Mesajı Okuyun
Old 26-10-2006, 10:50   #1
ahmetsacit

 
Varsayılan Avukatlar : "Seri Katilleri Savunmaya Vicdanımız Elvermedi, Davayı Bırakıyoruz"

Üç günde 7 kişiyi vahşice öldüren seri katillerin yaptıkları, kendilerini savunacak avukatları da isyan ettirdi. Devlet tarafından görevlendirilen avukatlar Ufuk Namalan ve Saadet Ayan, 'Vicdanımız elvermiyor.' diyerek davaya bakmayı reddetti.
Bursa'dan başlayarak çeşitli illerde üç günde 7 kişiyi katleden seri katillerin davasında dün ilginç bir gelişme yaşandı. Devletin, iki katili savunması için görevlendirdiği avukat Ufuk Namalan ve avukat Saadet Ayan, vicdanları elvermediği gerekçesi ile katilleri savunamayacak- larını açıkladı. Ceza Muhakemesi Usul Kanunu (CMUK) kapsamında 'savunma hakkı' gereği devlet tarafından zanlı Mehmet Karahasan'ın avukatı olarak atanan Ufuk Namalan, daha önce de cinayet zanlılarını tedirginlik içinde savunduğunu; ancak bu davanın diğerlerinden farklı olduğunu belirtiyor. Zanlılar Yiğit Bekçe ve Mehmet Karahasan'ın yaptıkları karşısında vicdanının dayanamadığını söyleyen avukat Namalan, "Anlatılanlar ve yaşananlar benim de yüreğimi kanattı. Trilyonlar verseler bu işi devam ettiremeyeceğimi anladım. Savunmayı bırakıyorum." ifadesini kullandı. Yiğit Bekçe'nin avukatı Saadet Ayan ise zorunlu müdafilik kanunu çerçevesinde görevi kabul ettiğini; ancak bundan sonra yer almayacağını açıkladı. Cinayetlerin işlenmesinin ardından baronun kendisini aradığını ve katil zanlılarından birini savunacağını söylediğini belirten Saadet Ayan, "İlk aradıklarında gidip itiraz ettim; fakat zorunlu olduğunu, daha sonra devam edip etmeyeceğimin bana bağlı olduğunu belirttiler. Mecbur kaldık." diye konuştu. TCK'da "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçunu düzenleyen 82. maddeden tutuklanan canilerden ikisi önceki gün Sincan L Tipi Cezaevi'ne konuldu. Katiller, işledikleri her bir cinayet için ayrı ayrı ceza alacaklar.
Avukat Ufuk Namalan, eşinden ve çocuklarından katil zanlılarını savunduğu için tepki almadığını; ancak bırakma kararına ailesinin sevindiğini ve destek verdiklerini ifade etti. Namalan, "Biz Anadolu insanıyız. Aynı duyguları paylaşıyoruz. İnanmadığım bir davaydı ve sürdürmemin anlamı olmadığını gördüm." dedi. Ufuk Namalan, bu kararından, daha sonra zanlıları savunacak avukatların vicdansız olacağı anlamınının çıkarılmaması gerektiğini sözlerine ekledi. Türkiye'de eşine az rastlanır bir katliamı gerçekleştiren zanlılarla uzun süre zaman geçirdiğini ve psikolojilerini iyice tanıma fırsatı bulduğunu aktaran avukat Namalan, olayların arkasında ve başlangıcında çok büyük olasılıkla Yiğit Bekçe'nin olduğunu kaydetti. Mehmet Karahasan'ın daha arka planda olduğunu iddia eden Namalan, bire bir görüşmelerde edindiği bilgiye göre Mehmet Karahasan'ın, Adana'da ve Gölbaşı'nda işlenen cinayetlerin sonrasında kullandıkları arabayı yolun kenarlarına vurarak kaza yapmaya çalıştığını söyledi. Namalan, "Şunu söylemeliyim ki; Mehmet'in bu işi zorla yaptığı ortada. 'Yiğit seni tehdit etti mi?' türünden sorulara net cevap vermiyor; ama bariz bir korku ve pişmanlık seziliyor. Tabii ben Mehmet'i korumuyorum. Nihayetinde savunmalarını yapmayacağım. Ancak Yiğit'le yaptığım konuşmalar ile Mehmet'le yaptığım konuşmaların sonuçları arasında fark var." diye konuştu. Yiğit Bekçe'nin kameralara 'Suçsuzum, kimseyi öldürmedim!' diye bağırmasının inandırıcı olamayacağını belirten Namalan, Bekçe'nin her şeyi hiç teklemeden soğukkanlılıkla anlattığını belirtti. "Bu az çok iki zanlının psikolojisini ortaya koyuyor." diyen Namalan, Mehmet Karahasan'ın ise defalarca ağladığını, 'Ben nasıl yaptım, nasıl bu duruma düştüm?' gibi bir pişmanlık hali yaşadığını belirtti. Namalan, Karahasan'ın konuşabilmesi için 4 saat beklediklerini ve şokun etkisinde olduğunun bariz bir şekilde sezildiğini dile getirdi. Yiğit Bekçe'nin sadece kollarında değil, vücudunun çeşitli yerlerinde jilet kesikleri bulunduğuna ve saldırgan bir yapısının olduğuna değinen Namalan, oysa Karahasan'ın daha sakin ve perişan bir karakter izlenimi verdiğini belirtti. Avukat Namalan, Karahasan'ın annesini arayamadığını, bu isteği kendisinin yerine getirdiğini belirtti. Katil zanlıları önceki gün Sincan L Tipi Cezaevi'nde tek tek ayrı hücrelere konuldu. Kendilerine herhangi bir şekilde zarar verebilmelerini önlemek amacıyla üzerlerinde bulunan cisimlere de el konulduğu öğrenildi.


ZAMAN