Mesajı Okuyun
Old 30-10-2002, 21:58   #2
Kıvılcım

 
Varsayılan

Bizim çocukluğumuzda beslenme saati yoktu, beslenme saati amerikan yardımı süttozundan yapılan sıcak süt benzerinin elimize tutuşturulmasına denk gelse gerek..

Esasen babamızın da beslenme çantası alacak parası yoktu.. Yer bildik yer de değildi.. Allahın unuttuğu, kulun yolunu şaşırdığı, bazen isyan ettiği ve istisnasız her defasında sopasını yediği bir yerdi.. yani manyakça bir yer..

Sözüm meclisten dışarı;

Bizim de hayallerimiz vardı, imam çavuşun kayısı bahçesinin ağaçları arasındaki futbol maçımızda oynayabileceğimiz bir plastik toptu bazen bu,üzerinde kızgın demirle yapıştırılmış ve yapıştırma izinden onlarcası bulunan bir plastik top..

Plastik top istemine bağlı hayallerimizi süslerken tutmam için iki dakikalığına teslim edilen inek buzağısının gürültüden korkup beni peşinden elimdeki ipiyle birlikte abartısız üç yüz metre sürüklemesi de fonda kalan bir resimdi.. elimin, yüzümün, gözümün kanlar içinde kalması, ipi bırakmamak için inadıma inattı sanki..

Bizim de hayallerimiz vardı.. Avrupa'da işçi olmak gibi.. fakir kebabı dediğimiz ve ekmek üzerine sürülen dometes salçası ile birlikte taze yeşil soğanından oluşan, dakikalık yiyecekle neş’elenmek gibi..

Plastik topumuz hiç olmasa da, bisiklete binmek ancak lise ikinci sınıfa nasip olmuştu.. o zaman hatta üniversite bitiminde ne arabamızın, ne evimizin, ne ofisimizin ne de başka şeylerin olacağı hayal bile değildi.. ancak, ne hayaller, ne hayal bile olmayanlar gerçekleşse de plastik top peşinde koştuğumuz, süttozunu içtiğimiz, kafamızı gözümüzü yardığımız çocukluğumuz bir daha gelmeyecek, özlemimiz azalmayacaktı..

Biz de biliyoruz ki '' yarın'larımız artık 'dün' kadar uzun değil..''

Ancak yine de uzlaşmaya devam ediyoruz.. sevgiye, insanlığa, dostluğa..

Biz.. yani siz..