Mesajı Okuyun
Old 13-01-2012, 00:43   #26
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
İnsan ile nâkısa kelimesi eşanlamlıdır. İnsan demek nâkısa demektir.

İnsan mükemmel bir varlık olmadığına ve olamayacağına göre;

Yine ve daima borçlular borcunu rıza ile eda etmeyecek, yine birileri diğerinin canına ve malına zarar verecek, biri diğerinin bilerek, bilmeyerek, elde olan veya olmayan nedenlerle bir hakkını ihlal edecek vs. vs. vs.

Toplumun dirlik ve esenliği suç ve özel hukuk ihlallerinden zarar görmez; zira suç ve ihlali ortadan kaldırmak imkansızdır. Toplumlar yüzyıllardır bununla varolmuştur. Toplumun dirlik ve esenliği suç ve ihlallerin karşılıksız kalmasıyla, etkin hukuki korunma ve adaleti temin yollarının olmamasıyla bozulur, yok olur. Bu yokolmanın şiddet ve süresi toplumdan topluma ve sosyal düzenleyici ve moral kuralların yoğunluk ve etkisine göre değişir...

Bu sebeple, hukuka, yargıya, savunmaya ve avukata kolay ve nitelikli erişim toplumun dirlik ve esenliğine hizmet eder.

Ezcümle, orantının türü: doğru orantıdır.

Saygılar.

Değerli Meslektaşım,

Siz bir takım sosyolojik tespitler yapmışsınız.

Evet insan eksik zaafları kusurları olan bir varlıktır.Bunu kaçınılmaz sonucu olarak da toplumda uyuşmazlıklar,çatışmalar olacak.

Ancak ben konuyu başlatırken kurgusal bir varsayımda bulundum.Şişeden bir cin çıksa verdiği sihirli değnekle,içinde yaşadığımız toplumu ,çatışmasız,kavgasız dirlik ve esenlik içindeki bir topluma dönüştürme imkanı verse ne yapardınız diye sordum.

Soda şişesinden bir cin çıkıp size sihirli bir değnek vereceğine inanıyorsunuz da, bu sihirli değneğin dirlik esenlik içinde çatışmasız bir toplum yaratacağına mı inanmıyorsunuz.

Dolayısıyla sosyolojik birtakım tahliller sonrası, çatışmasız toplum olmaz,her zaman çatışma olacaktır demek doğru bir tespit ama sorumun cevabı değil.

Son cümlenizdeki yargıya ve avukata kolay ve nitelikli erişimin toplumun dirlik ve esenliğine katkı yapacağı bu anlamda aralarında doğru orantı olduğu da doğru bir tespit.

Ancak ben kurgusal sorumda toplumdaki dirlik ve esenliğin artması ve giderek çatışmasız bir topluma ulaşılması durumunda (lütfen sosyolojik olarak olmaz demeyin sihir var işin içinde ) toplumda avukatlara ihtiyacın azalması bunun doğal sonucu olarak kazançlarını azalmasını dikkatlerinize sunmuştum.

Bu durumda toplumun dirlik ve esenliği ile bizim kazançlarımızın arasında açıkça bir ters orantı yok mu ?

Toplumun dirlik ve esenliği ile mesleki çıkarlarımız arasındaki bu ters orantının, çatışmanın, aradaki bu yaman çelişkinin meslektaşlarımın iç dünyalarında nasıl bir etki yaptığını nasıl cevaplar bulduklarını merak ederek bu başlığı açtım.

Düşünün bir doktorsunuz, karşılaştıklarınıza afiyettesinizdir,sıhhatiniz yerindedir inşallah diyorsunuz. Oysa herkesin sıhhat içinde olduğu bir toplumda size ihtiyaç yok, bir nevi yok hükmündesiniz.

Bu durumun siz farkında olduğunuz gibi,diğer insanlar da farkında.Siz şuna benzer şeyleri hiç duymadız mı ?
- Bu kriz bi tek size yaradı, icra işinden paraya para demiyosunuz,

-Bu hırsızlıklar,katiller uğursuzlar olmasa siz avukatlar iş bulamaz para kazanmazsınız.

En dikkat çekici yorumu,sayın Armağan Konyalı yapmış;

Alıntı:
Bir gün bu da olacak. İnsanlık henüz çok geri. İnsanlık yeterince ilerlediğinde insanlar bencillikten kurtulacak. Kimse başkasının hakkına el uzatmayacak.

O zaman avukatlık mesleği de, nalbantlık gibi, saraçlık gibi, keçecilik gibi yok olup gidecek.

Cellatlık mesleğinin yok olmasına kimse üzülmemiştir. Bakalım avukatlık mesleğinin yok olmasına üzülen olacak mı?