Mesajı Okuyun
Old 10-09-2007, 23:17   #12
VARTO'LU

 
Varsayılan Bir Başka Bakış Açısı

Sayın Furkan;
Alıntı:
Dilekçesinde K.....köyünden satın aldığı toplam 300 koyunu kendi köyüne götürmesi için M..... isimli bir kamyoncuyla anlaştığını fakat kamyoncu M......nin koyunları köye götürmediğini G.....kasabasından (benim müvekkil) İ.... ye sattığını şu anda koyunların İ...de olduğunu öğrendiğini bu şekilde dolandırıldığını iddia etmektedir.
Bu anlatım, öncelikle müvekkiliniz (İ)nin bu koyunların mülkiyetini edinme biçiminin tartışmalı olduğunu göstermektedir. Pazar yada panayırda olmadan, toplu halde (ki bunca koyun bir kamyona pek de sığmaz ya)
300 adet koyun'un en azından mahalle veya köy muhtarı daha geniş anlamı ile İlçe Tarım Müdürlüğü'nden "menşe şahadetnamesi" olmadan bir yerden bir diğer yere nakli olası olmadığı gibi böylesi bir belge olmadan bunca hayvanı satın alan bir kişiyi, onları edinmende fazlaca iyiniyetli görmek olası değil.
Sanırım, bir tartışma başlatmak üzere ortaya varsaydığınız olay gerçekleşme olasıllığı zayıf bir olay. Ama bütün bunlara rağmen, tartışılmasını istediğiniz sorunu "hakimlerin hukuki sorumluluğu" yada "adli faaliyetten dolayı devletin sorumluluğu" olduğu belirlemem ile bir başka pozitif hukuk normuna dikkat çekerek birkaç soru ile tartışmanın genişletilmesine katkıda bulunmak isterim.
1982 Anayasası'nın 40. maddesi
Alıntı:
Madde 40 – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek:3/10/2001-4709/16 md) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
hükmünü içermektedir. Keza 177 maddesi'nin (e) bendinde ise
Alıntı:
e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyle birlikte yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan Anayasa hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
düzenlemesinin yapıldığı görülmektedir.
Nitekim 126. maddedeki benzer hüküm nedeni ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde düzenleme yapıldı.Ama 40. madde uygun bir kanun, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala yapılmadı.
Bu açıklamadan sonra derim ki :
a) Hukuk Alanında gerçekleşen ve kesin hüküm kuvvet ve kudretini kazanın ve "hukuka aykırı" oldukları açık-secil olar yargı kararları ile yurttaşların uğradığı zararları EDVLET GİDERMELİ Mİ ? 40. maddenin 3. fıkrası bunu gerektirir mi ?
b) 765 sayılı TCK.nunda var olan "GENEL MÜSADERE" hükmü Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından Anayasa'nın 177/e maddesi uyarınca "UYGULANAMAZ" olarak kabul edilerek zanınında "değişmez" içtihat oldu.
Öyse ise "Hakimlerin Hukuku Sorumluluğu" ile ilgili HUMK. 573 vd maddeleri de "uygulanamaz" hale düşmüş hükümler değil mi ?