Mesajı Okuyun
Old 11-02-2014, 15:03   #66
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/10430
K. 2013/946
T. 29.1.2013

• KATILMA ALACAĞI DAVASI ( Davalı Tarafın Artık Değer Hesabında Dikkate Alınması Gerektiği Anlaşılan Banka Kredileri ile İlgili Tüm Belgelerin İlgili Bankadan Getirtilmesi Gerektiği )

• BOŞANMA DAVA TARİHİ ( Sonrasına İsabet Eden Kredi Ödemelerinin Davalının Kişisel Malı Olduğunun Gözetilmesi Gerektiği - Katılma Alacağı Davası )

• BANKA KREDİSİ ( Katılma Alacağı Davası - Boşanma Dava Tarihi Sonrasına İsabet Eden Kredi Ödemelerinin Davalının Kişisel Malı Olduğunun Gözetilmesi Gerektiği )

• ARTIK DEĞER ( Katılma Alacağı Davası - Davalı Tarafın Artık Değer Hesabında Dikkate Alınması Gerektiği Anlaşılan Banka Kredileri ile İlgili Tüm Belgelerin İlgili Bankadan Getirtilmesi Gerektiği )

4721/m.231,230,229,219,236,222
ÖZET : Dava, katılma alacağı davasıdır. Davalı tarafın artık değer hesabında dikkate alınması gerektiği anlaşılan banka kredileri ile ilgili tüm belgeler ilgili bankadan getirtilerek dikkate alınması, boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden kredi ödemelerinin davalının kişisel malı olduğunun gözetilmesi ve bu şekilde artık değer bulunduktan sonra yarı oranda davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi, gerektiğinde bu hesaplamada konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.

DAVA : N. ile E. aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 15.5.2012 gün ve 1222/715 Sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.1.2013 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı E. vekili geldiler. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı N. vekili, boşanma davasından tefrik edilen davada, 1901 ada 194 parselde 2 numaralı aile konutunun 1/2'sinin davacı adına tapuda tesciline, tescilin mümkün olmaması durumunda mahkemece değer tespiti yaptırılarak taşınmazın 1/2'sinin değerinin katılma alacağı olarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı E. vekili, taşınmazın bankadan çekilen kredi ve borçlarla alındığını, davacının herhangi bir katkısını ispat edemediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının 1901 ada 194 parselde 2 numaralı mesken ile ilgili 1/2' sinin değerinin katılma alacağı olarak tahsile dair davasının kabulüne, 75.000.-TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 5.4.2002 tarihinde evlenmiş, 26.5.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün, 25.11.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir ( TMK'nun 225/2. m. ). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( TMK'nun 202,4722 S.Y.nın 10. m. ).

Dava konusu 1901 ada 194 parselde 2 numaralı mesken, evlilik içinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken, 25.5.2005 tarihinde davalı adına alınarak tapuya tescil edilmiştir.

Evlilik içinde 1.1.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen malvarlığı üzerinde, diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır ( TMK'nun 231, 236/1. m. ). TMK'nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ( TMK m. 229 ) ve denkleştirmeden ( TMK m. 230 ) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın ( TMK m. 219 ) toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin ( TMK m. 231 ) yarısı üzerinden ( TMK m. 236/1 ) tarafların kazanılmış haklan da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir ( TMK'nun 231/1 m. ). Söz konusu malvarlıklarının devredilmesi durumunda ise, devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır ( TMK'nun 235 /son m. ).

Davalı taraf, 6.11.2008 tarihli dilekçesinde açıkça taşınmazın daha önce de vurgulandığı gibi ... Bankası'ndan çekilen banka kredisi ile alındığını, ödemelerin tamamının davalı tarafından yapıldığını ve ödemelerin de devam ettiği savunulmasına, dilekçe ekinde de banka kredisi ile ilgili belge ve bilgileri kısmen sunmasına rağmen mahkemece davaya konu taşınmazın karar tarihine en yakın belirlenen 150.000.-TL değeri dikkate alınıp artık değer kabul edilerek, banka kredisi ile ilgili bir inceleme yapılmadan yarı oranında katılma alacağına karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında .... Bankası lehine 36.000.-TL bedelli 3.4.2006 kayıt tarihli ipotek de görülmektedir.

Az yukarıdaki açıklamalar karşısında davalı tarafın artık değer hesabında dikkate alınması gerektiği anlaşılan banka kredileri ile ilgili tüm belgeler ilgili bankadan getirtilerek dikkate alınması, boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden kredi ödemelerinin davalının kişisel malı olduğunun gözetilmesi ve bu şekilde artık değer bulunduktan sonra yarı oranda davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi, gerektiğinde bu hesaplamada konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken banka kredisi ile ilgili herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 Sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00.-TL avukatlık ücretinin davacı N.'den alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m. 297/ç ) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve istenmesi halinde 1.115,00.-TL peşin harcın temyiz eden davalıya iadesine, 29.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı