Mesajı Okuyun
Old 28-06-2012, 09:04   #3
av.buğra

 
İnceleme

sn.nemrah;
1-temsilcinin yekisi araştırılmalı, vekaletnamede "taşınmazın istimlakinde" yetkisi yoksa belediyenin bunu geri çevirmesi lazım,
2-yetkisiz yapılmış ise, belediye dahil ,tarafların cezai sorumluluğu doğar.
3-temsilci , yetkili olarak istimlak yaptırmış olsa bile yada sattı ise tüm bunlar vekaletname ile yapıldığı için bedelini müvekkilnize ödemesi yükümlülüğü var, satış ve istimlak bedeli sebepsiz olarak uhdesinde kalmış durumdadır.
4-tapu iptali ve tazmin talepli dava,devirler ve satış bakımından
5-savcılığa şikayet ,yetkisiz işlemler bakımından.
yapılması gerekir diye düşünüyorum...iyi çalışmalar...

E: 2008/3302 - K: 2008/5975
İÇTİHAT METNİ
ÖZET :

Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemidir. İcazetten serahaten veya zımnen imtina olunduğunda, meydana gelen zararın tazmini için mümessil sıfatını takınan kimse aleyhine dava açılabilir. O halde, mahkemece öncelikle davalı taraftan yetkili temsilci olup olmadığının tespiti için gerekli belgelerin ibrazı istenilmeli, sözleşmeye konu taşınmazın satışı hususunda yetkili temsilci olduğunun anlaşılması halinde yaptığı işlem onun değil, temsil olunan şahsın hukuk alanında sonuç doğuracağından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir.
Davalının yetkili temsilci olduğuna dair herhangi bir vekaletname ya da yetki belgesi ibraz edememesi halinde ise; yetkili temsilci olmadığı ve mal sahibi şahsın da taşınmazını tapuda başka bir şahsa satarak onun yaptığı işleme icazet vermediği gözetilerek, yetkisiz olarak ve baştan beri şekil noksanlığı nedeniyle de geçersiz olan sözleşmeye istinaden haksız olarak kapora alıp sebepsiz zenginleşen davalıdan bu paranın tahsiline karar verilmelidir.
DAVA :
Dava dilekçesinde 3.000,00-YTL. alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR :
Davada; davalının dava dışı Peter Ghraf adına kayıtlı bulunan villanın davacılara satışı için 3.1.2006 tarihli harici satış sözleşmesi yaptığı ve 3.000,00-YTL. kaporayı onun vekili sıfatı ile aldığı, oysa ki davalının Peter Ghraf adına hareket etmek üzere aldığı bir vekaletname ya da yetki belgesinin bulunmadığı, vekaletsiz olarak iş gördüğü, kaldı ki taşınmazın sahibi olan bu kişi tarafından tapuda başka bir kişiye satıldığı ve geçersiz sözleşme ile davalıya ödenen kaporanın onun uhtesinde kaldığı ileri sürülerek, ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; BK.nun 32. maddesinde düzenlenen temsil için yazılı bir belgenin varlığına veya vekaletnameye lüzum olmadığı, sadece tarafların tutumu ve işin mutad akışından bu durumun açıklığa kavuşmasının yeterli olduğu, davaya dayanak belgede de kaporayı alan kişinin davalı veren kişinin de davacı olduğu, artık davacının davalının yetkili temsilci olmadığını ileri sürmesinin dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 32. maddesine göre; yetkili bir temsilci tarafından diğer bir kimse adına yapılan sözleşmeden doğan haklar ve borçlar doğrudan doğruya temsil edilene geçer.
Ancak; bir kimse temsil yetkisi olmadığı halde başka bir kişi adına bir hukuksal işlem veya sözleşme yaparsa yetkisiz temsil söz konusu olur. Bu durumda yapılan işlemin hüküm ve sonuçları hiç bir şekilde temsil olunanın hukuksal alanında meydana gelmez. Bununla birlikte, temsil edilenin yetkisiz temsilci tarafından yapılan işleme icazet ( onam ) vermesi halinde doğrudan doğruya temsile ait sonuçlar işlemin yapıldığı tarihten itibaren meydana gelmiş olur ve işlemler geçerlilik kazanabilir ( BK. md.38/1 ). Fakat, somut olayda taşınmaz satımına ilişkin sözleşme 30.1.2006 tarihinde tapu muamelesi yapılmak üzere 3.1.2006 tarihinde imzalanmış olmasına rağmen, temsil olunan mal sahibi Peter Ghraf'ın taşınmazını 31.1.2006 tarihinde tapuda üçüncü bir şahsa sattığı dosyadaki tapu kaydından anlaşılmaktadır.
BK.nun 39/1. maddesi uyarınca; icazetten serahaten veya zımnen imtina olunduğunda, meydana gelen zararın tazmini için mümessil sıfatını takınan kimse aleyhine dava açılabilir.
O halde, mahkemece öncelikle davalı taraftan yetkili temsilci olup olmadığının tespiti için gerekli belgelerin ibrazı istenilmeli, sözleşmeye konu taşınmazın satışı hususunda yetkili temsilci olduğunun anlaşılması halinde yaptığı işlem onun değil, temsil olunan şahsın hukuk alanında sonuç doğuracağından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir.
Davalının yetkili temsilci olduğuna dair herhangi bir vekaletname ya da yetki belgesi ibraz edememesi halinde ise; yetkili temsilci olmadığı ve mal sahibi şahsın da taşınmazını tapuda başka bir şahsa satarak onun yaptığı işleme icazet vermediği gözetilerek, yetkisiz olarak ve baştan beri şekil noksanlığı nedeniyle de geçersiz olan sözleşmeye istinaden haksız olarak kapora alıp sebepsiz zenginleşen davalıdan bu paranın tahsiline karar verilmelidir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yanlış olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.