Mesajı Okuyun
Old 04-07-2005, 21:36   #11
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Şekli gerçeğin maddi gerçeği karartması ne yazık ki hukukta karşımıza çıkabiliyor. Bir günlük bir süreyi kaçırdığınızda veyahut hiç beklemediğiniz bir şekilde başka bir amaçla atmış olduğunuz imza nedeniyle dahi alacağınızı yitirebiiyor veya borçlanabiliyorsunuz.

Yanıtlarınızda dikkatimi çeken nokta "alacaklı muhtar" dan bahsetmeniz.Sayın moonliner'ın olayı anlattığı şekilde biz alacaklının (teminat olsa da) o olduğunu bilebiliyoruz ama siz hakime bunu nasıl açıklayacaksınız?Bir senedi iptal ettirebilmek için onlarca "muhtar bulunabilir" (!) ama ne yazık ki bir "imza"nın değeri daha kıymetli olabiliyor..

Sayın Dikici yorumlarınız için sağolun;üstadımızın fikirlerimize iştirak ettiğini duymak inanın keyif verici.Yalnız "hile " konusunda hemfikir olmadığınızı belirtmişsiniz.Aslına bakarsanız bu hususu ben de eklemek için biraz düşündüm.Zira hile hepimizin bildiği gibi bir "irade fesadı" dır ve kişinin işlemi yaparken aldatılması nedeniyle aslında gerçeği bilseydi yapmayacağı bir işlemi yapmasıdır.Olayda hile sonucunda yapılmış bir işlem veya verilmiş bir irade beyanı yok.Bu nedenle tam anlamıyla hileye başvurulamayabilir.Sayın moonliner'a belki bir çıkar yolu olur diye eklemek istedim.

Ne var ki senedi rıza dışı ele geçirerek doldurmak tabiidir ki suç teşkil eder.Avuka8890 un belirtmiş olduğu kararda da bunun üzerinde durulmuştur.Yine de kararda "ikrar" dan bahsedilmekte olduğundan ve ikrar edilen bir hususun ayrıca ispatlanmasına da gerek olmayacağından bence karar senete karşı senet kuralına istisna teşkil etmez .

Saygılar Sunarım