Mesajı Okuyun
Old 16-12-2007, 22:59   #19
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/9457
Karar: 2002/1148
Karar Tarihi: 15.02.2002
ÖZET : Dava menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu bono ile borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalının "malen" düzenlenen bono karşılığında ne gibi bir mal verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bedeli malen ahzolunmuştur kaydını içerecek şekilde keşide edilmiş bir kambiyo senedinin teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğinin bir karine olarak kabul edilmesi gereklidir.
(2004 S. K. m. 72)
Dava : Taraflar aras
ındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ile davalı vek.Av. 'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: 1-HUMK.nun 429 ve 442/a maddeleri hükümlerine göre davalı vekilinin usule ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
2-Esasa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu bono ile borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalının "malen" düzenlenen bono karşılığında ne gibi bir mal verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa "Bedeli malen ahzolunmuştur" kaydını içerecek şekilde keşide edilmiş bulunan bir kambiyo senedinin, teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğinin bir karine olarak kabulü gerekir. Bir başka anlatımla davacının keşide edilen bono karşılığında kendisine mal teslim edilmediğini ve dolayısıyla borçlu olmadığını usulen kanıtlaması gerekir. Açıklanan durum göz ardı edilerek, kanıt yükünün tayininde hataya düşülmesi isabetli olmadığı gibi bu husus hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ve tecrübeyle çözümlenmesi mümkün olan bir husus olduğu halde HUMK.nun 275.maddesine aykırı biçimde bilirkişi görüşüne başvurulması da usulsüz olduğundan hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 97.500.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************
Umarım açıklayıcı olmuştur.Esen kalın.