Mesajı Okuyun
Old 22-08-2007, 00:11   #13
Dr.Öykü Didem Aydın

 
Varsayılan UYAP ve av.tr

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Aydın,

UYAP genelgesi avukatlara ve vatandaşlara herhangi bir yük getirmemektedir. İcra takiplerinizin alınmaması, o icra müdürlüğünün usulsüz işlemi olup, icra mahkemesine şikayet hakkınız bulunmaktadır. Dava ve takip hakkını kullanmak isteyenlerin bunu bilgisayar kullanarak yapmaları gerekmemektedir, genelgede böyle bir zorunluluk öngörülmemiştir.

UYAP ile "yazılılık" kuralı terkedilmemiştir. Yapılan işlemlerin çıktısı alınarak ilgili kişilerce imzalanmaktadır. Yine UYAP ile "kamu hizmetinin memur eli ile yürütülmesi" kuralı da terkedilmemiştir. Genelgede böyle bir hüküm yoktur.

UYAP genelgesi idareye yöneliktir ve tekrarında yarar var, avukat ya da vatandaşa bir külfet yüklememektedir. Aksini iddia ederek dava ya da takibi elektronik ortamda talep eden merciler, yasaya ve genelgeye aykırı davranmaktadırlar. Tüm bunların genelgenin iptalini gerektirecek nitelikte olmadığı kanısındayım. Zamansızlık nedeniyle UYAP hakkındaki (pek de olumlu olmayan) görüşlerimi yazamıyorum.

av.tr bir alan adıdır. Bu açıdan sizin sitenizin içeriğini belirlememektedir. Alan adı com.tr, gen.tr, .com, .org vb. olarak alınmak istense de "bir yerden" alınmak zorunluluğu vardır. 2003 yılında Türkiye Barolar Birliği'nde yapılan ve Reklam Yasağı Yönetmeliği taslağının tartışıldığı toplantıda Baromuz adına “avukatların ya da avukatlık ortaklıklarının istedikleri alan adı uzantısı ile site açabilmeleri, yönetmelikte böyle şekli unsurların değil de içerikle ilgili düzenlemelerin yapılması gerektiği”ni savunmuştum. Görüşlerim değişmemekle birlikte, bugünkü av.tr zorunluluğunun da avukata herhangi bir yük getirmediği kanısındayım. En azından T.B.B.nin talep edenin avukat olup olmadığının kontrolü sözkonusu olduğundan avukat olmayanların av.tr uzantılı site açmaları engellenebilmektedir. ODTÜ'nün rolü ise T.B.B.den gelen onay doğrultusunda alan adını kullanıma açmaktan ibarettir; bu bir lütuf değildir, bu açıdan avukat bir tahsise muhtaç bırakılmamaktadır.

Sizin yaşadığınız sorunun, bağlı olduğunun Baronun ihmalinden kaynaklandığı açıktır. Baronuz T.B.B. sitesine bilgilerinizi girmediği ya da eksik girdiği için yaşanan aksaklığın Yönetmeliğin 9. maddesi ile ilgisi yoktur. Kanımca 9. maddede aksayan yönler varsa da düzenlemenin açıkça hukuka aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Uygulamada ise, nic.tr tarafından başvurunun ve ödemenin internet ortamında yapılmasının zorunlu kılınması aksayan ve hakkın kullanımını kısıtlayan bir husustur.

İnternet sitesini arama motorlarına kaydederken kullanılabilecek anahtar kelimeler (keyword) konusunda 2003 yılındaki toplantıda yoğun tartışmalar yaşanmış, bu konuda Baromuz adına “arama motorlarının internet kullanıcıları tarafından aranan siteye ulaşmak için kullanıldığı, bu anlamda bir bakıma adres bulma işlevini yerine getirdiği, anahtar kelimelerin de sitenin bulunabilmesi için arama motoruna kaydedildiği, yönetmelikteki düzenleme ile metni dağıtılan 9. madde önerisinde adı, soyadı, unvanı ve bulunduğu şehir dışında hiçbir kelimenin keyword olarak kullanılmasına izin vermediği, oysa bir avukatın akademik unvanı, kitap ya da makaleleri, hobileri ve benzeri meslek kurallarına aykırı olmayan unsurlar web sitesinde yer alabileceğinden, bu unvan, kitap adı, makale konusu ve benzeri kelimelerin anahtar kelime (keyword) olarak kullanılabilmesi gerektiği; internet ortamında adresi bilinmeyen ve arama motorlarında bulunamayan bir sitenin, hiç kimse tarafından ulaşılamayacağı için bir anlamının da olmayacağı” görüşünü savunmuştum. Dolayısıyla dilekçenizin bu konudaki bölümlerine katılıyorum.


