Mesajı Okuyun
Old 09-02-2009, 23:27   #36
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici

Kira sözleşmesinin iki tarafı vardır: kiralayan ve kiracı. Kiralayan kiralanan şeyin kullanılmasını kiracıya terk eder. Kiralayan ve kiracı sözleşmeyi kendileri yapabilecekleri gibi, temsilcileri vasıtasıyla da yapabilirler. Temsilciler sözleşmeyi kendi adlarına yapmadıkları için sözleşme tarafı değildirler. Sözleşmenin tarafları kiralayan ve kiracıdır. Sözleşmeyi kendi adına imzalayan taraf temsilci değil sözleşmenin tarafı olur. Olayımızda söz konusu olan ve burada üzerinde tartışılan konu da budur; kira sözleşmesini, malik olmadığı halde, kendi adına yapan taraf. Kiralanan şeyin maliki olsun veya olmasın, kiralayan kiralananın kiracı tarafından kullanılmasını sağlamayı yüklenmiş olur sözleşme gereğince. Eğer malik kiralayan değilse kiracı ile arasında kira sözleşmesinden doğan herhangi bir hukuki ilişki yoktur. Malikin olsa olsa malını kiraya veren kişi ile bir ilişkisi vardır. Kiralayan mal sahibinin rızası olmadan malını kiraya vermişse mal sahibine karşı hukuki bir sorumluluğu vardır. Kiralayan yetkisi olmadan malı kiraya vermişse, mal sahibi ile arasında hukuki bir anlaşmazlık vardır, ama kira sözleşmesinden değil,başka bir hukulki ilişkiden doğan bir anlaşmazlıktır bu. Herhangi birşeyi asıl sahibinden kiralayıp alt kiraya veren kişi mal sahibinin temsilcisi değildir. Malı aralarındaki iç ilişkiye dayanarak malikten kendisine geçen kullanma ve kiraya verme hakkına dayanarak kiraya vermektedir.



Sayın Saim siz maliki olmadığı bir malı kiralayanın, devamlı olarak temsilci olduğu görüşünü savunuyorsunuz anladığım kadarı ile. Sayın Av. Suat Ergin’in verdiği örnekte ve benim belirttiğim durumlarda temsilcilik söz konusu değil, kiralayanın(malikle kendisi arasındaki iç ilişkiye dayanarak) gerekirse kendisinin tasarrufta bulunabileceği bir kullanma hakkını kiracıya sağlama durumu var.



Bence kiralayan, kiracı ile aralarında var olan kira sözleşmesine dayanarak oğlu için tahliye davası açabilir, malikin oğlunun ihtiyacı için aynı davayı açamaz; Malik kira sözleşmesinin tarafı değildir.






Malikin mülkiyet hakkı ile kiralayanın kira sözleşmesinden doğan hak ve ödevlerini birbiri ile karıştırmamak gerekir bence. Malik olmayan kiralayan malikin temsilcisi değildir bence yukarıda da belirttiğim gibi.

Saygılarımla

Sayın Gemici,

Değerli görüşleriniz için, teşekkür ederim.

Siz, kiralayanın kiraya veren olacağını ve bu itibarla kira akdinin ancak tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurabileceğini, -bir başkasının taşınmazı bakımından- kiralayan olmak için temsil ilişkisine de (bazan) gerek olmadığını belirtiyorsunuz. Bu yaklaşım hatalı sayılamaz ancak kanaatimce eksik sayılabilir. Çünkü, öncelikle bu iddiada kiralayanın mecura nasıl zilyet olduğunu ve hangi yetki ile kira akdi imzaladığını izah etmemektesiniz. Bu düşünce kabul gördüğü takdirde herhangi bir kimse, herhangi bir taşınmazı bir yetkiye de gerek kalmaksızın bir başkasına kiralayabilir. yeter ki taşınmazın anahtarını elde etmiş olsun ve kiracıya teslim etmiş olsun! Misal: Boyamak için anahtarı teslim ettiğiniz boyacının, kiralayan olması gibi...

Bu durumda malikin mülkiyet hakkı, hiç bir hukuki temele dayanmaksızın "kira akdinde -hangi yetki?- kiralayan sıfatı ile" taraf olan kişi tarafından sınırlandırılmış olur ki bunun Anayasal mülkiyet hakkına tecavüz olacağı açıktır, düşüncesindeyim.

Saygılarımla.