Mesajı Okuyun
Old 28-03-2007, 12:09   #25
Hekimbaşı

 
Varsayılan Var ama, olması işi çözmüyor

Sn.Ahu,

Korkmak:

1. Korku duymak, dehşete düşmek Ör: Gülbahar zindana girmekten korkuyordu.
2. Kaygılanmak, endişelenmek Ör: Korkarım gelmeyecek.

Örnek TDK (2) de bile yer aldığına göre; var.

Ancak, ÇDT nde alışılmadık kadar sık karşımıza çıkıyor. Bence buna yol açan etkenler şunlar:

1. Günlük konuşma bütün dillerde 300 - 500 sözcük, deyim, ve çok az sayıda kalıpla yürütülüyor.
2. Amerikanca' da "I'm afraid; ..." çok kullanılıyor.
3. Türkçe' de 'Korkarım; ...' çok az kullanılıyor.

Çeviri günlük konuşmaların çevirisi olunca, bizim alışmadığımız kadar sık korkan insanlarla karşılaşıyoruz.

Yine karşı çıkılabileceğini bile bile, söylemekten geri duramayacağım: duygularını, dolayısıyla korku ve kaygılarını da dışa vurmak, söze dökmekten kaçınan bir toplum olduğumuzdan; 'korkarım' yerine {galiba, herhalde, sanırım} gibi sözcüklerdeki gizemin arkasına saklanmayı yeğliyoruz. İlle de kaygımızı vurgulamak istersek bile; 'Gelmezse ne yaparız?' biçiminde bir soru tümcesiyle kaygıyı karşımızdakine yansıtarak bu zorluğu aşıyoruz.

Elbette, "I'm afraid; ..." 'korkarım' diye çevrilir ve bu dilimizde de var. Ama bu kadar sık kullanmadığımız için kulak tırmaladığına göre, çevirenlerin onun yerine, uygun olduğu yerlerde, yukarıda örneklenen seçenekleri, veya daha uygunu varsa, onları koymalarını beklemek hakkımız. Bence "I fear that ..." konamayacak her durum için bir başka Türkçe karşılık aranması doğru olur.

Biliyorsunuz; biz biraz fazla cengaver bir toplumuz; öyle hababam korkmamamız gerekir?!

Saygılarımla,