Mesajı Okuyun
Old 16-11-2006, 10:43   #50
NİLGÜN SEYMEN

 
Önemli Deprem mevzuatı /1-BURSA için risk faktörleri=

BU SAYFAYI ÇOK ÖNEMLİ BULDUĞUM İÇİN ,SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.
SAYGILAR
------------
NİLGÜN ÇAKICI/BURSA
16.KASIM.2006/10.42

PROF.DR AHMET ERCAN/İTÜ.ONURSAL BAŞKANI
www.ahmetercan.net
--------------------
----------------------------------------------
BURSA İÇİNİN DEPREME DUYARLI YERLERİ İLE GEÇMİŞTE GÖRDÜĞÜ DEPREM YIKIMLARI 05.11.2006





Özellikle Bursa-Ulubat-Manyas çukurluğunun güney kıyı kırığı çok etkilidir. Bu çukurluklar içinde geçmiş süreden beri büyük depremler oluşmuştur. Bursa ili bütün bu depremlerin etki alanı içinde bulunur. Bursa’da büyük sarsıntılar, 1417, 1674 ile 1855 yıllarında olmuş. Tarihçi K. Baykal’ın verdiği bilgiye göre, 1855 de Ulu Cami ile Molla Feneri Camisi arasında bulunan alan, en çok yıkıma uğramış, Ulu Caminin 18 kubbesi yıkılmıştır. Tophane Camisinin 9 kubbesinden 7 si yıkılmış. Molla ile Arap Camisi ile Başçı, İbrahim Camisi önündeki medrese bütünüyle yıkılmış, ayrıca birçok yapı yıkılmış,1600 kişi ölmüş.



BURSA İÇİNİN DEPREME DUYARLI YERLERİ İLE GEÇMİŞTE GÖRDÜĞÜ DEPREM YIKIMLARI



Son Manyas (5.2) ile ondan 4 gün sonra 24 Kasım 2006’da Gemlik Koyunda olan depremden sonra Bursa’dan çok sayıda ıyışkı (e-mail), www.ahmetercan.net’e çok sayıda soru aldım. Bunları yanıtlamak üzere (Taban, 2000) den bilgileri yeniden düzenleyerek size sunuyorum. Gelecek günlerde ilçelerin durumunuda yazacağım.





Bursa ili, Uludağ kitlesinin kuzey eteğinde, Ulubat ile Manyas gölleri çukurluğunun güney kıyısında kurulmuştur. Uludağ kitlesi; Paleozoik yaşlı kırılcalı şist, mermer, kireçtaşı ile granitten oluşmuştur. Bursa-Ulubat-Manyas çukurluğu jeolojik bir dönemdeki çökme sonucunda oluşmuş, Neojen döneminin birikintileri ile dolmuştur.



Düz ile Uludağ eteği arasında gökdere ile Cilinbaz derelerinin getirdikleri birikinti süğürleri yer alır. İlin yerleşik alanı değişik birimler üzerinde bulunur. Çoğunlukla ilin güney kıyısı Paleozoik yaşlı kayaçlardan oluşur. Işıklar uramınin üst kesimi şist, Hünkar Köşkü üstündeki alan , Molla Feneri, Pınarbaşı üstündeki alanlar ile Demirkapı üstündeki yamaçlar mermerleşmiş kireçtaşlarından oluşmuştur.



Çelikpalas dolayındaki gnaysların üst bölgeleri dış etkenlerle bozulmuş, toyuna dönüşmüş durumdadır. Kimi kesimler kireçtaşları ile örtülüdür. Hünkar Köşkünden Yıldırım Camisine dek uzanan sırt ile yüksek düzlükler, kalın bir toprak, yıkıntı ile örtülü olup, yeri Neojen marnlar oluşturur.



Gökdere ile Hisar arasında kuzeyde, düze dek inen alan, çok büyük bir birikinti süğürü (yelpazesi) ile kaplıdır. Geçmiş süre içinde birçok kez yolunu değiştiren Gökdere yakasından biriktirilmiştir. (Geçmiş Bilimci K.Baykal’a göre bu dere eskiden bugünkü uray (belediye) yapısı ile Çakır yunağı arasında diğer bir deyimle Ulu Cami dolayında akmıştır.)



