Mesajı Okuyun
Old 10-03-2014, 13:50   #73
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/3286
K. 2014/737
T. 22.1.2014

• MUVAZAA İDDİASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Davalılardan Birinin Katkı Payı Alacağına İlişkin Hükmedilecek Tazminatı Ödememek Amacıyla Dava Konusu Edilen Taşınmazı Danışıklı Olarak Diğer Davalıya Devrettiği - Taşınmazın Haciz ve Satışını İsteyebilmesi Yönünde Hüküm Kurulacağı )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Davalılardan Birinin Katkı Payı Alacağına İlişkin Hükmedilecek Tazminatı Ödememek Amacıyla Dava Konusu Edilen Taşınmazı Danışıklı Olarak Devrettiği - Tapu İptaline Gerek Olmaksızın Taşınmazın Haciz ve Satışını İsteyebilmesi Yönünde Hüküm Kurulması Gerektiği )

• KATKI PAYI ALACAĞINA İLİŞKİN TAZMİNATI ÖDEMEME AMACIYLA TEMLİK ( Muvazaa İddiası - İİK 283/1 Md. Gözetilerek Tapu İptaline Gerek Olmaksızın Davacının Alacağını Alabilmesini Sağlamak İçin Dava Konusu Taşınmazın Haciz ve Satışını İsteyebilmesi Yönünde Hüküm Kurulacağı )

• TAZMİNATI ÖDEMEME AMACIYLA TEMLİK ( Katkı Payı Alacağına İlişkin/Muvazaa İddiası - Tapu İptaline Gerek Olmaksızın Taşınmazın Haciz ve Satışını İsteyebilmesi Yönünde Hüküm Kurulması Gerektiği )

2004/m.283/1
818/m.18

ÖZET : Dava, muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalılardan birinin katkı payı alacağına ilişkin hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazı danışıklı olarak diğer davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Satışın muvazaalı olduğu kanıtlanmıştır. O halde, davanın İİK 283/1 maddesi gözetilerek tapu iptaline gerek olmaksızın davacının alacağını alabilmesini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı H. Ö. vekili tarafından, davalılar A. Ö. vd. aleyhine 25/03/2011 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir..

Davacı vekili, davacı ile davalılardan A. Ö.'ün İzmir 4. Aile Mahkemesi'nin 06/06/2005 tarih ve 2003/207 Esas, 2005/674 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiğini, davacı tarafından davalı Alaiddin aleyhine katkı payı alacağına ilişkin açılan davada İzmir 12. Aile Mahkemesi'nin 2008/542 Esas, 2009/991 Karar sayılı kararı ile 30.960,00 TL'nin tahsiline karar verildiğini, boşanma kararından bir hafta sonra 13/06/2005 tarihinde davalı Alaiddin'in üzerine kayıtlı 188 ada 1 nolu parselde kayıtlı L Blok 3. kat 7 nolu bağımsız bölümü çok düşük bir bedelle, hiç bir işi olmayan yeğeni diğer davalı Tijen Komodoroğlu'na satış göstrerek tapudan devrettiğini, yapılan satış işleminin mal kaçırma amacıyla muvazaalı yapıldığını belirterek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davalı A. Ö. adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

Davalı A. Ö. davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece, davalı A. Ö.'ün hayatta olduğu, kısıtlı bulunmadığı, davacının muvazaa nedeniyle tapu iptali talep etmesi yönünde aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, istemin tasarrufun iptali mahiyetinde düşünülmesi durumunda dahi koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verimiştir.

Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan danışık ( muvazaa ) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem ( muvazaalı muamele ) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.

Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulü için tek başına yeterli olmadığından danışıklı işlemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.

Somut olayda; davacı, davalılardan Alaiddin'in katkı payı alacağına ilişkin hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazı danışıklı olarak diğer davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Yargılama sonunda satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması durumunda davacı, satışa konu edilen maldan alacağının tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi bir sonuç doğuracağından tapunun iptaline değil, İ.İ.K.'nun 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya taşınmazın haciz ve satışını isteyebilme hakkı tanınmasına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaç da budur. Davacı ile davalı Alaiddin'in İzmir 4. Aile Mahkemesi'nin 06/06/2005 tarih ve 2005/207 Esas, 2005/674 Karar, sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 07/07/2005 tarihinde kesinleştiği, yine davacı tarafından davalı Alaiddin aleyhine katkı payı alacağına ilişkin davada İzmir 12. Aile Mahkemesi'nin 2008/542 Esas, 2009/991 Karar sayılı kararı ile 30.960,00 TL katkı payı alacağının tahsiline karar verildiği ve kararın 28/01/2011 tarihinde kesinleştiği, davalı Alaiddin'in üzerine kayıtlı 188 ada 1 nolu parselde kayıtlı L Blok 3. kat 7 nolu bağımsız bölümü boşanma davasının karara bağlanmasından bir hafta sonra çok düşük bir bedelle, hiç bir işi olmayan yeğeni diğer davalı T. K.'na satış göstererek tapudan devrettiği, yapılan satış işleminin katkı payı alacağından kurtulmaya yönelik olarak muvazaalı yapıldığı anlaşılmaktadır.

Şu durumda, satışın muvazaalı olduğu kanıtlanmıştır. O halde, davanın İİK 283/1 maddesi gözetilerek tapu iptaline gerek olmaksızın davacının alacağını alabilmesini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 22.01.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.22/01/2014

Kazancı