Sayın Aladağ,


Mesajınız için çok teşekkür ederim. Şüphesiz savlarınız çok dikkate değer. Ancak yeniden vurgulamak istediğim konu şunlar:

1. Tabii icra mahkemesine de itiraz edlebilir bireysel olarak. Hatta, bahsettiğim sorunları, ozellikle av.tr ile ilgili olanları bireysel olarak çözmek bennim için mesele değil. Fakat ben, genelgenin muğlak kaleme alındığını iddia ettim. Verdiğim dört örnek gerçek örnekler. Çevreden de onlarca benzer örnek duyuyorum. İcra daireleri, CD getirmeyenin işlemini kesinlikle yapmıyor. Ayaş'da, Polatlı'da bile... Bu genelge, muğlak olduğu için hukuka aykırı. Bundan daha da önemli olan, böyle bir dönüşüm projesinin genelge ile yapılıp yapılamayacağı sorunu. Her gittiğinizde UYAP'da kayıtlı mısınız diye soruluyor? Avukatların, mesleklerini icra ederken bir sisteme kayıt olmaya zorlanması ancak kanunla emredilebilir. Avukatlık Kanunu'nda UYAP'a kaydolma zorunluluğu yok. Şüphesiz idare, yasalara aykırı olmamak koşulu ile her türlü işlemi yapmakta serbest kılınmıştır. Kamu yararına uygunluk var ise, işlem yapılır. UYAP konusunda kamu yararı, ancak başvuranlar açısından seçimlik olması halinde kamu yararına olarak kabul edilebilir. Tabii imzalanacak çıktı alınıyor ama önce takibin CD ile getirilmesi isteniyor.


2. Av.tr konusunda tabii ben de alt alan adının icerik belirlemediği konusunda bilgi sahibiyim. Fakat şöyle düşünün, size alt-alanınızı "tahsis" eden, bu alanı "iptal" de edebilir. Bağımsızlığımız, alat alan adı konusunda özgür olmamızı da içerir bence. İşin ilkesel bağımsızlık boyutu sandığımızdan çok daha önemli. Site sahibinin avukat olduğunu tespit etmek yolunda bir kamu yararı var ise, bürosunun kapısına tabela asan herkes, tabelasını Barolar Birliğine onaylatıp, ODTÜ'den de "tahsis" mi alsın? Verdiğim bu örnek ne kadar absürdse, internette avukatlığımızı onaylatmak da aynı derecede anlamsız geliyor bana. Herkes, her durumu, her titri kötüye kullanabilir. Kötüye kullanmayı önlemek, TBB'nin görevidir şüphesiz. ODTÜ sürecini katmadan pekala teknik olarak TBB'nde de internet sitelerinin kaydı tutulabilir. Sunucu kütüğü, IP veya alan adı ya da adres kütüğü tutulabilir. Bir nev'i ticaret sicili gibi. Ya da TBB'ne site onaylatılabilir (sadece sahibinin avulat olduğunu tespit anlamında). Siteye baro sicil numarası koymak zorunluk haline getirilebilir. Daha sonra da "onaylı" biçiminde bannerlar konulabilir. Zaten her birimize verilen avukatlık kimliği de aynı biçimde kullanılmıyor mu? Avukatlık kimliğinin de sahtesi yapılabilir. ODTÜ, kimliğimizi de mi tahsis etsin? ODTÜ'ye bu yetki neden verilmek zorunda? Kanundan almadığını tahsis yetkisini neden kullanıyor? Siz iyi niyetle diyorsunuz ki """"ODTÜ'nün rolü ise T.B.B.den gelen onay doğrultusunda alan adını kullanıma açmaktan ibarettir""""" Fakat o rol, neden ODTÜ'nün de örneğin benim değil? Tübitak'ın değil? Böyle bir rolü üstlenebilmesinin yasal bir dayanağı olmalı.

4. Üstelik bu konudaki anlaşmazlıklarda tahkim usulünü uygulamak, hangi hukuk devleti ilkesine uyuyor? İdarenin tüm işlem ve eylemleri yargı denetimindedir. TBB'nin alan adı tahsis kurallarına eklediği tahkim kuralı Anayasaya aykırıdır.

3. Her durumda görüşleriniz çok değerli. Mutlaka sizin baktığınız açıdan da değerlendirilebilir konu. Her başvuru yapılmak istendiğinde icra mahkemelerine itiraz da yapılabilir. Ancak bir düzenlemenin, uygulayıcıların yorumuna açık olmayacak derecede açık kaleme alınmış olması gerekir.