Hisar ile Muradiye uramları sıcaksuların bıraktıkları kof kayalardan oluşmuştur. Çok geniş bir alan kaplayan bir süreyde çok kalın olan bu sıcaksuların bıraktıkları kof kayalar kütlesi içinde birçok küçüklü büyüklü boşluk ile çatlaklar vardır. Küçük bir sıcaksuların bıraktıkları kof kayalar alanı da kükürtlü yunak (hamam) dolayında görülür. Sıcak sularca oluşturulmuştur.



İlin Çekirge kesiminda alacalı Neojen katmanları yer alır. Kil, marn, killi şist, tüf ile püskürük kayaçlardan oluşur. Bu kayaçlar arasında sıcaksuların bıraktıkları kof kayaların ara katmanları da görülür. İlin düz kesimi ise, bütünüyle genç tortullarla kaplıdır. Buralardaki yer, kimi yerlerde çok kalın olan geçmiş kaygan katman ile örtülüdür.



Yeraltısu Düzeyi : İl içinde belirli bir yeraltısu düzeyi yoktur. Ancak su sızıntılarına karşılaşılır. Çoğunlukla düzde 2-3 m. derinliktedir. Düzde ise, 50 ile 100 m. arasında bol çokrama (artezyen) düzeyleri yer alır. Bu çokrama suları özellikle Gökdere birikinti süğürü (konisi) önünde çok verimlidir.



Pınarbaşı suyu, dağların eteğini izleyen bir kırıktan gelmektedir. Kükürtlü ile Çekirge sıcak su kaynakları ise, Bursa düzünün güney kıyısı ile, Uludağ kitlesinin kuzey eteğini izleyen kırık dizgeleriyle(sistem) ilgilidir. Kimi araştırmacılar bu kırıkların K-G yönünde uzandığını benimserler.



Deprem Durumu : 1. Önemde çekinceli deprem bölgesinde bulunur. Bursa ili, Bandırma-Erdek-Mudanya-Gemlik-İznik ile Bursa-Ulubat Gölü-Manyas Gölü çukurluklarının oluşturdukları Güney Manyas deprem bölgesi içindedir. Bu çökme çukurlarının kıyılarında deprem bakımından çok etkin olan Kuzey Anadolu Kırığının güney kolu izlenir.



Özellikle Bursa-Ulubat-Manyas çukurluğunun güney kıyı kırığı çok etkilidir. Bu çukurluklar içinde geçmiş süreden beri büyük depremler oluşmuştur. Bursa ili bütün bu depremlerin etki alanı içinde bulunur. Bursa’da büyük sarsıntılar, 1417, 1674 ile 1855 yıllarında olmuş. Tarihçi K. Baykal’ın verdiği bilgiye göre, 1855 de Ulu Cami ile Molla Feneri Camisi arasında bulunan alan, en çok yıkıma uğramış, Ulu Caminin 18 kubbesi yıkılmıştır. Tophane Camisinin 9 kubbesinden 7 si yıkılmış. Molla ile Arap Camisi ile Başçı, İbrahim Camisi önündeki medrese bütünüyle yıkılmış, ayrıca birçok yapı yıkılmış,1600 kişi ölmüş.



1417 ile 1674 yıllarında en önemli yıkımlar Ulu Cami semtinde olmuştur.



Deprem dökümgesinden (katalog) elde edilen bilgilerden



Bursa’nın çok önemli , çok etkin bir deprem bölgesi içinde bulunduğu,


Ulu Camisi, Setbaşı, Yeşil Camisi ile Yıldırım uramlarınin doğal yerinin yer yer çok kalın olan bir kaygan katman ile örtülü olduğu göz önünde. Bu biçimde burada yapılmış yada edilecek yapıların çoğu doğal yer üzerinde değil, duraysız, bir türden olmayan bir kaygan katman üzerinde bulunmaktadır.



Bu durumda, Bursa ilinin uray (belediye) sınırları içinde bulunan alanların çok büyük bir kesiminın, deprem bakımından çekinceli olduğu açıktır.



Şimdiye dek en çok yıkımın Ulu Camisi dolayında, diğer bir deyimle Gökdere birikinti süğürü (konisi) üzerinde olduğu,


1855 depremi gibi, ancak il içinde yıkım yapmış ortay depremlerin oluştuğu anlaşılmaktadır.


İlin Yerini Oluşturan Çeşitli Birimlerin Deprem Yıkımı Yönünden İrdelenmesi ;



1. Uludağ yamaçlarını oluşturan mermer, kireçtaşı ile şist yer bakımından sağlam ise de, bu yamaçlar deprem anında kaya düşmesi, kayma çekincesine uğramaktadır. Yapılacak yapıların ön kesimlerı dolgu üzerinde bulunacak, deprem bakımından daha çekinceli olacaktır. Bu nedenle yapı temelleri sağlam kayaya indirilmelidir.



