Mesajı Okuyun
Old 19-11-2019, 23:22   #4
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan Islah- Tahkikatin Sona Ermesi-usul

Sayın meslektaşım;

anladığım kadarıylamahkeme tahkikati usulüne uygun bitirmemiş görünüyor.

Ara karardan rücuyu isterken aşağıdaki kararı emsal göstermeniz vaziyeti düzeltebilir.

Ara karardan rücu; ıslah için süre; yoksa ıslahın süre alınamamasına rağmen hemen yapılması mantıklı çözüm gibi görünüyor çünkü malum bozmadan sonra ıslah olmaz.





T.C YARGITAY
23.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/ 4986
Karar: 2013 / 6387
Karar Tarihi: 21.10.2013

YARGITAY KARARI


MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili ile davalı banka arasında 06.06.2005 tarihinde “Otonom Yazılım Destek Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında 01.07.2010-....06.2011 dönemine ait imza yönetim sistemi hizmeti verdiğini, bu hizmet karşılığında ....01.2011 tarihli toplam ....493,60 TL bedelli faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiğini, ancak davalının söz konusu fatura nedeniyle müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, borcun ihtar edilen süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle ... .... ... Müdürlüğü'nün 2011/5763 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının borcu olmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tanzim tarihinden itibaren yenilenerek devam ettiğini, takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunduğunu, sözleşme kapsamında yazılım destek hizmeti bedelinin yıllık olarak belirlendiğini, belirlenen yıllık bedelin peşinen ödenmesi, ayrıca fatura bedelinin ... ... günü içinde ödenmesi gerektiğini, söz konusu faturanın yenilenen döneme ilişkin yıllık hizmet bedeline ilişkin olduğunu, fatura bedelinin ödenmesinin faturanın kapsadığı ilgili dönemde sözleşme konusu sistemle ilgili olarak hizmet alınması koşuluna bağlı olmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 ... inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile ...,493,60 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, müvekkili bankada Nisan 2010 tarihi itibariyle otonom uygulamasının ortadan kalktığını, davacı firmadan herhangi bir hizmet alınmadığını, karşılıklı edimleri havi sözleşmelerde kendisine düşen edimi yerine getirmeyen tarafın akdin ifasını talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ıslah talebini tahkikat duruşmaları bittikten sonra yaptığı, HMK'nın 177/.... maddesine göre ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği gözetilerek ıslahın hiç yapılmamış sayılmasına karar verilerek davaya itirazın iptali olarak bakılıp devam edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin ... yıllık süre için imzalandığı ve yenilenmesi için uygulanacak prosedürün düzenlendiği, imzadan sonra uyuşmazlık tarihine kadar sözleşmenin yıllar itibariyle yenilendiği, ancak davalı tarafça Nisan 2010 tarihinde otomasyon isteminden vazgeçildiğinden hizmet alınmadığının savunulduğu, sözleşme süresinin bitiminden sonra hizmet verilmediği noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ancak, davacının hizmet vermese de ücretin ödenmesi gerektiğini iddia ettiği, davalının savunmasına göre sözleşmenin 06.04.2010 tarihinde sona erdiği, sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin bir .../...

yıl süreyle yenilenmesi için davacının 06.06.2010 tarihinden evvel davalıya sözleşmeye devam edip etmeyeceğini yazılı olarak sorması, davalının da bir cevap vermemesi gerektiği, böyle bir bildirimin yapıldığına dair davacının yazılı bir belge sunamadığı, sözleşmenin süreye ilişkin hükümlerine göre hizmet süresinin 06.06.2010 tarihinde bittiği, 01.07.2010 tarihinden sonraki döneme ilişkin davalının bir yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

...-Dava, faturaya ilişkin hizmet bedelinin tahsili için başlatılan ... takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 184. maddesinde "Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.

Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder." hükmü düzenlenmiştir. HMK'nın 186. maddesinde "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder.Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir." hükmüne yer verilmiştir. Taraflar duruşmada hazır bulunuyorsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve altı taraflara imzalatılır. Şayet taraflar hazır değilse yukarıda belirtilen içeriğe sahip meşruhatlı davetiye gönderilir. Anılan maddede hükümden önceki son yargılama aşaması olan sözlü yargılama aşaması düzenlenmiş bulunmaktadır. Hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir.

Mahkemece, ........2012 tarihli duruşmada taraf vekillerinin beyanları alındıktan sonra tahkikat duruşmasına son verildiğinin açıklandığı, davacı vekilinin ıslah talebinde bulunmak için süre talep etmesi üzerine davacı vekiline talep ettiği sürenin verildiği, ....01.2013 tarihli bir sonraki celse 31.....2012 tarihli ıslah dilekçesinin bir sureti davalı vekiline tebliğ edilerek beyanda bulunmak için davalı vekiline süre verildiği görülmüş, bir sonraki ....03.2013 tarihli duruşmada ise HMK'nın 1771/.... maddesi gereğince ıslah işleminin yapılmamış sayılmasına karar verilerek, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulmuştur.

Somut olayda mahkemece, ........2012 tarihli duruşmada, tahkikata son verileceği bildirilerek, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklamada bulunmak üzere imkân tanınması, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının görülmesi halinde tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesi, bundan sonra sözlü yargılama aşamasına geçilmesi gerekirken, herhangi bir uyarıda bulunulmadan tahkikat duruşmasına son verilmiş olup, usulüne uygun olarak sözlü yargılama aşamasına geçilmiş değildir. Islah için davacı vekiline süre verilmesi dahi eylemli olarak tahkikatın henüz sonuçlanmadığını ortaya koymaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin tahkikat bitmeden önce usulüne uygun olarak ıslah talebinde bulunduğunun kabulü ile uyuşmazlığın ıslah dilekçesi kapsamında çözümlenmesi gerekirken, HMK'nın 184. maddesindeki usule uyulmadan tahkikatın sona erdiğinin açıklanması, sözlü yargılama usulüne geçilmemesi ve ıslah işleminin yapılmamış sayılması doğru olmamıştır.


...-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ:Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.