Mesajı Okuyun
Old 10-02-2009, 16:05   #60
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Konunun 31. mesajdan sonrasını okudum.

Bu konuyu okuyunca Borçlar Hukuku'nun ve Medeni Hukuk'un ilk dersleri aklıma geldi. Hocamın söylediği bir iki cümle o günden beri hep aklımda kalmıştır. Demişti ki:

" bir kişi sahibi olmadığı bir menkulu bir başkasına satabilir. burada geçerli bir sözleşme kurulmuş olur. bu kişinin, sattığı malın sahibi olmamasının hiçbir önemi yoktur. bu husus alıcıyı hiç ilgilendirmez. kendi malı olmayan menkulu temin etmeli ve borcunu yerine getirmelidir. aksi halde alıcı sözleşmeden kaynaklanan hakkını talep edebilir."

Şimdi bu cümleyi hatırlayınca somut olaya şu şekilde yaklaşıyorum:

Ben kendime ait olmayan bir gayrımenkulu Adli Tip'e kiralayabilirim. Burada geçerli bir kira sözleşmesi kurulmuş olur. Bu ilişkide hukuk bana "kiralayan" der. Adli Tip' ise "kiracı".

-Sözleşme geçerli midir?
El Cevap: Hocam bizi hukukçu yapma vaadiyle kandırmadıysa geçerlidir.
-Sözleşme geçerliyse benim "kiralayan" sıfatıyla sahip olacağım hakları hukuk düzeni korur mu?
El cevap: Koruması gerekir.
-Eğer hukuk düzeni beni koruyorsa ve yasa kiralayana, oğlunun işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye davası açma imkanı tanıyorsa ben bu haktan faydalanabilir miyim?
El Cevap: Oğlum varsa faydalanabilirim.

Hocam bir de şöyle demişti: Bazen önünüze gelen probleme o kadar karmaşık gözle bakarsınız ki meselenin esasında çok basit olduğunu gözden kaçırabilirsiniz. Böyle anlarda kafanızdaki tüm bilgileri silin, temel ilkeler çerçevesinde olayı yeniden gözden geçirin. Bence temsile ilişkin hükümlere hiç gitmeden "Sözleşmeler Hukuku"nun temel prensipleriyle bu sorun çözülebilir. Cengiz Abi de öyle yapmış sanırım.

Yukarıda bahsettiğiniz ve hocanızın söyledikleri "menkul" mülkiyetinin "teslim" ile geçmesi nedeniyle ve "iyiniyetli" 3. kişinin iyiniyetinin korunması itibariyle doğrudur. (Meşhur, Eski Medeni Kanun md. 901)

Esasen, kiracının iyiniyetinin korunduğu haller temsil hükümleri içinde de vardır.

Asıl sorun, kanunda zikredilen "kiralayan" ifadesinde yatmaktadır, diye düşünüyorum.

Yani kira konusu taşınmazı menkul mülkiyetine ilişkin hükümler dairesinde değerlendirmek çok doğru olmayabilir kanaatindeyim.

Kaldı ki olayı yukarıda bir meslektaşımızın dile getirdiği gibi: "Sorunun cevabı şudur..., tartışmaya ne gerek var..?" diyerek kestirip atmak da mümkün ama, biz anlamıyoruz işte.