Mesajı Okuyun
Old 12-06-2011, 18:57   #3
Dr.DOGRAMACI

 
Varsayılan

Merhaba,

Onurlu yaşam hakkından daha kutsal ve öncelikli bir hak söz konusu olamaz ve düşünülemez. Bununla ilgili anayasamızdaki amir hüküm aynı zamanda bu hakkın devredilemeyeceği ve vazgeçilemeyeceğini de belirtmiştir.
Bu nedenle (aktif)ötenazi mutlak surette yasaklanmıştır ve "kasten öldürme" suçu kapsamına girmektedir. Pasif ötenazi ile ilgili olarak doktrinde çeşitli ve farklı görüşler bulunmakla beraber sağlık personeli için bilinçli taksir sebebiyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçu oluşturabileceği görüşünü savunanlar olduğu gibi suç isnadı edilemeyeceği görüşünü savunanlar da mevcuttur. (Hatta hayatından ümit kesilenlere dahi müdahale edilmemesi pasif ötenazi sayılabilir mi?)

Bu olayda öncelikle bilinci kapalı olup ve hayati tehlikesi ihtimali bulunan kişiye yardım yükümlülüğü söz konusudur. Ve bu yükümlülük yerine getirilirken zorunluluk durumu sebebiyle suçlandırılması uygun olmayacaktır. Ancak sağlık personelinin mesleği gereği zor kullanma hakkının bulunmadığını da unutmamak gerekir. Böylesi hayati tehlike ihtimali bulunan bir olayda görevi ifa esnasında engelleme ile karşılaşılırsa da durumu savcılık veya kolluk kuvvetlerine en kısa sürede (mesela 155 ihbar hattı) bildirilmesi gereklidir.

Hasta yakınları için ise mevzuat gereği mevcut bir hayati tehlike ihtimali olup yüksek oranda tahmin edilebilen sonuçlara istenerek ve bilerek sebebiyetten bahisle olası kast varlığından söz edilebilir kanaatindeyim. Ancak uygulamada bu tarz olayların sıklığı nedeniyle ne gibi sonuçlara yol açabileceğini söylemek zor. Ama en azından yardım yükümlülüğünün yerine getirilememesi suçunu işledikleri söylenebilir.