Mesajı Okuyun
Old 26-12-2011, 18:00   #6
princepss

 
Varsayılan

İlginize teşekkür ediyorum. İşimize yarayabilecek kararlar bunlar.

Ancak, konuyla ilgili aradığım kararı hala bulamadım. Sadece, bu konuyla ilgili basında çıkan haberi yayınlıyorum:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararına dayanak oluşturan dava şöyle gelişti:
Ankara’da 2004 yılında Kerem Pasajında H.Ç. isimli yurttaşın iş yerinde yapılan aramada “29 adet korsan erotik CD” ele geçirildi. H.Ç. hakkında “bandrolsüz eser satmak” suçunda Ankara Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinde dava açıldı. H.Ç. savunmasında CD’lerin kaçak olmadığını, bandrollerinin kiraya verdiği müşteriler tarafından söküldüğü öne sürdü. Mahkeme yaptığı yargılama sonunda H.Ç.’ye toplam 41 bin 660 lira para cezası verdi. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire kararında soruşturma ve kovuşturmaların usullerine uygun olarak yapılması gerektiğinin altını çizerek “Somut olayımızda ise, arama yapılmadan önce hakim kararı alınmamıştır. Öte yandan kolluk tarafından düzenlenen tutanaklarda gecikmesinde sakınca bulunan bir halden söz edilmemiştir” denildi. Cumhuriyet savcısının ve kolluğun arama konusundaki istisnai yetkisinin doğabilmesi için yasal koşuların oluşmadığı belirtilen kararda,“Arama işleminin hukuk aykırı olduğu, hukuka aykırı olarak yapılmış bir arama sonucu elde edilen delillerin geçerli delil kabul edilemez” denildi.
Bozma kararı sonrasında dava dosyası yeniden Ankara Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yerel mahkeme ilk kararında direndi. Mahkeme direnme kararında H.Ç.’ye ait iş yerinin pasaj içinde bulunduğunu, söz konusu “korsan CD’lerin de dükkanın önünde bulunan tel raflarda” bulunduğuna dikkat çekti. Polislerin bir ihbar üzerine söz konusu pasaja gittiği belirtilen kararda, “Ancak bu sırada kamuya açık, müşterilerin ve isteyen herkesin girebileceği pasaj içinde, sanığa ait dükkanın ise dışında raflarda dizili halde sergilenen CD’ler içinde suçu konu korsan CD’ler rastlanılmıştır. Somut olayda sanığa ait iş yerinde arama söz konusu değildir” denildi.
Hakim kararı psikoloji bozar
Yerel mahkeme direnme kararında en ufak olayda bile hakim kararın aranmasının kolluk kuvvetleri üzerinde psikolojik etikleri olduğu savunulurken, şu yorum dikkat çekti:
“Basın yayın kuruluşlarında yer verilen ve kolluk görevlilerinin suçüstü hallerinde dahi re’sen olaya el koyamayacağı yönündeki yanıltıcı ve hukuki dayanak yoksun haber ve kamuoyundaki yanlış bilgilenmeyi pekiştireceği, bu durumun hukuka ve orantılılık ilkesine uygun elde edilmiş kanıtlarla maddi gerçeğin ortaya çıkarılması suretiyle suç ile bozulan toplumsal düzenin yeniden kurulması, böylece bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal yaşam ve pratikte güvence altına alınması, bu yolla hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi amacına ulaşılması için gerekli bulunan psikolojik unsuru büyük ölçüde zedeleyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
Yerel mahkemenin direnme kararı üzerine dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündemine geldi. Kurul geçen hafta Salı günü söz konusu dava dosyasını kara bağladı. Kurul yerel mahkemenin kararını daire kararı doğrultusunda bozdu. Kurul, suç tarihini de dikkat ederek davanın zaman aşımından düşmesine karar verdi.