Mesajı Okuyun
Old 19-08-2011, 15:53   #10
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ferda Çalgın
...
Şimdi;trimer sisteminden yapılacak basit bir sorgulamayla,bu bilgiye ulaşmak mümkün iken,bunu gizli ayıp olarak değerlendirmek olanaklı mıdır?Bu sorgulamayı,alıcının muayene külfeti içinde saymak mümkün müdür?
...

Değerli meslektaşım,

Kanaatimce, ikinci (üçüncü ya da dördüncü de olabilir)el bir aracın geçmişte hasar görmüş olması onun ayıplı olduğuna karine teşkil etmez. Motorlu araç bir menkul maldır. Menkul bir malda hasar, zarar ve ziyan olabilir. Bu araçlarda da kaza, iklim şartları, terör, vs... sebeplerle çeşitli hasarlar olabilmektedir. Araç üreticilerinin, bu durumu öngörerek ürettiği/ürettirdiği yedek parçalar ve yayınladığı tamir kılavuzları vardır. Araçlar, uygun parçalarla her türlü hasar halinde onarılabilir. Ne zaman ki araç tamir kabul etmez hale gelir, bu defa da trafikten men edilerek hurdaya ayrılır. Hurdaya ayırma işlemini pert kavramı ile karıştırmamak gerekir. Pert demek, "tamir kabul etmez" demek değildir, "tamiri ekonomik değildir" manasındadır. Sigorta şirketinin, tamirini ekonomik kabul etmeyerek pert total kabul ettiği ve sigortalısına zararını ödediği bir araç, bir başkası için tamiri ekonomik kabul edilebilir ve tamir edilir. İdarece yetkilendirilen kuruluş tarafından da fenni muayenesi düzenli yapılmak koşuluyla trafikte bir tehlike yaratmaz.

Maalesef ülkemizde bir motorlu taşıta çeşitli sebeplerden, olması gerekenden çok kıymet vermekteyiz. Bu nedenle de "pert total" kaydı bulunan bir aracı ayıplı olarak görmekteyiz ve bu çeşit bir aracı bilmeden aldığımızda da kazıklanmış hissine kapılmaktayız. Oysa bu türden bir araç, uygun parçalar kullanılarak ve vasat bir işçilik kalitesiyle onarıldığında diğer araçlardan teknik olarak hiçbir farkı yoktur. Neticede bu araçlar birer sanayi malıdır ve onarılabilir. Bu nedenle, bu türden bir araç alındığında ayıp hükümlerine dayanarak başvurulacak bir yol olmadığı kanaatindeyim. Çünkü araç ayıplı değildir.

Sigorta kayıtlarında pert olarak görünen bir aracı satan kişiye de sırf bu sebeple dava açılamayacağı kanaatini taşıyorum. Hata, hile hükümlerine dayanarak dava açılsa bile, nihai karar menfi olmalıdır. Çünkü, satan kişi alıcıya aracın hasarsız olduğunu söylemekte ve fakat aracın geçmişinde bir hasar olmadığını taahhüt etmemektedir. Önemli olan aracın satıldığı anda hasarsız olmasıdır. Onarılmış bir araç da zaten hasarsızdır. Kaldı ki, ülkemizde motorlu taşıtların el değiştirmesi resmi satış sözleşmesi ile mümkündür. Bu sözleşme matbu olup, "... satıcı, yukarıda nitelikleri ve bedeli yazılı aracı hali hazır durumu ile satarak bedelini tamamen aldığını ve aracı teslim ettiğini, alıcı da bu aracı halihazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek teslim aldığını, .... beyan ve kabul ederler." ifadelerini içerir. Bu sözleşmeye imza attıktan sonra, satıcıya karşı hukuki yollara başvurmak mümkün ise de bu yollardan sonuç alınması bence mümkün değildir.

Saygılarımla
Av. Fatih Karaca