2. Sel birikintilerinden oluşan Gökdere birikinti süğürü (konisi) çok çekinceli olduğu şimdiye dek orada oluşan yıkımlardan anlaşılmaktadır.



3. İlin altında uzanan düzün yeri, genç birikintilerden oluşmuştur, yeraltısu düzeyi yüzeye çok yakındır, bundan dolayı bu alanın deprem bakımından çok çekinceli olduğu söylenebilir.



4. Hisar Muradiye gibi yüksek düzlükleri ile (dik olan kıyıları dışında) Hünkar Köşkü yıldırım kesiminın düz yerleri ve Çekirge’nin düz yada az eğimli olan kesimlerı, Gökdere yöresinde, düze göre daha az çekinceli sayılabilir.



5. İlin önemli bir kesimi özellikle Çekirge’nin orta kesimi ile Muradiye, Hisar, Ulu Camisi, Setbaşı ile Yıldırım uramlarınin doğal yerinin yer yer çok kalın olan geçmiş bir kaygan katman ile örtülü olduğu, göz önünde tutulmalıdır. Bu biçimde burada yapılmış yada dikilecek yapıların çoğu yer üzerinde değil, duraysız ayrıca bir türden olmayan bir kaygan katman üzerinde bulunmaktadır.



Bu durumda, Bursa ilinin uray (belediye) sınırları içinde bulunan alanların büyük bir bölümünün deprem bakımından çekinceli olduğu açıktır.



a) 04.08.1960 Uludağ’da kayalar düşmüştür.

19.04.1878 M = 4,9 Bursa’da yıkım yapmıştır.

06.03.1855 M = 4,3 26.06.1873 M = 4,3

16.04.1852 M = 4,3 17.04.1876 M = 4,3

11.04.1855 M = 4,3 ---.09.1886 M = 4,3

15.12.1855 M = 4,3 ---.09.1887 M = 4,3

16.10.1863 M = 4,3 13.07.1894 M = 4,3

28.02.1855 M = 6,7 ---.07.1912 M = 5,0

29.04.1855 M = 6,7 02.08.1939 M = 5,3

06.11.1863 M = 6,7 03.06.1953 M = 5,3

15.04.1905 M = 5,6 19.04.1958 M = 4,3

02.04.1959 I = 5

22.07.1967 I = 6



b) 18.03.1953 I = 6

20.02.1956 I = 5



17.08.1999 ile 12.11.1999 tarihlerinde olan İzmit ile Düzce depremlerinde, (M= 7,4 ile M= 7,2) Bursa ortası ile ilçelerinde 268 yaşam yitimi, 68 ağır, 453 orta yıkımlı olmak üzere toplam 521 yapı yıkım görmüştür.


