Mesajı Okuyun
Old 26-08-2006, 22:59   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:

Birinci aşama: Birinci aşama mal rejimi sona erdi. MY. 226. maddesi gereğince; ilk aşama malların geri alınmasıdır (eşlerin mallarını geri alması.) Burada eşlerden her birine ait mallar ile paylı ortaklık altındaki malları ayrı değerlendirmek lazım. Eşlerden her birine ait mal ister kişisel mal olsun, ister edinilmiş mal olsun eğer diğer eşte bulunuyor ise önce bunları bir geri alacak eş. Çünkü sonraki aşamalarda göreceğimiz üzere, eşin kişisel ve edinilmiş malları arasında da, kendi malları arasında da bir iç denkleştirme söz konusu olacak. Bunu yapabilmek için malları diğer eşten almak gerekir. Her eş diğer eşteki malını geri alacak. Paylı ortaklık altında bir mal söz konusu ise, iki seçenek var burada. Eşlerden her biri paylı ortaklığa ilişkin yasa kurallarına göre sonuç alabileceği gibi (paydaşlığın giderilmesi gibi veyahut eşlerden biri payını sattı; önalım hakkı v.s. bu haklardan bu olanaklardan yararlanabileceği), bu yasal mal rejimi ile getirilmiş bir başka olanaktan da yararlanabilecek. O da, paylı ortaklık altındaki malın bölünmeden kendisine bütün halinde verilmesini isteme hakkıdır.


Alıntı:
Yedinci aşama; katılma alacağının ve değer artış payının ödenmesi. Bir önceki aşamada artık değeri ve her bir eşin artık değerden olan alacak hakkını belirledik. Şimdi bir de bunların belirlenmesi var. Denkleştirilmesi var. 239. maddeye göre; bu ayın veya para olarak ödenebilir. Ayni ödemede malların sürüm değeri geçerlidir. Yine ayni ödemede bir mesleğin icrasına ayrılmış birimler ile işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir. Yani ayni ödeme yapılırken işletme parçalanacak, bölünecek veya ekonomik yönden sarsıntıya girecekse onu yapmazsın, onu gözeteceksin diyor. O zaman parayla ödeme yapılacak. Derhal ödeme; borçlu eş için, ciddi güçlükler doğuracak ise o eşe tanınan bir olanak yasa ile; o eş, hakimin kararı ile ödemelerin uygun bir süreye yayılmasını talep edebiliyor. O eşe bu olanağı tanıyalım derken bundan diğer eşin zarara uğraması söz konusu. Çünkü alacağını çok geç elde edecek eş, belki de zarara uğrayacak. İşte bunun için de diyor ki; aksine anlaşma yok ise tasfiyenin sona erdiği günden itibaren faiz yürütülür bu alacağa. Yine aksine anlaşma yoksa alacaklı eş teminat (güvence) de isteyebilir.


Yukarıda alıntıladığım Aydın Zevkliler'in notlarından, katkı payı alacağı talepli davalarda da, yahut her ikisini de kapsayacak şekilde mal rejiminin tasfiyesinden doğan tasfiye alacağı istekli davalarda da , tapu iptal ve tescil talep edilebileceğini iddia ediyorum.

Çok mu inatçıyım acaba? Galiba...

Saygılarımla...