4. Biliyorsunuz Avukatlık Kanununda açıkça yeralmasına karşın kimliğimiz bile resmi kimlik sayılmıyor. Ben bankaya gittiğimde bunun yerine ehliyet ya da nüfus kağıdı kullanmak zorundayım. Avukata bu güvensizlik nereden kaynaklanıyor? Sonradan öğrendim ki, Danıştay da kimliğimizin resmi belge sayılması yolunda açılan bir davayı reddetmiş. Konunun ayrıntılarını bilmiyorum ama her aşamada avukata bu kadar güvensizliğin kendi örgütlerimizden kaynaklanması beni rahatsız ediyor. Ehliyeti de polis teşkilatı veriyor. O noktada güven tam... Fakat iş TBB'nin verdiği kimliğe gelince o kabul edilmiyor. TBB ise, kendi meslektaşlarının açtığı internet sayfalarına bile güvenmiyor, her aşamada teyid istiyor. Geçenlerde Ankara Adliyesinde dava açmaya gittik. Sıra çok kalabalıktı, fakat Baro Kartı olan meslektaşlar öncelikle alınıyordu. Benim Baro kartım yanımda değildi. Ögreniyorum ki oraya iki gün önce bir cihaz konulmuş, Baro kartı olanları öncelikle alıyormuş. Benim avukatlık kimliğim yetmiyor, her asamada yeni bir ücret ödeyerek yeni bir kart, yeni bir kayıt, yeni bir tahsis almak zorundayım. Konuyu dağittım belki ama karşı olduğum şey bu. Her çıkarılan sisteme ücret ödemek, her cihaz çıktığında yeni bir kart almak zorunda isem avukatlık kimliğimi ne yapayım?

5. Sonra dedik ki madem elektronik başvuru ile herşey halledilebiliyor, bari biz de Akbank da hesap açalım, sonra bir şirketten güvenli sertifikası talep edelim. Öğreniyoruz ki Baromuz bir sertifika şirketi ile anlaşmış, Adliyede o şirketin standında bir başvuru yapıyoruz, iki ay önce. 65 YTL ödüyoruz. Sertifika alacağız. Başvurumuz tamam. İki ay oldu ses yok. Şirkete soruyoruz, çıktığında size SMS göndereceğiz deniyor. Şu ana kadar bir SMS de yok. Bekliyoriz ki sertifika çıksın. Yanlış anlaşılmamak için şunu da ekleyeyim, UYAP sisteminde açık yakalayan hacker'lar piyasaya çıkıp da herşey altüst olana dek beklememiz gerekmediğini düşünüyorum. İcra daireleri daha bazı yazılı dosyaların akıbeti konusunda bilgi veremiyor. Bu nedenle, memurları videoya almayı denemiyor muyuz? Çekim yapıyoruz! Ülkemizin adalet sistemini çekiyoruz! Burada, çekiyoruz sözünü her iki anlama çekebiliriz. Hem çekiyoruz, hem ceremesini çekiyoruz. Erdemimize kamera konulması gerekiyor artık. Turk Hukuk Sitesinin anketi bu kamera uygulamasının çoğunlukla olumlu bulunduğunu gösteriyor. Ben de olumlu buluyorum. Ama bir yandan da utanıyorum. Dosyalar kayboluyor, biz memurları videoya çekiyoruz. Acaba bir memur çıkıp, yasal dayanak olmadan beni videoya çekemezsiniz diyecek mi merak ediyorum.

6. Aslında konunun ilkesel özü de buradan geliyor. Avukata güvensizlik. Bir doktor, insan hayatı bakımından bu derece önemli bir etkinlik gosteren Doktor DR.TR alan adı almak zorunda olmuyor, biz AV.TR almak zorundayız. Bana göre, bu bir prestij kaynağı değil, güvenilmemektir.

7. Değerli görüşleriniz dilekçemi daha ayrıntılı olarak gozden geçirme imkanı verdi. Bunları da dikkate alıp karşı sav bulamadığım noktaları kaldıracağım, fakat ilkesel olarak görüşümü koruyorum. Her iki uygulama da bir kez olsun yargı denetiminden, hatta olumsuz durumda AIHM denetiminden geçirilmeli. Sonra gönül rahatlığı ile biz de sisteme alışırız. Nasılsa Yeni Ceza Kanunu, Yeni CMK, Yeni her turlu yasanın tam egitimi butun Turkiye'de verildi. UYAP konusunda da, gostermelik eğitiliveririz. Staj eğitimimiz de göstermelik değil mi nasılsa? Yeni mezun heyecanlı arkadaşlarımız bir de bakıyor ki, ya kendilerine hiçbir ciddi iş verilmeden öylece sandalyede oturuyorlar ya da üç beş günde bir gidip imza atıyorlar. Stajını bitiren ve avukat olan eğitilmiş çıkıyor...Bir konuda eğitilmiş olarak: "dostların alışverişte görmesi, alışveriş yapmaktan evladır."

Sayın Aladağ, tekrar teşekkürlerimle,

Saygılar,

Öykü Didem Aydın