Raif Kaplanoğlu 6.11.2006
İLK RASATHANEYİ BİR BURSALI KURDU
Bursa deprem kuşağında bir kent… Bu nedenle, ülkemizin ilk deprem bilimcisi de Bursa’dan çıkmıştı. Türk tarihinde yazılmış ilk bilimsel deprem tarihini de bir Bursalı bilim adamı yazdı. Hacı Çelebi olarak da anılan Bursalı Gökmenzade Seyyid Hüseyin Rifat Efendi, "İşaretnüma" adlı kitabında, 1820 yılından 1859 yılına kadar gerçekleşen tüm depremleri günü gününe, saati saatine ve şiddetine kadar kaydetmiş…
21 Haziran 1910 tarihinde, Türk tarihindeki ilk deprem merkezi olan Kandilli Rasathanesi’ni kuran Fatin Gökmen (1877-1955) de, işte Bursalı Gökmenzade Hacı Çelebi’nin oğludur…
Bursalı Hacı Çelebi’den bir asır önce, İstanbullu Recep tarafından 1726 yılında yazılmış ve ilk deprem kitabı olarak kabul edilen "Risale-i Zelzele" aslında bir hurafe kitabıdır. Nitekim bu kitapta, dünyayı sırtında, ya da boynuzunda taşıdığı sanılan öküzün kıpırdatmasıyla depremin oluştuğu uzun uzun anlatılmakta…
OLASI BURSA DEPREMİNDE RİSKLİ BÖLGELER
Hacı Çelebi’nin yazdığı deprem kroniği, olası Bursa depremi hakkında çok zengin bilgiler veriyor. Anlaşıldığı kadarıyla 1855 depremi sadece Bursa’da etkili olan bir depremdir. Yazar, 1855 depreminin tahribat sınırlarını da bize veriyor.
Yazar 1855 yılı depremini, şubat ayının 16. Çarşamba günü, saat 9'u 10 geçe olduğunu bildiriyor. Deprem üç kez aralıklarla tekrar etmiş. 1855 depreminin yıkıcı etkisi, Balıkesir Susığırlık’tan Bursa'nın doğusunda bulunan Değirmenlikızık köyüne kadar olmuş… Diğer bölgelerde de deprem hissedilmişse de tahribat yapmamış. Örneğin İnegöl, Yenişehir, Kütahya, Afyon ve Akşehir'e kadar deprem kendini hissetirmişse de tahribat yapmamış…
Bursa'nın yakınlarındaki 50-60 evli Kete/Ürünlü köyünde sadece bir samanlık kalmış, diğer tüm evlerle hamamı ile camisi yıkılmış. Köyden 47 kişi de yaşamını yitirmiş…
300 evden oluşan Kayapa köyünde sadece 10 ev kalmış. Kayapa köyünden 110 kişi de yaşamını yitirmiş…
Demirci ve Çalı köyünde de tahribat yüksek olmuş. Çalı’da 17 kişi, Yaylacık’ta 72, Hasanağa köyünde 42 kişi yaşamını yitirmiş…
Tahtalı, Görükle, İrfaniye ve Akçalar köylerinde de tahribat fazla olup bu köylerde çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş…
Soğanlı köyünün yarısı yıkılmış, İzvat’ta beş hane kalmış, 16 kişi ölmüş. Yenice, Çeltik, Armut, Yunuseli, Çavuş, Panayır, Küçükbalıklı, Demirtaş, İğdir, Dikencik ve Kestel köylerinde şiddetli tahribat yaşanmış, Tepecik köyü ise tümüyle yıkılmış… Değirmenlikızık tümüyle yıkılıp sadece 3-5 hane kalmış. Yazar, Bursa’da "3.600 nüfus telef oldu dediler ise de, hakîkat üzere 'adedi malum olmadığı"nı yazıyor…
HANGİ SEMTLER DAHA GÜVENLİ
1855 depreminin, kent içindeki farklı semtlerinde, farklı şiddetle tahribat yaptığını hayretle gördük. Bazı semtler, zeminin sağlamlığı ya da fay hatlarına uzaklığından olacak fazla tahribat yaşamamış…
Deprem yazarına göre, 1855 depremi Muradiye tarafında fazla şiddetli hissedilmedi. Ova tarafı ile Meskenler deresi ve Ulucami tarafı en çok harap olmuş yerlerdi. Muradiye tarafında olan cami ve türbelerinde az tahribat olmuş. Muradiye evlerinden de tümüyle yıkılan fazla değilmiş. Muradiye Camii’nin ise sadece son cemaat yeri ile minare şerefesi yıkılmış…
Ahmetpaşa’da 30-35 haneden bir hane kalmış... Altıparmak, Yahudilik, Veledisaray, Şehreküstü, Kazzazoğlu, Hacıyakup, Doğanbey, Kiremitçi, Attarhüsam, Mizanoğlu, Narlı, Hocamenteş, Dayehatun, Süzenküfen, Sarıcasungur, Veledienbiya, Mantıcı, Yenipazar, Reyhan, Zaferanlık mahallelerinde en çok tahribat yaşanmış. Özetle Bursa’nın ova tarafındaki aşağı mahalleler tahribat görmüş. Bugünkü Cumhuriyet Caddesi’nin aşağısında, tahribatın fazla olduğu anlaşılmakta. Bu semtlerdeki ev ve camiler tümüyle yıkılmış. Yine Hisar’ın altındaki semtlerde de tümüyle tahrip olmuş…
ÖNCÜ İLE ARTÇI DEPREMLER
1855 yılında, üç ay içinde Bursa'da iki kez şiddetli deprem olmuş…
İlk deprem perşembe gece sabaha kadar 10-15 dakikada bir sürmüş. Deprem yazarının deyimiyle "Arz karar etmeyip yer titredi, durdu". Daha sonra günde 3-5 deprem olmuş. 38-39 günden sonra depremler son bulmuş…
