Mesajı Okuyun
Old 05-03-2007, 18:16   #1
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Türkiye'de avukatlık!

Sonunda Avukat oldunuz.Nasıl oldu, kim sizi ikna etti, hayat hangi hain planlarını uyguladı bilinmez ama bir şekilde o cüppeyi giydiniz. ("Türkiye'de öğrenci olmak", "Türkiye' de üniversiteye giriş" ,"Türkiye'de meslek seçimi" vb. konularda da tartışılabilir ama onlar şu an için konumuza girmiyor!)
Belki hakim olacaktınız, belki bir üst kurulda uzman, belki de akademisyen ama hiçbiri olmadı ve neticede "hiçbirşey olamayıp" "avukat" oldunuz.(!) Ve daha da önemlisi "Türkiye'de" bu mesleği icra edeceksiniz!Ve gördünüz ki o pembe hayalleriniz hiç mi hiç gerçeklerle uyuşmuyor!

Bir büroda işe girseniz hakkınızın karşılığı verilmeyecek, kendi büronuzu açsanız paranız yetmeyecek, başka baroya nakil isteyeceksiniz "baro" sizden gerekçesi olmayan bir "nakil bedeli" talep edecek, müvekkil bekleyeceksiniz gelmeyecek, gelen de vekalet ücretini vermeyecek ve siz yıllarca yaptığınız çalışmanın aslında "ne yaptın ki alt tarafı bi dilekçe yazdın" olduğunu öğreneceksiniz, bilahare zorunlu müdafiiliğe tamah edeceksiniz "ödenek" gelmeyecek, gelen ödenekler "hakim" ve "savcı" tarafından "sarf kararı" ile salıverilecek, ve siz bağımsız savunma, "üçlü sacayağı"(!)nın en önemli dayanaklarından biri olduğunuzu iddia edeceksiniz, "baro"ların ve "birliğin" mesleğinizi ne kadar canhıraş bir şekilde savunduğunu gözlemleyecek ve gözleriniz yaşla dolacak, size yol köprü olarak dönecek yerlerde son model arabanızla hız yaptığınızı hayal ederken bir güzel karşı taraf için yaptığınız “avukatlığın” "makbuzunu" keseceksiniz, üç ay prim ödemezseniz devletin bir türlü açılmayan zaten süzgece dönmüş sosyal güvenlik şemsiyesinin kapanacağını farkedeceksiniz, adliyede memurlara iş yaptırmaktansa bir deve ve hendek aramayı yeğleyecek, "haciz" e çıkmanın kanunda yazdığı kadar kolay olmadığını anlayacak, zamanında sıra arkadaşınız olan kişinin size şimdi “yukardan” bakarken birden ne oldu da böyle değişebildiğini bir türlü anlayamayacak, “meslektaş”larınız olan avukatlardan her seferinde farklı bir muamele gördüğünüzde kendinizi “yok canım yapmaz o öyle şey” lerle avutacak,meslektaşlarınıza yapılan saldırı ve ölüm haberleri gezetelerin 3. sayfalarında küçük bir haber olarak yeralacak ve belki siz farketmeyeceksiniz bile, müvekkilinizin en küçük açığınızı kollayan en kötü kabusunuz olduğunu farkedecek, emekli zabıt katiplerinin ve icra müdürlerinin “arz-u hal” cilerin ve bilumum adliyeyle içli dışlı olmuş kişilerle de rekabet halinde olduğunuzu öğrenecek, danışma parasını harfiyen alan “doktor”lara gıpta edecek .... ve bu ülkede"avukatlık" yapacaksınız!


Ve ben size şimdi soruyorum? Bunları bilseniz yine de avukat olur muydunuz? Veya yurtdışında çalışma imkanınız olsa hiç düşünmeden gider miydiniz?