Mesajı Okuyun
Old 19-11-2017, 13:00   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan İdari Yargıda Usul Kazanılmış Hak-reformatio in peius

Üstadım Av.Dursun KARACA,

Usulü kazanılmış hak İYUK'ta yer almıyor ancak HMK'da da yer almamasına rağmen uygulanmakta.

Aşağıdaki kararlar uyarınca aleye bozma yasağının geçerli olabileceğini düşünüyorum.

******

T.C YARGITAY 3.Hukuk Dairesi
Karar Tarihi: 12.06.2017
Esas: 2016 / 14658
Karar: 2017 / 9695 sayılı karar


""Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay'ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan ) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737 )"

Somut olayda; mahkemenin ilk kararında davacının talebi olmadığından tazminata faiz işletilmemiş , mahkeme kararı yukarıda anılan nedenler ile davalı yararına bozulmuştur.Bozmaya uyulduktan ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa davacı lehine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir. Oysa, davacının faiz talebi olmadığından , önceki karar davalı yararına bozulmuş olduğundan , o kararda faize hükmedilmediğinden bu durum davalı yararına kazanılmış bir hak oluşturmuştur. O halde, mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek yazılı şekilde faiz işletilmesine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır.


******

T.C DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu Esas: 1999 / 338 Karar: 2000 / 82 Karar Tarihi: 25.02.2000
(...)
KARŞI OY

(...) Davacı yönünden kesinleşen hüküm fıkrasının, davalının yapmış olduğu kararın düzeltilmesi başvurusu dolayısıyla bozulması; hem kesin hükme, hem de aleyhe bozma yasağına aykırılık oluşturmaktadır.(...)



******


T.C DANIŞTAY 5.Daire Esas: 2007 / 375 Karar: 2009 / 6571 Karar Tarihi: 16.11.2009

<aleyhe bozma yasağı> ilkesi karşısında, bu hususun, idarenin temyiz istemi üzerine dikkate alınarak, idare aleyhine sonuç doğuracak biçimde kararın bu kısmının bozulmasını gerektirmeyeceği açıktır.(...)


*****




(...)İdari Yargılama Usulü Kanununda, usulü kazanılmış hak ile ilgili açık bir hüküm olmamakla beraber; İdare Mahkemesince, Danıştay’ın ilgili dairesinin temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu bozma kararına uyulmak suretiyle verilen kararın, dairesince yeniden temyizen incelenmesi aşamasında yapılacak inceleme, mahkeme kararının bozma kararına uygun olup olmadığı, bir başka anlatımla, bozma kararının gereklerinin yerine getirilip getirilmediği, kararın bozma doğrultusunda olup olmadığı konusuyla sınırlı olmak durumunda(dır).(İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 03.03.2000 tarih ve E.1999/1126, 2000/394 sayılı kararı,COŞKUN, Sabri/KARYAĞDI, Müjgan : İdari Yargılama Usulü, Örnek İçtihatlar-Yorumlar, Seçkin, Ankara, 2001.) Kaynak:http://www.idare.gen.tr/kaplan-kazan...htm#_ftnref125