Depremler tam unutulup hayat normalleşirken, 45. gün Mart'ın 31'i perşembe gecesi, saat birde, kudret topu gibi havadan bir gürültü kopup saat biri 10 geçe şiddetli bir deprem olmuş. Bu ikinci deprem o kadar uzun sürmüş ki, öncekinin beş katı, belki on katı süreyle etkilemiş. Öyle etkili olmuş ki tarîf edilmez. Bazıları çocuğunu bırakıp kaçmış, bazı kimseler korkularından ölmüş…
Deprem olduğu gece, sabaha kadar on dakîkada bir, beş dakîka bir yer hareket etmiş. Saatte 5-6 kere sallanmış ve yukarı fırlamış. Ancak, ilki kadar şiddetli olmamış. Yazara göre eğer ilki kadar şiddetli olmuş olaydı, Uludağ parça parça olur, dere-tepe dümdüz olurmuş… Örneğin ilk depremde Ulucami’nin iki kapısı yıkılırken ikinci depremde dört kapısı yıkılmış…
"BURSA’NIN İŞİ BİTTİ"
1855 depreminin kış ayında yaşanması, depremin tahribatını daha da arttırmış. Çünkü deprem sırasında yıkılan sobalar şehirde birçok yangına neden olmuş. Depremler sonunda çıkan yangın sonucu, deprem yazarının dediği gibi "Bursa'nın işi bitti". Yangın gecesi şehrin dört yerinde yangın çıkmış…
Yangında Hayrettinpaşa, Karakadı, Yiğitköhne, Hasanpaşa, Ebuishak, Bedrettîn, Kirişçikızı, Köseleciler, Şerefüddîn mahalleleri tahrip olmuş. Deprem sonrasında çıkan yangında 12 mahalleden kimi tümüyle, kimi yarısı, kimisi ise kısmen yanmış…
Yangın sonrasında Ağaççılar, Kayan, Okçular başı, Çıkrıkçılar, Tabancacılar, Kundakçılar ile Nalıncılar Hamamı’na kadar olan alan tümüyle yanmış. Çarşı’da da 1100 dükkan ile Karakadı ve Kayguluzade tekkeleri yanmış…
Bazı kale duvarları da bu depremde yıkılmış. Kale dibinde bulunan bir ipek fabrikası yıkılıp yangın çıkmış, 40'tan çok işçiyle fabrika sahibi yaşamını yitirmiş…
"150 MİNAREDEN SADECE 3-4 MİNARE AYAKTA KALDI"
Bursa’da sadece konutlar değil, 1855 depreminde, sağlam olarak taştan yapılmış resmi yapılar da yıkılmıştı. Deprem yazarına göre 1855 depreminde Bursa’daki 150 cami minaresinden sadece 3-4 minare ayakta kalmış…
Bursa’da yerle bir olan camilerden biri Kayağan Camii imiş. Ayrıca Hayreddinpaşa/Kümbet Camiî, Şehabeddînpaşa/Karamanlı Camii, Veledimîzan Camiî tümüyle yıkılmış. Yıldırım Camii de büyük ölçüde tahrip görmüş. Ulucami’nin iki kubbesi tümüyle yıkılmış, dört kubbesi ise büyük tahrip görmüş. Minarelerin ise şerefeleri yıkılmış. Tophane’de "Manastır" olarak anılan ünlü türbe de tümüyle yıkılmış…
Kiremitçi, Veledsarayı, Veledikazzaz, Ertuğrul, Mollagürani, Üftade, Bezci, Hacıseyfeddîn, Kuzgunluk, Dibekli, Hasırcı, Selîmzade, Hacı Cami'i, Müftüönü, Babazakir, Abdalmehmet, Darbhane, Tomrukönü, Bitpazarı, Taşkın camileri de tümüyle yıkılmış…
Çakır, Pınarbaşı, Veziri, Alipaşa, Zeminkapı, Simkeş, Karakadî, Ebuishak, Yenipazar, Ahmetpaşa, Tekyemescit, Zeyniye camilerinin ise son cemaat yeri yıkılmış…
Yiğitköhne ve Kanberler gibi bazı camiler dışında depremde sağlam kalan cami sayısı onu geçmezmiş…
Mudanya, Pirinç, İpek, Sırmakeş, Geyve, Emir, Kapan, Tahtakale, Kuşbaz, Karacabey, Eski-Yeni, Demir, Tuz, ve Kütahya Hanı bu depremde ya kısmen, ya tümüyle yıkılmış... Yazara göre Mahmutpaşa Hanı’ndan başka tahrip olmayan han kalmamış…
I. Murat türbesi yıkılmış, Yeşil Türbe, Emir Sultan ve Üftade Türbesi de tahrip olmuş. Okulların da çoğu harap olmuş… Hamamlardan dört hamam kalmış. Çarşıda ise Bedestan, Sipahî Çarşısı, Kazazlar, Demirkapı ve İpek Han başta olmak üzere büyük bir yıkım yaşanmış.
BİR DEPREM BELGESİ İŞARETNÜMA
1855 depremi yazarı, Uludağ’dan şehre kayaların düştüğünü, yerlerin yarıldığını, Kükürtlü Hamamı yanındaki Hatice Sultan türbesi civarı ile Bademli bahçenin üst tarafında ve Kara Mustafa Hamamı civarında yol üstünde yerden sıcak su kaynadığını yazıyor. Bu sıcak sular 5-10 gün kaynadıktan sonra, sona ermiş…
M.Kemalpaşa ve Karacabey tarafında da çok sayıda ev ve cami yıkılmış, birçok kişi ölmüş… Ancak Mudanya, Gemlik ve Orhangazi’de fazla tahribat olmamış…
Bursa depremi ve öncesinde Bursa’da yaşanan tüm depremleri kaydeden İşaretnüma adlı kitap, Bursa’nın olası depremi için uzmanlara önemli bir yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Deprem bilimciler ve bu kenti yönetenler bu bilgilerden yararlanmalıdır
--------------------------------------------------------------------------------------
Tabban, A. 2000, Türkiye illerinin jeolojisi ile deprem riski. TMMOB JMO Yayını

