıya verildiği iddia edilmektedir. Davalı ise senedin mücerret borç ikrarını içeren belge olduğunu ve davacının icra takibinde borcu kabul edip ödeme taahhüdünde bulunduğunu, bu beyanın davacıyı bağlayacağını bildirip davanın reddini dilemiştir.

Davaya konu olan senet”bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını içermekte olup davalı tarafından talil de edilmemiştir. Bu durum karşısında senedin teminat senedi olduğunu kanıtlama yükü davacıya aittir. Müddeabihin miktarı itibariyle HUMK.nun 288,289,290.maddeleri uyarınca olayda tanıkta dinlenmez.Bu itibarla davacının davasının yasal delillerle kanıtladığını kabule olanak yoktur.Mahkemece değinilen bu yönler göz ardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.