Mesajı Okuyun
Old 18-09-2006, 16:28   #7
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.Ergin,
İkisini de demek istemiyorum. Yasanın 34 üncü maddesinde bizzat yasadan doğan bir kesin süre olduğu görüşündeyim ( aslında Yargıtay kararları aksi yönde elbette - kıdem tazminatı dışında temerrüt için ihtarname aranıyor) Ücret ödemenin son günü sözleşmede kararlaştırılmışsa ( mesela ay sonu gibi), yasa metni karşısında bu süreden itibaren 20 günün sonunda işverenin kendiliğinden temerrüde düşmesi gerektiğini savunuyorum. Yani,burada fesih tarihinden itibaren bir temerrüt düşünmüyorum. Her ücret alacağı için muacceliyet tarihi + 20 gün temerrüdü oluşturur iddiasının mahkemelerde öne sürülmesinin belli bir mantığı olabileceğini düşünüyorum. Yani, işverenin kanunen temerrüde düşürülmüş sayılması gerektiği şeklinde bir yorumun tartışılması uygun olur inancındayım. Aslen para borçlarında faiz için temerrüt ( ve ihtarname ) şart ise de kesin süre sayılabilecek haller bunun kapsamı dışında.

Burada, benim temerrüdün gerçekleşmesi dediğim +20 günün sonunda işçi için iş görmeme hakkının doğduğu ve +20 günün sonucunun bundan ibaret olduğu da söylenebilir elbette. Ancak yasa metni ( Yargıtay kararları ve uygulamasına rağmen) bu yönde de tartışılabilir, diye düşünüyorum.

Bir önceki mesajımda fazla tutumlu davranmışım, tam olarak ne dediğim gerçekten de net anlaşılmıyor. Sorunuzla yaklaşımımı açmama zemin sağladığınız için ayrıca teşekkür ederim.
Saygılar.