CÜNEYT AKIN-JEOFİZİK KURUMU BURSA TEMSİLCİSİ
2006/11/05 Fon bulundu İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Tunçak, İl Genel Meclisi'nin salı günü deprem gündemiyle toplanacağını açıkladı. İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Tunçak, Gemlik Körfezi'nde yaklaşık 10 gün önce yaşanan 5.2 şiddetindeki sarsıntının ardından Vali Nihat Canpolat'la iki defa bir araya gelerek yapılması gereken hazırlıkları masaya yatırdıklarını açıkladı. Öncelikle Bursa'nın jeolojik etütlerinin bugüne kadar tamamlanmamış olmasının çok büyük bir eksiklik olduğunu belirten Tunçak, "Deprem ve deprem öncesi alınacak tedbirler, ortada kalmaması gereken bir konudur. Önümüzdeki hafta salı günü İl Genel Meclisi deprem gündemiyle toplanacak. Meclisimiz, Bursa'nın jeolojik etüdünün yapılması ile ilgili görüşme yapacak. Bugüne kadar böyle bir çalışmanın yapılmamış olması, çok büyük sıkıntıdır. Bu konuda Kocaeli Üniversitesi'nde görev yapan iki profesörün hazırladığı önemli bir de çalışma var. Bu çalışmayı da maddeye ek olarak sunacağız. Bu konuda gerekli maddi desteği vermeye hazırız" dedi. Bursa'da jeolojik etütlerle ilgili eksikliğin Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından da sık sık dile getirildiğine işaret eden Tunçak, projeyle ilgili maliyet çalışmalarının da sürdürüldüğünü kaydetti. Etüt konusunun gecikmeye gelmeyecek bir aciliyeti olduğunu anlatan Tunçak, konuyu gelecek yıla bırakmadan 2006 yılı kaynaklarından para ayırarak yapacaklarını kaydetti. Etüt çalışması için ayrılacak ödeneğin projenin hazırlanmasından sonra belli olacağını ifade eden Tunçak, şunları söyledi: "Bu konuyu aksatmamak için 2007 programlarını beklemedik. Tüm şartları zorlayarak, yatırımı 2006 bütçesi yedek ödenek kalemlerinden karşılamayı düşünüyoruz. Maddi olarak ne gerekiyorsa, böyle hassas bir konu için elimizden geleni yapacağız. Tüm şartlarımızı zorlayarak maddi boyutu ne olursa olsun bu çalışmaları yapacağız. Bu konuda her kurum ve kuruluşun üzerine düşeni yapması gerekiyor. Ancak vatandaşlar da gereken hassasiyeti göstermelidir." Tunçak, zemin etüt çalışmalarının Kocaeli Üniversitesi ile birlikte yapılacağının da altını çizdi.