Mesajı Okuyun
Old 03-12-2008, 11:46   #3
av-gülen

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/2769
Karar: 2006/5040
Karar Tarihi: 02.05.2006

ÖZET: Malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren ancak malı dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o suretle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat isteme hakkına sahip olur. Bu husus dikkate alınmadan açılan davanın kabulü doğru değildir.

(6762 S. K. m. 1269, 1270)

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 8. Ticaret Mahkemesince verilen 09.12.2004 tarih ve 2001/1794 - 2004/1544 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 02.05.2006 gününde davacı avukatı E.M. gelip, davalı avukatı tebliğe rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A. Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkiline ait otobüsün davalı şirket nezdinde kasko sigortalı olduğu dönemde kaza yapıp, hasarlandığını, tamirat bedeli ve ödeme konusunda davalı ile servisin mutabakata vardıklarım, yapılan tamirat sonucunda aracın müvekkiline teslim edildiğini, ancak, tamiratın gerçekleştiren Bursa Motorlu Araçlar Tic. ve San. A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, borcun tamamının sigorta şirketi tarafından ödendiğini düşünen müvekkilinin takibe itiraz ettiğini, takibe vaki itirazın iptali davasının görülmesi esnasında, davalı sigortacı hakkında giriştikleri icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının irca takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, eksperin yaptığı inceleme sonucunda belirlenen KDV hariç (67.524.519.096) TL. hasar bedelinin ibraname karşılığında ödendiğini, davacının böyle bir dava açabilmesi için en azından 3. kişiye bir ödeme yapması gerekirken, ödeme yapmadan açtığı davada hukuken konuşacak bir menfaatinin bulunmadığını, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporlarına nazaran, davalı sigortacının hasarın KDV dahil bedelini ödemekle yükümlü olmasına karşın bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacı sigortalının bu alacağının tahsilini teminen giriştiği icra takibine vaki itirazının iptalinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile icra takip dosyasına vaki itirazın 11.735.893.522 TL üzerinden iptaline, takibin 9.730.358.522 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmek suretiyle devamına, karar verilen miktarın % 40'oranmda icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin davalı sigorta şirketi tarafından aracı tamir eden servise noksan ödenmesi nedeniyle aradaki farkın tahsili istemiyle girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 7142-K-000247 numaralı sigorta poliçesi incelendiğinde, dava dışı M. A.Ş Trakya Şubesi, dain ve mürtehini olarak gösterilmiştir. Dava dışı M. A.Ş Trakya Şubesi TTK'nın 1269. maddesi hükmü uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı Yasa'nın 1270 nci maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğuna göre, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren ancak malı dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak ve o suretle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat isteme hakkına sahip olur. Bu husus dikkate alınmadan açılan davanın kabulü doğru değildir.

Mahkemece, böyle bir durumda davacılık sıfatının araştırılması bakımından yapılacak iş; davacıya asıl dava ve talep hakkına sahip sigortalı M. A.Ş'den davaya muvafakat veya icazetleri olduğunu belgelendirmesi için süre verilmeli, bu usulü işlem tamamlandığı takdirde aracın maliki sıfatı ile sigorta akdini yapan davacının da dava hakkının bulunduğunun kabulü ile işin esasına girmekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

2- Kabule göre de, hüküm altına alınan icra inkar tazminatının takibe konu alacağın tamamı üzerinden mi, yoksa asıl alacak miktarı üzerinden mi tayin edildiği belirtilmediğinden, infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın açıklanan nedenle dahi davalı sigortacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları